Skip to main content

Ülkemiz ekonomisinin içinde bulunduğu çalkantılı durum birçok sektörü olduğu gibi basılı yayıncılığı da etkiliyor. Basılı yayıncılık kâğıda ve ülkemizde kâğıt endüstrisi ithalata dayandığı için yayıncılar zor durumda.

Bu yılın başından beri dövizde görülen artış, girdisi ithalata dayalı olan sektörleri ciddi şekilde etkiledi. Yayıncılık da bu sektörler arasında yer alıyor. Kimi gazetelerin kapandığı, kimin gazetelerin yayınlarına ara verdiği bir dönemden geçiyoruz. Bu noktada önümüze çıkan sorun ise kâğıt üretiminde ülkemizin içinde bulunduğu durum. Kâğıt üretiminde akla gelen hususlardan biri de, geçtiğimiz yıllarda Selüloz ve Kâğıt Fabrikaları A.Ş’nin (SEKA) kapatılması. Zira, SEKA ülkemiz kâğıt endüstrisinde yatırım ve planlama yapan kamu kuruluşu idi.
SEKA 1998 yılında özelleştirme kapsamına alındı ve anonim şirkete dönüştürüldü. Bunun ardından  2005 yılında Sümer Holding ile birleştirilerek kapatıldı. Bununla birlikte, özellikle odun hammaddesinin tedarik koşulları, fiyat oynaklığı ve yüksek enerji maliyetleri gibi sebeplerle bu fabrikaların selüloz (kâğıdın hammaddesi) üretimini bırakması diğer nedenler arasında sayılabilir.

Türkiye kâğıt sektörünün görünümü
Kâğıt üretimini düşündüğümüzde kâğıdın doğrudan ilişkide olduğu ağaç ve orman ürünleri varlıklarının birlikte ele alınması gerekiyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün 2015 yılı verilerine göre, Türkiye’de 22,3 milyon hektar orman alanı bulunuyor. Eurostat Ormancılık istatistiklerindeki verilerine göre ülkemizdeki orman alanlarındaki dikili ağaç miktarı son 18 yılda yaklaşık yüzde 50 yükseldi ve bir milyar 600 milyon metreküp olarak belirlendi. Yıllık artış oranı yaklaşık 46 milyon metreküp olarak açıklanırken, bunun yüzde 50’si (20 milyon metreküp) orman ürünleri endüstrisinde kullanılabiliyor. İstanbul Ticaret Odası (İTO) tarafından Türkiye Kâğıt Sektörü ve Rekabet Gücünün Değerlendirilmesi başlığıyla yayımlanan rapora göre, ülkemizde yaklaşık 6 milyon ton civarında kâğıt tüketiliyor. Kâğıt sektörünün üretim kapasitesinin de 3,8 milyon tona ulaştığı raporda belirtiliyor. Çalışmada ayrıca Türkiye’nin kâğıt ihtiyacını karşılamak için yıllık 3 milyar dolar civarında ithalat yaptığı aktarılıyor.

Ağaç kesmeden kâğıt üretmek mümkün mü?

Dünyada kâğıt sektörünün çevre üzerindeki zararının azaltılması amacıyla çevre dostu olabilecek alternatif yeni kâğıt ve ağartma teknolojileri üzerine olan çalışmalar giderek artıyor.

Selüloz ve kâğıt üretimi için yüksek enerji kullanımı yanında çevre ve insan sağlığı için tehlike oluşturan çeşitli kimyevî madde kullanımı gerekiyor. Ayrıca bu işlemler sonucunda çevre için zehirli atıklar ortaya çıkıyor. Peki, çevreye vermeden kâğıt üretmenin alternatif yok mu? Bununla ilgili bakacağımız biyolojik delignifikasyon tekniği. Isparta Uygulamalı Bilimler Üniversitesi Orman Endüstrisi Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi H. Turgut Şahin’in “Kâğıt Endüstrisi İçin Alternatif Teknolojiler: Biyolojik Delignifikasyon” başlıklı makalesinden bahsedeceğiz. Prof. Şahin’in verdiği bilgiye göre, biyolojik delignifikasyon geleneksel üretim süreçlerinden hemen önce lignoselülozik hammaddelerin lignini bozma/ parçalama yeteneğindeki beyaz çürüklük mantarları (white rot fungi) ile muamele edilmesi ve devamında normal üretim teknolojilerinin uygulanması olarak özetlenebilir. Temel amaç, normal üretim sürecindeki yüksek enerji ihtiyacının belli bir oranda azaltılması, hatta daha nitelikli kâğıt üretiminin sağlanması olarak özetlenebilir. Ağaç kesmeden kâğıt üretimine diğer alternatifler şöyle:

Geri dönüşüm:Bu kâğıtları satın alarak kâğıt üretimi için gerekli olan ağaçların kesilmesini önlemek mümkün.
Kenevir: Bu bitki çam ağacından iki kat daha hızlı büyüyor. Kenevirden üretilmiş kâğıt ve elbise gibi birçok malzeme bulunabiliyor.
Kenaf: Kumaş yapımında kullanılan hint bitkisi kenaf, kâğıt üretiminde çamdan yüzde 15-20 daha aza enerji sarf ediyor.
Bambu: Bambu bitkisi, kâğıt üretiminde kullanılan çam ağaçlarından dört-beş kat daha hızlı büyüyor.

Rakamlarla kâğıt tüketimi

• Ortalama bir ofis çalışanı yılda tam 10 bin adet kâğıt tüketiyor. Aynı çalışan ofiste geçirdiği zamanın yüzde 30 ila 40’ını e-posta adresinde, işyerindeki dosya dolabı ve/veya çekmecelerde depolanan dokümanları bulmaya çalışarak harcıyor.
• Ofislerde kullanılan kâğıtların yüzde 45’i aynı gün içinde çöpe atılıyor.
• Dünya çapında endüstriyel amaçlarla kesilen ağaçların yüzde 40’ı yalnızca kâğıt üretimi için kullanılıyor.
• Kesilen ağaçlar her yıl küresel sera gazı salınımının yüzde 12 ila 17’sini oluşturuyor.

Kaynak: The Paperless Project: Kağıt Gerçekleri: Kağıt Tüketiminin Etkileri isimli rapor