“Belirsiz bir gelecekte, insanoğlu, dünyanın çoğunun sular altında kaldığı bir yeryüzünde yaşamaya çalışırken, teknolojinin nimetlerinden yararlanarak hayatlarını kolaylaştırmak amacıyla ‘yapay zekâlı’ robotlar üretirler. David madde ve mana olarak tam bir insan gibi donatılmış bir robottur. Sevmeye programlanmış olan ilk robot çocuk David, o sırada hasta olmasından dolayı tedavisi bulunana kadar çocukları dondurulmuş bir aile tarafından deneme süreci olarak evlat edinilir. David, yaşadığı aile ortamında evlatlığın gerektirdiği sevgi ve bakımı kapsayarak, giderek çiftin çocukları haline gelmesine rağmen, umulmadık olaylar hayatı ‘Robot David’ için imkânsız bir duruma sokar.” Bu okuduğunuz sinopsis, Yapay Zekâ (A.I-Artificial Intelligence) filmine ait. Senaryosunu Brian Aldiss ve Ian Watson’ın yazdığı filmin yönetmenliğini Steven Spielberg üstlenmişti. Bu senaryo çok fütürist görünüyor ama gerçekten mümkün olabilir mi?
Yapay zekâ çalışmaları genellikle insanın düşünme yöntemlerini analiz ederek bunların benzeri yapay yönergeleri geliştirmeye yönelik olduğuna göre, öncelikle insan beyninin nasıl çalıştığına bakmakta fayda var. İnsan beyni ortalama 1250-1500 gram ağırlığında, yaklaşık 85 milyar nöron adı verilen hücreden meydana geliyor. Beyin iki yarı küresi (korteks) olan ve beynin iki korteksi birbirinden ayrı olan bir organ. Bu korteksler fizikî olarak farklı oldukları gibi fonksiyonları farklı. Bir bilgisayara ile karşılaştırırsak, beynin sağ korteksini bir paralel işlemci gibi çalışıyor. Sol korteks ise bir seri işlemciye benzer şekilde çalışıyor. Bu iki korteks birbirleri ile “corpus collosum” adı verilen ve yaklaşık 300 milyon sinir lifinden (akson) oluşan bir bağlantı demeti ile bağlanıyor. Bunun haricinde iki korteks birbirinden tamamen ayrı.
Her iki korteks de bilgi işliyor ama bilgiyi farklı şekilde işledikleri için farklı biçimlerde düşünüyor. Beynin korteksleri aslında farklı şeyleri dikkate alıyor. Hatta, iki korteks için birbirlerinden farklı kişiliklere sahip olduklarını iddia edebiliriz. Beynin sağ lobu bütünüyle şu ana yoğunlaşmış durumdadır. Yani, herhangi bir yer ve zamanda o an ne yapıyorsanız ona dairdir. Örneğin, bu satırları okurken bulunduğunuz yerin koku, sıcaklık ve ışık oranını sağ beyniniz ile algılarsınız.
Sol korteks ise tamamen geçmiş ve gelecekle ilgili olan bölüm. Sol korteks, sağ korteks tarafından algılanan şu ana ait o bilgilerin içindeki ayrıntıları yakalar ve bu ayrıntıları daha da derinleştirir. Yani, duyu organlarımızdan gelen ve sağ kortekste anlamlandırılan bilgiyi sınıflandırıp düzenler. Bunun sonucunda da geçmişte deneyimlediğimiz her şeyle ilişkilendirir ve bütün ihtimalleri geleceğe aktarır.
Yorumlar