Skip to main content

2019 yılında Türkiye’de de sadece eğitim ve networking odaklı etkinliklerin değil, pazarlama iletişim süreçlerinin, içerik yaratıcılarının, insan kaynaklarındaki sürekli eğitim kurgularının bel kemiğini webinar’ların alacağını iddia etsem, ne derdiniz?

E-tkinlik > Etkinlik

Şimdi, gerçekten bilgi ve deneyim edinmek için katılmayı planladığınız bir etkinlik düşünün. Çok uzun zamandır takip ettiğiniz o çok değerli konuşmacı da orada sahne alacak. Koskoca etkinlikte, ilginizi çeken sadece iki seans ve süreleri de toplamda 25 dakika sürebilir. Hem, etkinliğe her katılanın diğerleriyle bağlantı kurmak ve sizi fena halde darlayan o “buz kırıcı sohbetler”den yapma zorunluluğu da olmadığı da aşikâr. Etkinlik mekânı gayet merkezî bir lokasyonda ve siz de işinizden topu topu bir gün izin de alabilirsiniz, o kadar da değil öyle değil mi? Hem sadece dinleyecek olup, o çok değerli konuşmacıya sorularınızı yönlendiremeyecek, onunla sohbet edemeyecek olmak ne kadar moral bozucu olabilir ki? Peki ya tüm bunların dünyada usul usul, farklı bir şekilde deneyimletilmeye başladığını, hem de yukarıdaki paragrafta yer alan tüm o can sıkıcı bölümlerinin de filtrelenerek deneyim paraziti olmaktan çıkartıldığını söylesem?

Hem zamandan hem de harcamalardan tasarruf

2019 yılında Türkiye’de de sadece eğitim ve networking odaklı etkinliklerin değil, pazarlama iletişim süreçlerinin, içerik yaratıcılarının, insan kaynaklarındaki sürekli eğitim kurgularının bel kemiğini bu (adı eski, deneyimi yeni) etkileşim yönteminin alacağını iddia etsem, ne derdiniz? Duydum, “Webinar çoktan öldü Yakup” dediniz. Gelin, sizi fırsat maliyeti çok yüksek olacak bu yanılgıdan kurtaralım. Kendisi de bir webinar servis sağlayıcısı olan ON24 tarafından 2017 yılı boyunca gerçekleştirilen 19 bin 640 webinar’ın analizi ile yapılan araştırma, katılımcıların webinar seanslarının ortalama 56 dakikasını izlediğini; analiz edilen webinar’ların yüzde 51’inin 200’den fazla, yüzde 7’sinin ise binden fazla katılımcıyı ağırladığını gösteriyor. Bu rakamlar umut verici öyle değil mi? Peki, webinar’larda, canlı yayın esnasında, katılımcıların konuşmacılarla soru – cevap seanslarına katılabildiklerini, sadece paylaşılan ekranlarını değil aynı zamanda konuşmacının sağladığı okuma listelerine erişebildiklerini, diğer katılımcılarla sohbet edebildiklerini ve hatta, canlı yayına video konferans paydaşı olarak katılıp birebir etkileşime dahi geçebildiklerini biliyor muydunuz? Dilerlerse evlerinden, şirketten izin dahi almadan, ya da yolda seyahat ederken cep telefonlarından? Yazılım altyapısı maliyeti olmaksızın, hazır şablonlar, davet mekanikleri ve nihayet ülkemizde de yaygınlaşmış genişbant internet ile artık tüm bunlar gayet mümkün. Bitmedi. Potansiyel ya da satış sonrasındaki aktif müşterilerinize, ofisinizden dahi kımıldamaksızın faydalı içerikler iletmek, onların sorularını anında yayınlamak için webinar’ları kullanmak, hem zamandan hem de harcamalardan tasarruf anlamına gelecek.

Nasıl mı olacak? Her şey, önce etkinliğin E’si T’si arasına küçük bir tire koyarak, sonra da webinar’larla barışarak başlayacak. Hiçbir yatırım maliyetine girmeksizin koşar adım webinar yapabilmenizi sağlayacak SaaS’lar, Livestorm, Zoom, WebinarJam, Drum veya Demio’dan birine karar vererek devam edecek.