Dünya çapında 1,7 milyon aktif kullanıcının yaşamına dokunan, yemek siparişinden market alışverişine, ihtiyaç duyulan her şeyi hizmet verdiği 23 ülkede kullanıcılarına ulaştıran Glovo’nun Teknolojiden Sorumlu Başkanı (CTO) Mustafa Sezgin özel bir söyleşi gerçekleştirdik. Video röportajımızı aşağıdaki bağlantıdan izleyebilirsiniz.
Teslimat uygulamaları sektörü dünyada büyük bir hızla yükseliyor. Pazarın büyüklüğü nedir?
Hayatın odak noktasında konumlanan teknoloji uyku dışındaki süreçte farkında olsak da olmasak da hep bize yardımcı oluyor. Trafiğe bakıyoruz, haberleri alıyoruz, yemek siparişi veriyoruz, arkadaşlarımızla iletişim kuruyoruz, mail gönderimi yapıyoruz, kaç adım attığımıza bile teknolojik aletler aracılığıyla hâkim oluyoruz. Bu noktada teslimat uygulamaları da büyük bir hızla yükseliyor. Rakam vermem gerekirse; İngiltere’de 4 milyar dolar, Almanya’da ise 2 milyar dolarlık bir pazar oluşturuyor.
Türkiye’nin bu pazardaki yeri nedir?
Teslimat uygulamaları sektörü açısından Türkiye de çok ciddi bir potansiyel barındırıyor. Türkiye’de online yemek siparişi sektörü şu an 666 milyon dolara ulaştı ve her yıl ortalama yüzde 20 oranında büyümesini sürdürüyor. Üstelik bu sadece başlangıç… Çünkü günümüzde tüm yemek siparişlerinin sadece yüzde 20’si online olarak veriliyor. Bunun yanında Türkiye’nin potansiyelli genç nüfus oranını ve hızla artan dijitalleşme faktörlerini de düşünürsek, ülkenin potansiyelinin ne kadar fazla olduğunu görüyoruz.
Türkiye’de bir yıl gibi kısa bir sürede 500 binden fazla kullanıcıya ulaştınız. Glovo’nun bu başarısı altında yatan sır size göre nedir?
Günümüz insanının talebe dayalı yaşam tarzına ilişkin ihtiyaçları karşılayan Glovo, yeni bir iş fırsatı yaratıyor. Ancak bunun da ötesinde Glovo yeniliklerini kullanıcılarına, kuryelerine ve ortaklarına odaklanarak yapıyor. Harika bir ürün ve kullanıcı deneyimi ile birleştirilen bu yaklaşım sayesinde yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelindeki 120’den fazla şehirde yakaladığımız başarı bizi şaşırtmıyor.
Sipariş dağıtımını Glovo’nun kendi kuryeleri yapıyor. Böyle bir ağı yönetmenin zorlukları ve kolaylıkları nedir?
İnsanlar bir şeyi A noktasından alıp B noktasına götürmenin kolay bir iş olduğunu düşünebilir. Ancak söz konusu teslimatı gerçekleştirecek en uygun kuryeyi seçmek olduğunda bile sürece karmaşık ve teknolojik pek çok yenilik dâhil oluyor.
Bir örnek vermek gerekirse; tahmini teslimat sürelerini hesaplarken trafiğin durumu gibi pek çok değişkeni de hesaba katmanız gerekiyor. Sonuç olarak kuryelerin belirli bir süre zarfında daha fazla sipariş iletebilmelerine yardımcı olmak için her zaman en iyi rotayı bulmak zorundayız. Ama dünyanın herhangi bir yerinde herhangi bir zamanda trafiğin ne durumda olduğunu nereden bilebiliriz? Peki, trafiğin akışını belirlemek için kuryelerin hızını ve GPS noktalarını kullanırsak ne olur? Glovo’nun faaliyetleri durdurmadan kullanıcılarımıza her gün yeni özellikler sunan harika bir mühendislik ekibi var. Sistemlerimiz yoğun saatlerde saatte 24 milyondan fazla kullanıcı talebine yanıt veriyor. Mühendislerimizin yoğun çalışmaları ile yazılımımızı günde birkaç kez güncelliyoruz.
Teknolojimizin yanı sıra dünya genelindeki kullanıcılarımızı, kuryelerimizi ve ortaklarımızı gerçek zamanlı olarak destekleyen operasyon ekiplerimiz de var.
Glovo’nun diğer mobil teslimat uygulamalarından farkı nedir?
Biz, pek çok rakibimiz gibi sadece bir yemek teslimat uygulaması değiliz. Bir şehirde ürün ve hizmetlere bu tür bir erişilebilirliği sağlamak hiç kolay değil. Ancak yeniliklerle fark yaratacağımıza inanıyoruz. Sürekli yeni özellikler ve yeni deneyimlerle denemeler yapıyor ve mühendislik ekibimizi genişlettikçe, kullanıcılarımıza daha verimli bir hizmet sunmamıza yardımcı olmamızı sağlayan zorlu sorunlara odaklanıyoruz. Kullanıcılarımızın aradıklarını kolayca bulabilmelerini ve istediklerini en hızlı şekilde elde edebilmelerini sağlayan bu sektörde, ürün deneyimimizin kullanım durumlarında rakiplerimizden daha iyi olduğumuza inanıyoruz.
Türkiye, Glovo için bir teknoloji üssü olabilir mi?
Türkiye coğrafi konumu açısından eşsiz bir noktada bulunuyor. Genç nüfus potansiyeli, kaliteli üniversiteleri, nüfusun teknolojiye olan ilgisi Türkiye’yi bir adım öne taşıyor. Glovo’nun da DNA’sında yenilikçilik var. Bu noktadan yola çıkarak kısa vadede olmasa da bir gün Türkiye’nin Glovo için bir teknoloji üssü olabilecek nitelikleri taşıdığını söyleyebilirim.
Mobil uygulamalar ve teslimat uygulamalarının geleceği hakkında öngörüleriniz nelerdir?
Teknoloji ve yazılım endüstrisi günümüzde en hızlı değişen sektörlerden biri. Bugün yazılım oluşturmak için kullanılan teknoloji yarın eski kabul edilebiliyor. Bugün bilgisayarlar artık görüntü tanıma gibi bazı alanlarda insanlardan daha iyi performans gösteriyor; bunu mobil cihazlarla birleştirdiğinizde de daha önce mümkün olmayan türlerde yeni hizmetler alabiliyorsunuz. İstediğiniz ürünün bir dergideki fotoğrafını çekmek, sisteme tanıtmak ve satın almak artık mümkün. Teslimatların yapılış şekillerine ilişkin süregelen yeniliklerimiz de mevcut. Örneğin, birbirleriyle iletişim kurabilen ve yeni ürün ve hizmet teslim mekanizmaları geliştirebilecek kara ve hava bazlı araçlarda gelişmeler olacağı çok açık. Biraz zaman olsa da gelecekte drone ile sürücüsüz araçlar hayatımıza girebilir.
Bu değişiklikler yeni iş kollarını da beraberinde getiriyor. Tıpkı ilk yanmalı motorlu taşıtların atları maziye gömmesi ve toplumda büyük bir değişikliğe yol açması gibi, insanlığın ilerleyişindeki bir sonraki aşamayı da yine gelecekteki bilimsel ve teknolojik gelişmeler başlatacak.
Yorumlar