Gazetecilere yönelik internet yayını Journo.com.tr, YouTube’da gazeteciliğe ilişkin bir dosya yayımlandı. Zeynep Yüncüler (@yunculerzeynep) imzalı dosyada, YouTube’un işlerinden edilen veya bağımsız çalışmayı seçen gazeteciler için de önemli bir mecra olduğu belirtiliyor. Yüncüler, ülkemizde YouTuber gazeteci olup olmadığını ve bu yöntemle para kazanılıp kazanılamayacağı üzerinde duruyor. Dosya için Nevşin Mengü, Sevim Gözay, Fırat Fıstık, Timur Akkurt ve Barış Akpolat’tan görüş alan Yüncüler, YouTube’da bağımsızlık olup olmadığını da sorguluyor.
Mengü: YouTube’u TV yayıncılığı gibi ciddiye almak lazım
Zeynep Yüncüler’in dosyada söz verdiği ilk isim, Nevşin Mengü. Şu an Deutsche Welle’nin (DW) Türkçe YouTube kanalında “Bire Bir” isimli bir program sunan Mengü, Geleneksel bir medya kurumunda çalışan gazeteci ile YouTube’de aktif olan gazeteci arasındaki farka değiniyor, “Maalesef merkez gayri ciddileşiyor. Karikatürize oluyor. Orta vadede en ciddi fark bu olacak” diyor. İnternette video yayıncılığına dair bir uyarı yapmayı da ihmâl etmiyor: “Burası uçsuz bucaksız bir mecra. Ancak ciddiye almak lazım. TV yayıncılığı gibi. Kaynak ve emek lazım” diyor. (Mengü’nün DW’deki programına şu adresten ulaşabilirsiniz)
Gözay:Tipik bir YouTuber değilim
Yüncüler’in görüşlerine başvurduğu diğer bir isim de, Sevim Gözay. Gazeteler ve TV kanallarında kültür-sanat programları yapan Gözay’ın kendine ait bir YouTube kanalı var. Kendini tipik bir YouTuber olarak görmeyen Gözay, şu değerlendirmeyi yapıyor: Tipik Youtuber’lar genellikle ‘Hey, bana bakın! Beni görün!’ tarzında içerik sunuyor, ben ise “Hey, şuna bakın! Bu gerçekten dikkate değer.” Gözay, YouTube’un istikrar ve sabır işi olduğunu vurguluyor ve devam ediyor: “Türkiye’de YouTuber gazeteciliğin tanımını koyacak işler olgunlaşmış değil henüz. Hepsi çok yeni çabalar. Türkiye’de gazeteciler ve yayıncılar açısından YouTube şu an bir ‘aman geç kaldık zaten, nereden yakalasak kâr’ kıvamında.
Fıstık: YouTube reklam üzerinden bağımlılık ilişkisini yeniden üretiyor
Dosyadaki diğer bir isim ise Fırat Fıstık. Medyascope‘un kuruluşundan itibaren, siyaset gündemine dair proglamlar hazırlayan Fıstık, Türkiye’de YouTuber gazetecilikle ilgili şu açıklamayı yapıyor: “YouTube’un, TV gibi geleneksel medya araçlarından bir farkı da üreten-tüketen ilişkisinin karşılıklı etkileme biçimini alması, izleyiciyi edilgen bir konumdan çıkarıp suni bir topluluğun parçası haline getirmesi. Mobil platformlarda daha kaliteli içerik sunması ve kolay ulaşılabilirlik de YouTube’un artılarından.” Fıstık, Türkiye’de YouTuber gazeteciliğin ekonomik boyutunu şöyle değerlendiriyor: “Her ne kadar gazetecilerin kendi okurunu bulabildiği, ürettiği içeriği özgürce belirlediği bir ortam olsa da YouTube bir tarafıyla bu ekonomik-politik durumu olumlu yönde sarsarken bir taraftan reklam vs. üzerinden bağımlılık ilişkisini yeniden üretiyor.” (Fırat Fıstık’ın YouTube kanalı şu adreste)
Akkurt: YouTube’da her şeye rağmen çalışma yok. Kötüyseniz yok olursunuz
Dosyada aynı zamanda Digital Age yazarı da olan Timur Akkurt’un görüşleri aktarılıyor. Akkurt işin ekonomik boyutuna ilişkin şu bilgileri paylaşıyor: “Elbette Türkiye’de YouTube reklam gelirleriyle ayakta kalmaları mümkün değil. Benim gibi teknoloji ve lifestyle içerikler üretiyorsanız biraz daha şansınız var. Çeşitli projeli işler yaparak gelir elde edebilirsiniz. Sadece bu gelirle ayakta kalmak mümkün değil tabii ki. Siyaset ile ilgili içerikler üretiyorsanız işiniz çok daha zor.” YouTube’un güzel tarafının kendi işinizin patronu olma fırsatı sunduğunu ifade eden Akkurt, “Bunu kötüye de kullanabilirsiniz iyiye de. Takipçi sizin neyi doğru neyi yanlış yaptığınızı eninde sonunda anlıyor ve kalıcı olup olmayacağınızı belirliyor. Yani TV-gazete gibi birilerinin yakını olup her şeye rağmen çalışma ihtimaliniz yok. Kötüyseniz yok olursunuz. Bu kadar basit. İyiyseniz de yürürsünüz” diyor. (Timur Akkurt’un kanalı şu adreste)
Akpolat: YouTuber’un sponsoru yoksa para kazanması çok zor
Dosyada görüşleri bulunan son isim ise Barış Akpolat. Akpolat, özellikle Türkiye’de ‘YouTuber’ olmanın ekonomik zorlukları için şu görüşleri dile getiriyor: “Türkiye’de sponsorun yoksa para kazanman çok zor. Anca milyonlarca izlenmelere ulaşman lazım. Bu da gazetecilikle filan çok zor. Anca çok iyi bir şey yakalayacaksın da öyle kazanacaksın. Sponsor da yakalamak öyle pek kolay değil. ‘Biz girişelim elbet biri destek atar’ diyerek iş yürümüyor. Bunu düşünen varsa şimdiden vazgeçsin.” (Barış Akpolat’ın kanalı şu adreste )
Yorumlar