Skip to main content

Atıl ürünleri ekonomiye, çevreye ve topluma kazandıran bir teknoloji platformu olan Fazla Gıda’nın Kurucu Ortağı ve CEO’su Olcay Silahlı ile gıda atığının azaltılmasında teknolojinin rolünü konuştuk.

Dünyada yılda 1,3 milyar tonluk gıda atığı oluşuyor. Dünya’da oluşan karbon salınımının yüzde 8’i gıda atığından kaynaklanıyor. Gıda endüstrisi içinde gıda atığı oluşumun sebeplerine baktığımızda verimsiz dağıtım ağı altyapıları, işletmelerin iç operasyonel verimsizlikleri, gıda sektörünün kalite standartları ve marka koruma içgüdüsüyle yaptığı yanlış uygulamalar, yanlış satın alma ve depolama stratejileri gibi sebepler görüyoruz. Diğer yandan satılan gıdaların atık olmasında ise tüketici davranışlarının ana etken olduğunu söyleyebiliriz. Gıda atığına sürdürülebilir ve ölçeklenebilir bir çözüm ise ancak teknolojiyi işin kalbine koymakla mümkün. Bu ayki Tech for Good sayfalarımızda, gıda atığını azltmada teknolojinin önemini konuşmak üzere, atıl ürünleri ekonomiye, çevreye ve topluma kazandıran bir teknoloji platformu olan Fazla Gıda’yı konuk ettik.

Ülke olarak gıda atığı konusunda farkındalığımız ne durumda?
Aslında farkındalık yüksek fakat harekete geçilmiyor. Burada temel sebeplerden biri, birey olarak yaratabileceğimiz etkinin bilincinde olmamamız. Gıda atığı gibi global alanda kritik bir probleme çözüm büyük şirketlerden ve devletlerden bekleniyor. Yine bu yüzden çoğu proje de yeterli desteği bulamıyor. Bu çok uzun bir maraton, bir günde oluşturulabilecek bir etki değil. Yarın birileri bir şey yapar, bugün yapmak çok zor, ben tek başıma yetemem gibi düşüncelere kapılmamamız gerekiyor. Problemi çözmeye karar vermek ve bir yerinden başlayarak yola çıkmak çok fazla kapı açıyor.

Peki, Fazla Gıda platformu nasıl ortaya çıktı?
Fazla Gıda, 2015 yılında İklim Eylemi’ne yönelik teknoloji tabanlı bir girişim yaratma fikriyle ortaya çıktı, 2016 Aralık ayında faaliyetlerimize başladık. Atıl ürünleri ekonomiye, çevreye ve topluma kazandıran bir teknoloji platformuyuz, gıda tedarik zincirinde oluşan gıda atığının 2030 yılına kadar yüzde 50 azaltılması için teknoloji tabanlı çözümler oluşturmak amacı ile faaliyet gösteriyoruz. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından desteklenen Accelerate 2030 Hızlandırma Programı’na 9 etki odaklı girişimden biri ve gıda atığı odaklı tek girişim olarak seçildik, ayrıca Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı tarafından organize edilen 2017 Cenevre Sosyal Fayda Zirvesi’nde de Türkiye’den tek temsilci olarak yer aldık.

Gıda atığı konusunda ne gibi çözümler sunuyorsunuz?
Oluşan gıda atığının yüzde 60’ı engellenebilir durumda. Fazla Gıda, bu atığın yüzde 70’lik kısmını hâlâ tüketilebilir olanları bağışlayarak ya da yeniden satış kanalları yaratarak insan tüketimi ile sonuçlanmasını, kalanını ise hayvan yemi ve geri dönüşüme kazandırarak kurtarıyor. Bugün itibariyle Türkiye’de 17 şehirde çalışıyoruz. Yaklaşık 100 dernek ve gıda bankası ile iletişimdeyiz. Operasyonel anlamda ilk 1,5 yılda hızlı bir şekilde büyüdük. 1,5 yılda 2 bin 600 tonluk gıda kurtardık, 2 bin 500 üzerinde ürün çeşidi ile 4 bin 500 işlem sonucunda bu miktara ulaştık. Dört kurumdan aldığımız bu ürünleri 200 binin üzerindeki kişiye dağıttık. 1,5 yılda yaptığımız ortalama yardım bedeli yaklaşık 6 milyon TL civarında.

Geliştirdiğiniz çözümlerinde teknolojiyi nasıl kullanıyorsunuz?
Gıda Kazanım Hiyerarşisi’ne göre kurulan Fazla Gıda, dijital atık yönetim hiyerarşisiyle, gıda bağışı, yeniden satış, geri dönüşüm yanı sıra en büyük faydanın sağlanacağı kaynağında azaltımı veri analizleri ile mümkün kılıyor. Dünyada eşi olmayan yenilebilir gıda verileri ürün, zaman ve lokasyon bazlı olarak kaydediliyor ve yöneticilere daha doğru satınalma, üretim, depolama kararları alabilmeleri için öngörüler sunuyor.

Şirket üyelerine nasıl bir çalışma modeli sunuyorsunuz?
Üretici, dağıtıcı, perakende, hotel-restoran-cafe (HORECA) firmalarının atıl stoklarını tek bir platform üzerinden yönetmelerini sağlıyoruz. Yöneticiler platform üzerinden bağış, yeniden satış, geri dönüşüm modüllerinden gerçekleştirdikleri bütün işlemlerin fatura, makbuz gibi belgelerine ve ürün, zaman, lokasyon bazlı verilerine ulaşıyorlar. Ayrıca sağlanan sosyal faydanın anlaşılıp iletişiminin sağlıklı yapılabilmesi için tonaj bilgileri, öğün sayısı, kişi sayısı, önlenen karbon emisyonu ve eşdeğerleri gibi pek çok sosyal metrik bilgisine de erişebiliyorlar.

Bu konuda uluslararası örgütlerin yaptığı çalışmaları yeterli buluyor musunuz?
Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri’nin belirlenmesi ile beraber gıda atığı da dünya gündeminin önemli bir parçası haline geldi. Kurumsal firmalar maalesef bu konulara yeterli kaynakları sağlayabilecek ve yeterli odağı yaratabilecek durumda değiller. Sivil toplum kuruluşları ise etki çok değerli işlere imza atıyorlar fakat bütçe yetersizliği zaman zaman daha büyük alanlarda etki yaratmalarının önünde engel olabiliyor. Bu nedenle yalnızca Türkiye’de değil dünyada da girişimcilere çok fazla sorumluluk düşüyor.