Skip to main content

Nano Cell teknolojisi ile dikkat çeken LG’nin Türkiye pazarına bakışını şirketin Marka Pazarlama Müdürü Erkan Terzi ile konuştuk

Panel teknolojisinde bir devrim olarak nitelendirebileceğimiz OLED hedef kitlesi dahilinde tüm dünyada büyümeye devam ediyor. 2018’de globalde OLED TV satış adeti  2018 yılında 2,1 milyon iken 2019 yılı beklentisi 2,7 milyon. OLED TV’deki yüzde 80’lik payı ile pazarı domine den LG’nin Türkiye’deki odağı da aslında son yıllarda TV teknolojileri üstüne. Yakın zaman içerisinde tüketicisi ile buluşturduğu Nano Cell teknolojisi ile dikkat çeken LG’nin Türkiye pazarına bakışını şirketin Marka Pazarlama Müdürü Erkan Terzi ile konuştuk.

LG’nin son yıllarda Türkiye’de ve globalde ana odağı nedir?
LG Electronics diye düşündüğünüzde Türkiye’de en fazla hissedilen televizyonun gücü ama dünyada aslında televizyon işinden daha büyük olan alan beyaz eşya ve iklimlendirme. Bunun dışında LG Electronics bünyesinde şu an araç ekipmanlarına da çok ciddi bir yatırım var. Telefon bunların içinde rakiplerimize göre biraz daha geriden geliyor. Bunun nedeni akıllı telefonları rakiplerimize göre geç keşfetmenin getirdiği maliyetlerle alakalı. Ne kadar çok üretirseniz maliyetleriniz o kadar düşüyor.

TV teknolojilerinde LG rakipleri ile farkı açıyor diyebilir miyiz?
Bu yıl CES’te LG 132 ayrı ödül aldı. Bu bir şirketin ulaşmayı hayal edemeyeceği bir rakam. OLED TV teknolojisi ve onun üzerinden geliştirdiğimiz ürünler en iyinin en iyisi seçiliyor. OLED günün sonunda aslında panel teknolojisinde bir devrim. Bir yazılım veya mevcut bir panelin üzerine eklenmiş bir özellik değil bu. Bu üretimini yaptığımız, bununla ilgili fabrikalar açtığımız, dünyadaki birçok televizyon markası adına ürün tedariği yaptığımız bir teknoloji.

OLED’e ilgi Türkiye’de nasıl peki?
OLED her yıl aydan aya satışları artan bir ürün grubu. Aslında teknolojik ürünlerle ilgili en iyi reklam aracı memnun tüketicilerdir. İlk OLED sattığımız müşterimizle satış sonrası verdiğimiz ve satışla birlikte sunduğumuz kaliteli hizmetler bize mutlaka o müşteriyi tekrar getirmiştir. Özellikle Türkiye’de birbirimize anlatmayı çok severiz. Araba aldıysanız, o arabanın yürüyen bir temsilcisi haline dönüşüyorsunuz. Birisi aracınızla ilgili eleştiri getirse marka sahibi kadar sinirleniyorsunuz. Bu manada insanları iyi bir ürünle buluşturup sonuna kadar da arkasında durmak önemli. Satış sonrası ile teknik servis ile çok önemli. Öte yandan OLED dünyada üretilmeye başladığı günden bu yana hep üst seviye diyebileceğimiz tüketiciyi hedefledik. Bugüne kadar da hep 55 inçe kadar ürettik. Daha aşağıdaki boyutlarda ürün üretmedik.

Tüm dünyada OLED pazarında LG’nin payı nedir?
Şu anda LG panel olarak soruyorsanız, tamamını biz üretiyoruz. Pazar payı olarak soruyorsanız yüzde 80’lerde bir pazar payımız var ama diğer markaların da gün geçtikçe ilgisi ve satışları artmaya başladı. Gelecekle ilgili, hem teknoloji olarak hem de pazarda tanındıkça satış olarak da çok daha iyi yerlere geleceğini düşünüyoruz. Bunun dışında baktığımızda OLED toplam televizyon pazarının küçük bir parçası. Hala en büyük pazar LED tarafı. Ultra HD televizyonların çıkmasıyla birlikte o ürün tercihini yapan insanlara Ultra HD’nin üzerinde olan Nano Cell teknolojisini sunduk. Nano Cell teknolojisi bir filtre teknolojisi. İnanılmaz bir renk doygunluğu var. Nano Cell’de de bu yıl hem dijital tarafta hem satış noktalarında hem o deneyim tarafında çok iyi işler yapıyoruz. Bu da bize gerçekte satış olarak dönüyor.

Ülkedeki genel TV satışları ne durumda peki?
İlk sekiz ayda Türkiye’de televizyon pazarı adet olarak yüzde 24 küçüldü. Gerçekten çok ciddi bir oran. Şu an ilk defa TL olarak da pazar küçülmeye başladı. Ama buna teknoloji olarak baktığınızda Ultra HD’nin toplam iş içindeki payı yüzde 60’lara geldi. Ve Ultra HD geçen yıla göre büyümeye devam ediyor. İnsanlar kriz yönetiminde dahi değişen tüketici profili ile birlikte teknolojiyi anlamaya ve onu uzun yıllar kullanma bilinciyle devam ediyorlar. Bu da bizi çok mutlu ediyor. Zaten ürünümüzle markamızla, vizyonumuzla, bir manada örtüşüyor.

Yapay zeka TV başta olmak üzere LG ürünlerinde nasıl bir rol oynuyor?
Yıllar içerisinde televizyonlar kişisel bir araç haline dönüştü ve insanların beklentileri farklılaştı. Yapay zeka bu beklentileri karşılama adına en önemli teknoloji. Son dört, beş yıldır hayatımıza sesli komuta edebildiğimiz kumandalar girmişti. Ama bunların hiçbirinde yapay zeka diyebileceğimiz şey barınmıyordu. Artık TV’niz sizi tanıyor, sizin kişisel ihtiyaçlarınıza göre de size bir şeyler sunuyor. Bu hava durumu ile de ilgili olabilir. Dinlediniz müzikle, seyrettiğimiz filmle ilgili olabilir. Bu son bir buçuk yıldır bizi Türkiye’de çok fazla ön plana çıkartıyor. Bununla birlikte yapay zeka sadece televizyonlarımızda değil yeni çamaşır makinelerimizde de var.

LG’nin Türkiye’deki geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
2015 yılında Ultra HD’nin toplam televizyon içindeki payı yüzde 4-5 civarındaydı. Dört yıl içinde geldiği oran yüzde 60’lar. İki yıl içinde pazarın hakimi yüzde yüz Ultra HD olacak ve hiç kimse Full HD’yi hatırlamayacak. Bugün kimsenin HD’yi hatırlamadığı gibi. Böyle bir pasta varken ve gidişat bu yönde iken LG’nin buna farklı bir bakış açısı ile bakması çok doğru bir karar olmazdı. O yüzden biz Türkiye’ye çok güveniyoruz. Geleceğine güveniyoruz. Tüketici profiline güveniyoruz. O genç nüfusa güveniyoruz. Bugün üniversite okuyan gençler üç, beş yıl içerisinde iş hayatına dahil olacaklar. Müşteri olacaklar. Biz onlara şimdiki müşteri profilimizden daha çok güveniyoruz.