“Dijital dönüşüm” kavramı her yerde çokça anılıyor. Ancak her kavramda olduğu gibi bu kavramın da bir şekilde içinin boşaltıldığını düşünenlerdenim. Kamu kurumları ve şirketler, bir internet sitesi, bir mobil uygulama, sosyal medyada üç hesap, iki-üç sensör, üç-beş cihaz ile dijital dönüşüm yaptık diye ortaya çıkıyor. Dijital dönüşüm, cihaz ve yazılım yatırımı ile hemen yapılabilen, oldu bitti bir şey değil. Yıllara yayılan bir anlayış ve düşünce yapısından, yani içinde, statükoya karşı koymak, bugünü düzenlemek, geleceği planlamak, deneyimlemek, hatalardan yararlanmak, sürekli arayış içinde olmak olan, asla tamamlandı denilemeyen bir felsefeden bahsediyorum.
Dijital dönüşüm, kendi kabuğuna çekilmek değildir
Dijital dönüşümün belli bir formülü, belirli bir metodu yok. Herkes kendi dijital dönüşümünü kendi tanımlayabilir. Şirketler müşterilerine daha fazla temas edebilmek ve sektöründeki diğer oyunculara göre rekabet avantajı elde etmek; kurumlar ise üyelerine, hizmet alıcılarına daha fazla ulaşılabilir olmak ve daha nitelikli hizmet vermek için birbirinden farklı teknolojik çözümler öngörebilir. Ancak ne olursa, olsun dönüşüm en önemli unsuru veridir. Verinin toplanmadığı, işlenmediği, analiz edilmediği ve sonuçlarının bir sonraki adımlar için kullanılmadığı hiçbir yapı, dijital olarak dönüşmüş olamaz. Çevremizde bulunan tüm cihazlar / araçlar, TV’den yazıcılara, kameralardan turnikelere, belediye otobüslerinden trafik lambalarına kadar aklınıza ne gelirse, sürekli veri topluyor ve hatta birbirleri ile iletişim halinde bulunuyor. Bir kurumun içinde de sürekli veri toplayan ve işleyen insanlar ve cihazlar bulunuyor, bu veriler insan aklı ile birlikte harmanlanıp çeşitli matematiksel modellerle işlendiğinde anlamlı bir hale geliyor ve tüm iş süreçlerini minimum çaba maksimum verimlilik ortamına dönüştürebiliyor. Tabii bu verinin işlenme ve kullanma amacının da uygun olması gerekiyor, temel amacın verimlilik ve geleceği görebilmek olduğunu bildikten sonra doğru yolda ilerleniyor denebilir.
Sistemi kurallarına göre kurgulamak önemli
Dijital dönüşüm, kendi kabuğuna çekilmek değildir. Aksine, farklı çevrelerde veya sistemlerde bulunan cihazlardan veri elde etmek / işlemek kadar, kendi verilerini başka çevrelerle / sistemlerle paylaşmak da vardır. Çünkü bu şekilde, veri temelli büyüme mümkün olabilir ve birbirine entegre verilerle sistemler daha iyi hizmet verebilirler. Ayrıca, bu şekildeki veri değişimiyle öncelikli alanlar daha kolay belirlenebilir, öncelikli ve nitelikli olmayan alanlara boşa yatırım yapılması engellenebilir.
Dijital dönüşümde en önemli unsurlardan birisi de veri güvenliği. Veri güvenliği sağlanamayan bir sistemde, tün veri ve cihazlar açıkta ve korunmasız kalabilir. Kimse, dijital dönüşüm yerine dijital çöküş yaşamak istemez. Dijital dönüşümün bir diğer önemli unsuru da hukuk. Çünkü veri toplarken ve veri işlerken, sistem satın alması ve kiralaması yaparken, sistemde çalışacak insanları belirlerken, hizmet verirken ve alırken kurallara uyabilmek ve sistemi barışçıl tutabilmek gerekiyor. Örneğin kişisel veriler alanında çok sıkı kurallar ve yaptırımlar olduğunu bilebilmek ve sistemi kurallarına göre kurgulamak oldukça hayatî.
Yorumlar