Skip to main content

Korsan Parti Yurtdışı İletişimden Sorumlu Sözcüsü Gürkan Özturan, Uluslararası İnternette Özgürlük Raporu’ndan yola çıkarak Türkiye’nin durumunu değerlendiriyor.

İletişim teknolojilerinin ve olanaklarının geldiği seviyeye bakıldığında bugün dünyada devletlerin başlıca sorunlarından biri ve diğer tüm sorunlarının ilintili olduğu gözetlemecilik ve sansür uygulamalarıdır. Güçlü toplumları oluşturmak adına özgür bireylerin varlığının kesinlikle olması gerekiyor. Bunun sağlanması için de ilk sırada gelen gerekliliklerden biri şeffaf devlet yönetimi ve saygı kültürü yer alıyor. Toplumsal ve kültürel gelişmişlik seviyelerinin oldukça önemli ölçüde belirleyici olduğu devlet yönetimi geleneklerinin de en temelinde yer alan verileri görmek için Birleşmiş Milletlerin İnsanî Gelişmişlik Endeksi’ne bakmak mümkün. Bu verilere göre Türkiye ekonomik büyümesiyle ve yapısal kalkınmasıyla örtüşmeyen bir şekilde 200 ülke arasından 90’ıncı sırada yer alıyor.

Bireyler arasında eşitlik, cinsiyet eşitliği ve ekonomik özgürlüklerin en temelde yer aldığı İnsanî Gelişmişlik Endeksi’nde, iletişimin de ayrıca özel bir önemi bulunuyor. Ekonomik hayatın en temel öğelerinden biri olan iletişimin bugün için karşılığı özellikle de internet ve dijital iletişim. Uluslararası İnternette Özgürlük yıllık raporlarına baktığımızda, 2013 yılında Türkiye’nin değerlendirmeye tabi tutulan 60 ülke arasında kısıtlı özgürlükler sınıfında Ruanda ve Bangladeş’in hemen ardında, sondan 24’üncü sırada bulunduğunu görmek mümkün.

Türkiye’nin içinde bulunduğu kümedeki diğer ülkelere bakıldığında eski Sovyet cumhuriyetleri, eski Ortadoğu diktatörlükleriyle dünya çapındaki eski totaliter rejimlerden kurtulmuş ülkeler olduğunu görmek mümkün. Rapora konu olan ülkelerdeki uygulamalar ayrıntılı bir biçimde eleştirilirken, Türkiye’de var olan uygulamalar da gözler önüne seriliyor. Erişim engelleri, içerik kısıtlama ve kullanıcıların hakları temelinde üç ana başlık altında değerlendirilen sıralamanın sonuçları oldukça fazla mesaj içeriyor. Belirtmekte fayda var ki, 2013 raporu yalnızca 1 Mayıs 2012 ve 30 Nisan 2013 tarihleri arasını kapsıyor ve özellikle de Gezi Parkı olayları sürecinde gerçekleşen birçok ihlal, kısıtlama ve ifade bu raporda henüz yer almıyor; fakat 2014 raporu için pek de olumlu beklentilere girmemekte fayda var.

Sayfalar: 1 2 3 4 5 6 7 8 9