British Council’ın 2009 yılında başlattığı ve 31 ülkede yürütülen Küresel Sosyal Girişim Programı kapsamında yayımlanan ‘Türkiye’de Sosyal Girişimlerin Durumu’ araştırma raporu yayınlandı. Rapor, sosyal girişimlerin mevcut ölçeği, kapsamı ve gelecek potansiyeline ilişkin bulgularıyla, toplumun genelinde sosyal girişimler ile ilgili farkındalık yaratmayı, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal gelişimine katkı potansiyellerini belirlemeyi ve bu alanın gelişmesi yönünde neler yapılabileceğine ilişkin önerileri ortaya koymayı amaçlıyor.
Sosyal girişimlerin liderlerinin yüzde 55’i kadın
Araştırma raporuna göre sosyal girişimler; sosyal ya da çevresel etki yaratmayı öncelikli amaç edinen, gelirinin yarısından fazlasını ticari faaliyetten elde eden ve gelir fazlası ya da karının çoğunu ana amaçları için kullanan kuruluşlar olarak tanımlanıyor.Bu tanım çerçevesinde, Türkiye’de yaklaşık 9 bin sosyal girişim olduğuna dikkat çekilen raporda, Türkiye’deki sosyal girişimlerin, başta eğitim olmak üzere farklı alanlarda çalıştıkları görülüyor. Rapordaki önemli bulgularından bir diğeri de Türkiye’deki sosyal girişimlerin yasal statülerinin, girişimlerin ihtiyaçlarına göre farklılaştığı yönünde. Türkiye’deki sosyal girişimler; kooperatif, limited şirket, şahıs şirketi, anonim şirket, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri gibi farklı yasal statüleri kullanıyor. Sosyal girişim kavramının görünürlüğünün ve farkındalığının Türkiye çapında henüz yeterli düzeyde olmadığını ortaya koyan rapor, sosyal girişimlerin daha elverişli ortamla birlikte gelişeceğini de müjdeliyor.
Türkiye’den iyi örnekler ve alandaki farklı paydaşların çalışmaları sunuluyor
Türkiye’den on sosyal girişim örneğini, iyi uygulamalar kapsamında paylaşan araştırma raporu; sosyal girişimlerle ilgili politika düzeyindeki çalışmaları, sosyal girişim alanında çalışan üniversiteleri, Türkiye’deki mevcut yatırım ve finans fırsatlarını, kuluçka merkezi, hızlandırma programı, ortak çalışma alanı ve destek mekanizmalarını ortaya koyarken, sosyal girişimlerin istihdama olan katkısına ve kullandıkları finansman yöntemlerine de değiniyor. Alanın gelişmesi için somut önerilerin de sunulduğu raporda, sosyal girişimlerin görünürlüğünün ve alanla ilgili farkındalığın artırılması, sosyal girişimlerle ilgili politikalarda kapsayıcı ve esnek yaklaşımların sunulması, finansa erişim önündeki engellerin kaldırılması, sosyal etki yönetimi ve ölçümü üzerine kapasite geliştirme ihtiyacı, kadın sosyal girişimcilere yönelik özel teşvik ve fırsatlar, eğitim sisteminde sosyal girişimcilik konusuna odaklanılması, destek programlarının artırılması ve bu alanla ilgili disiplinler arası araştırmaların artırılması gibi öneriler ortaya konuyor.
Türkiye’de sosyal girişimler her geçen gün artıyor
2016 yılında Thomson Reuteurs Vakfı tarafından Küresel Sosyal Girişimcilik Ağı ile iş birliği içerisinde uzmanlar düzeyinde yapılan bir araştırmada, Türkiye sosyal girişimcilere uygun ortam sağlama açısından sonuncu (44 ülke içinde 44.) olarak yer aldı. Bununla birlikte, araştırma kapsamında; devlet desteği, nitelikli personelin ilgisini çekme, kamuoyunun farkındalığı, gelir elde etme, girişimi geliştirme ve yatırıma erişim kriterleri değerlendirilerek elde edilen sonuçlar, çeşitli sorunlar olmasına rağmen alanın gelişimi için büyük imkânlar olduğunu da gösteriyordu. 2016 yılından bu yana, Türkiye’deki sosyal girişim ekosistemi gelişmeye devam ediyor. Önde gelen üniversiteler, teknoloji kuluçkaları, sivil toplum kuruluşları, uluslararası aktörler ve politika yapıcılar, Türkiye’de daha işlevsel bir sosyal girişim ekosistemi kurulması için büyük potansiyel barındırıyor ve bu alana yönelik ilgi artmaya devam ediyor. Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Yorumlar