Skip to main content

Digital Age dergisinin kapak illüstrasyonlarını hazırlayan Kaan Bağcı bu ayki “nakitsiz yaşam” temalı kapağımızı yeni iPad Pro’da tasarladı. Biz de Kaan Bağcı’dan hem kapağın yaratım sürecini hem de iPad Pro ile ilgili genel deneyimlerini paylaşmasını istedik.

Teknoloji sadece iş dünyası için değil, sanatçılar ve tasarımcılar için de pek çok kolaylığı beraberinde getiriyor.  Yakın zamana kadar nispeten daha geleneksel yöntemlerle ortaya çıkarılan işler ya da eserler bugün gelişen teknoloji sayesinde çok daha kısa zamanda, hem kolay hem de konforlu bir şekilde hayata geçiriliyor.

Aslında bu anlamda piyasada çizim ya da tasarım konularında çalışanların işini görecek çok sayıda başarılı ürün var. Ancak profesyonellerin asgarî beklentilerine göre tasarlanan bu ürünlerin çoğu ile ilgili kullanıcıların genel kanısı pratik ve taşınabilir olmayışları. Her şey giderek mobilize olup kolaylaşırken, elimizdeki akıllı telefon ile 2 dokunuşta tüm istediklerimizi yapabiliyorken içinde yaratıcılık olan işler de pekâlâ akıllı teknolojilerin dokunuşu ile uygulama açısından daha kolay bir şekilde halledilebilir diye düşünüyorum. Tasarımcı, ressam, mimar kısacası yaratıcı bir kişi için hiçbir şey normal bir kâğıdın yerini tutamaz. Evet, gerçekten de öyle, ama ya bir tablet kâğıdın verdiği hissiyatın hemen hemen aynısını verebilecek olsa? Yeni iPad Pro  piyasada bu deneyimi sağlayan cihazlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Evvelki haftalardaki yazılarımızda pek çok özelliğinden bahsettiğimiz yeni iPad Pro’nun profesyonel kullanımda  kullanıcısına sağladığı kolaylıkları anlatmak kuru kuru teknik özelliklerinden bahsederek olacak iş değildi açıkçası. “Bu deneyimi aktarmanın en iyi yolu işi çizim olan bir kişiye sormaktır” diye düşündük ve bu ayki kapağımızı iPad Pro’da tasarlayan dergi illüstratörümüz Kaan Bağcı’ya uzun birkaç haftadır deneyimlediği cihazla ilgili gözlemlerini sorduk..

Yeni iPad Pro ile ilgili ilk gözlemlerin neler? Yeni iPad bir illustratörün hayatına ne gibi kolaylıklar getiriyor?

iPad Pro’dan önce birçok tablet modeliyle çalışmış biri olarak ilk söyleyebileceğim farklılıklar tabletin boyutuna rağmen hafifliği, kullanımda yarattığı rahatlık ve performans. iPad Pro kullandığım diğer tüm tabletlere göre çok ileri düzeyde. Sanırım yine de benim için bu listenin en başında taşınabilir bir stüdyo kadar isteklerimi karşılıyor olması geliyor. Toplamda Apple Pencil, iPad Pro ve şarj kablosuyla birlikte neredeyse 1 kg gibi bir ağırlığa denk geliyor ki bu benim gibi dijital olarak iş üreten illüstratörler için yok sayılabilecek bir ağırlık. Bunun yanında ilk tanışmamızda hız ve performansı da beni çok şaşırtmıştı zira bu kadar hafif ve basit görünümlü bir ekipmandan böyle bir performans beklemiyordum.

Şu ana dek iPad Pro ile deneyimlediğim uygulamalar neler oldu?

Procreate, Adobe Sketch, Adobe Draw ve Adobe Capture’ı deneyimleme şansım oldu. Fakat en çok Procreate üzerinde mesai harcadım. iPad Pro’yu edindiğimden bu yana bilgisayarımı açmama bile gerek kalmadı. Bir iki günlük keşif turundan sonra tüm işlerimi burada üretmeye başladım ve eskiz aşamasından baskı aşamasına hiçbir sorun yaşamadan işlerimi teslim ettim. Yoğun olarak kullandığım ikinci uygulama da Adobe Draw oldu, illustrator’e kıyasla daha hafif ve basitleştirilmiş bir uygulama olmasına rağmen gayet başarılı bir uygulama.

iPad Pro’da nispeten geleneksel diyebileceğimiz çizim araçlarına kıyasla seni en çok şaşırtan/heyecanlandıran özellikler neler?

