Skip to main content
Teknoloji

Robotlar ve 2047’ye dair bir robot hikayesi

27 Haziran 2017No Comments

Robot teknolojiler şu sıralar neredeyse her yerde konuşuluyor. Şirketler inovasyona yatırım yaparken önlerine hep robotlara dayalı projeler geliyor. Hangi seminere gitseniz mutlaka bir robotun gündelik hayatımızı nasıl kolaylaştırdığı anlatılıyor.

Markalar gelecek 30 yıla bizi nasıl hazırlamalı?

Gelecek 30 yılda, bugün duyduğumuzda bizi şaşırtan teknolojilerin insan hayatımıza nasıl dâhil olduğuna şahit olacağız. Bilim zekâsı, henüz bilmediğimiz bir evrenin sınırlarını keşfetmeye çalışıyor. Bugüne kadar gündelik hayatımızı kolaylaştıran birçok keşif, insanoğlu tarafından memnuniyetle karşılandı. Çünkü hepsi yiyecekleri bozulmadan saklama, kirlenen çamaşırları temizleme, arandığında her yerden ve her zaman ulaşılabilir olma, bir seyahati daha hızlı gerçekleştirme, oturduğunuz yerden bir ürün satın alma, bir hastalık türüne karşı dayanıklı ilaç geliştirme gibi tamamen faydaya dönük ve çevre öğesi hariç olmak üzere insanoğlunun mevcudiyetini tehdit etmeyen tekil faydalar sunuyordu. Tüm bu keşiflerin temelinde insanoğlunun yüce mevcudiyeti yatıyordu.
marka

Ancak yapay zekâ eliyle devrim, diğerlerinden farklı… Bir akla sahip bu robotların, bugüne kadar en akıllı ve yüce varlık olarak kabul ettiğimiz bizleri pasifize eden, varoluşunu tehlikeye atan bir yönü var. Daha da ileri gitmek gerekirse robotların kölesi olmuş bir toplum öngörülebilir. Zira kendisinin faydası için dahi olsa sürekli bir komut almak ve bir varlık tarafından tasarlanan akışı yaşamak bir anlamda köleliktir diyebiliriz.

Bundan 3-5 yıl öncesine kadar Siri bizim için nasıl şaşırtıcı bir yenilikse ve artık normal kabul ediyorsak, yapay zekâya dayalı robotik teknolojiler de hayatımıza bir anda girmeyecek. Dolayısıyla bu dönüşüm bir anlamda organik olacak. Ancak yine de markalar, kamu otoroteleri ve sivil toplum kuruluşları bizi bu dönüşüme hazırlayacak.

Psikolog Elif Erşen, bu noktada markalara düşen en büyük görevin bu cihazların kullanım alanlarını ve hayatımızı nasıl kolaylaştıracağını anlatmak olacağını söylüyor. “Özellikle neyi, ne kadar yönetebileceğimizin yanıtı net olarak verilmeli. Tasarım aşamasında insanı ortadan kaldırmayan, onu organizatör yapan robotların endişe yaratma potansiyeli oldukça az. Bu aşamada itibarı yüksek, kamuoyu nezdinde güvenilir olarak addedilen markalar avantajlı olacak. Gerçekleştirecekleri ön araştırmalarla kabul eşiğini düşüreceklerdir.”

2047’ye anlattığımız bu hikâyenin sonu…

Uçan arabaların ve Jetgillerin gerçek olup olmayacağına değinmemiş olsak da, 2047 için hep birlikte bir vizyon çizdik, 30 yıl sonrası için şimdiden bir hikâye anlattık.

İhsan Elgin’in tasarladığı IC-Robot birçok açıdan devrim niteliğinde. Her şeyin birbiri ile bu kadar entegre ve mükemmel uyumla çalışıyor olması günümüz şaşırtıcı.

Alafortanfoni ekibi, IC-Robot için bir ilan tasarımı yaptı.

Elif Eşen ise benim en merak ettiğim ve henüz ele alınmamış konulara psikolojik bakış açısı getirdi.

En önemlisi robotik teknolojileri, yeni nesil devrimi, yapay zekayı teorik ve anlaşılması zor bir zeminden çıkarıp tam tersine çoklu bakış açısıyla ele alarak okumayı kolaylaştırdığımıza inanıyorum.

Emeği geçen tüm dostlara teşekkürlerimle…

Murat Toz

Sayfalar: 1 2 3 4 5