Hem hafifliğinden hem de ekipman ya da kablo kalabalığı olmamasından dolayı iPad Pro sanki dijital kâğıtmış gibi bir his yaratıyor. Uygulamaların da desteğiyle geleneksel yöntemlerle iş üreten bir illüstratörün bile rahatlıkla dikkatini çekebilecek bir ekipman. Apple Pencil ile çalışırken sanki standart bir mekanik kalemle çalışıyormuşçasına rahat hissediyorum ağırlık ve şekil-boyut olarak gerçek bir kaleme çok yakın tasarlanmış bir araç ve aynı zamanda çizerken de o hissi yaratıyor.

Digital Age’in Ağustos kapak konusu olan“Nakitsiz yaşam” ile ilgili illüstrasyonu iPad Pro’da yaptın. Fikir aşamasından final versiyonuna yaratım sürecini ve bu süreçteki iPad Pro deneyimini anlatabilir misin?

Brief geldiğinde teknolojiyle çok yakından ilgilenen biri olmadığımdan biraz zorlanacağımı hissettim açıkçası. Ama düşündüğüm gibi olmadı ve ilk aklıma gelen fikri bir kafede otururken iPad Pro ile eskizleyip onaya gönderdim, ardından gelen onayla birlikte eskizi temize geçirip çizmeye başladım. Kapak illüstrasyonunu bitirinceye kadar birkaç farklı yerde ve farklı farklı zamanlarda çalıştım. Bunu söylememin sebebi normalde belirli saatlerde bilgisayar başına oturup çalışabiliyor olmamdı. iPad Pro ile birlikte bu sınırlama kalkmış oldu benim için. Bu bana aslında bilgisayar başında ve hep aynı mekânda çalışmanın aslında ne kadar yorucu olduğunu düşündürdü. iPad Pro’nun sağladığı bu özgürlük hissinden dolayı açıkçası pek de çalışıyor gibi hissetmiyorum. Çünkü  sevdiğim yerlere gidip bir şeyler yer içerken arada çalışabiliyor olmak bir mekâna bağlı kalmak zorunda olmamak çok güzel bir his. Aslında yaratım sürecini klasik şeyleri söyleyerek değil de kullanılan ekipmanın yaratım sürecine olan etkisini anlatmaya çalıştım kısacası.

Yeni teknolojiler hayatımıza girdikçe işin teknik kısmı kolaylaşıyor ama diğer yandan yaratıcılık daha fazla önem kazanıyor. Yaratıcılık kısmını daha fazla destekleme ve insanları özendirme anlamında bir sonraki iPad’de Apple sence yeni ne yapmalı?

Teknolojiyi abartmadan ve hayatımızı kolaylaştıracak şekilde kullandığımız sürece yararını maksimum düzeyde görebileceğimize inanıyorum. Şu an ben mekân ve zamandan bağımsız istediğim yerde çalışmamı sağlayan bir teknolojiyle tanıştım ve bu çok ciddi bir özgürlük ve düşünme zamanı verdi bana. Yaratıcılık her daim önemli, ama yaratıcılığı bu denli iyi destekleyen teknolojilerle yaratım gücü de tavan yapacaktır diye düşünüyorum. Normalde benim gibi işi çizim olan kişiler tatil için gittikleri şehirlerde de dijital işler üretmek, farklı mekânlarda farklı koşullarda neler yapabileceklerini görmek isterler. Ama dizüstü bilgisayar taşımaya üşenmekten ötürü pek de kalkışılmaz buna. Şu an ufak bir tatil planım var ve nerede ne çizsem diye düşünüp heyecanlanmaktan kendimi alamıyorum açıkçası. Sonraki adım için ilk aklıma gelen şey iPad’in yapılan işlerin yoğun olarak paylaşıldığı platformlara uyumunu ve desteğini maksimum düzeyde artırılması. Bu bizler gibi çizerlerin ve takipçilerinin iletişimini kolaylaştırabilir ya da bunu kolaylaştırmak için başka yollar denenebilir. Böyle bir girişim var mı, bilmiyorum. Ama yoksa, özellikle okulların sanat bölümlerine özel fırsatlar ya da ayrıcalıklar tanınabilir, eminim bu ekipmanı alıp harikalar yaratacak. Fakat alım gücü zayıf ya da başka sebeplerden bunu edinemeyecek birçok yaratıcı insan vardır.