Skip to main content

Teknolojik tsunami önümüzdeki 20 yılda üstel bir hızda devrim yaratacak. Norm haline gelen “100 yıllık yaşam” kavramı ile çoğu eğitim ve çalışma hayatıyla geçecek daha çok yıl, öğrenimin çok daha önemli olacağı anlamına geliyor.

Yakın gelecekte çoğu insan, yeniden temel eğitimi gerektiren en az 6 farklı mesleğe sahip olacak ve inovasyonun hızı, ayak uydurabilmek için sürekli yeni beceriler ve bilgi edinmemizi talep edecek. Dünya Ekonomik Forumu tarafından hazırlanan bir raporda, ilköğretim öğrencilerinin gelecekte yapacakları işlerin neredeyse yüzde 65’inin henüz var olmadığı belirtiliyor. Peki kendimizi ve çocuklarımızı bu geleceğe nasıl hazırlayabiliriz?

Anlamlı gelecekler yaratmak için öğrenmeyi yeniden tasarlamamız şart

Odağımız, bilinç, benlik, yaratıcılık, niyet, derin anlam bilim becerisi, empati, şefkat, esnek zeka ve vücudumuz gibi bizi ‘insan’ kılan özelliklerimizi anlamak ve çocuklarımıza bu yönde öğrenim programları sağlamak olmalı. Bu yolda etkimizi daha verimli, hızlı ve ölçeklenebilir kılmak için ise teknolojiyi kucaklayalım.

Öğrenimin geleceği tasarım ilkeleri:

Human Works Design olarak, yüzyıllara dayanan Sanayi Devri eğitim modelinden daha insan odaklı, dinamik, açık ve ağa dayalı bir öğrenim modeline geçmek için ‘Öğrenimin Geleceği Tasarım İlkeleri’ni kullanıyoruz;

1-Anlam: Teknolojinin sınırsız imkânları ‘Yeni Rönesans’ vaadinde bulunuyor: Bugünün insanı kendini tasarlıyor. Hayatımızın amacı her zamankinden daha derin bilgelik ve bilgiye ulaşmak. Anlamlı yaşamak için öğrenme”, herkesin en derin hedefi haline gelecek. İnsanlık olarak, makineler veya sürekli internete bağlı hızlandırılmış teknolojik varlıklar olarak değil, estetik ve etik yaratıcı sanatçılar olarak yaşamak için kendimizi “iyileştirmek” istiyoruz. Bu bağlamda anlamlı yaşamayı öğrenmek için topluluklarınızı (hedef kitleleriniz, çalışanlarınız, liderleriniz, ve çocukları) etkinleştirin.

2-Üstel öğrenim: “Ben her şeyi bilirim” halinden “Ben her şeyi öğrenebilirim” tutumuna geçmeliyiz. İnsanın inovasyonu, toplumsal bir bakış açısına sahip olmak, işimize yaramayan varsayımlarımızı bozmakla başlar. Bu, hem etkileşimlerimiz hem de örgütlerimiz içinde bakir düşünme, öz farkındalık yolunun yeniden tasarlanmasını ve ‘öğrenen organizasyon’ olmak için kültürel dönüşümü gerektirir.

3-Yaratıcılık: Yaratıcılık, ihtiyacımız olan en üst üç beceriden biri haline geldi. Yaratıcılık, ekonomik değerin birincil yaratıcısı haline geldikçe, “bilgi transferi” paradigmasından “yeni bir zihin ekolojisinde bilgi yaratan” maker paradigmasına sıçrıyoruz. Çok disiplinli düşünmeye odaklanın, tasarım odaklı düşünce gibi metodlar ile öğrenenleri yaratıcı süreçlere aktif katılımcılar ve çözüm üreticileri olarak dahil olmaya teşvik edin. Sanatçılar, öğrenciler, girişimciler gibi yeni ekosistem ortaklıklarını deneyin ve doğadan öğrenin.

4-Kişiselleştirilmiş öğrenim: İyi eğitim, yüksek sayıda eğitimci ve esnek, akışkan, doğrusal olmayan bir müfredat gerektirir. Günümüzün katı eğitim çözümlerinden farklı olarak tasarım ve teknolojideki yeni gelişmeler umut vadeden yeni yollar üretmekte. Yapay zeka ile yoğunlaştırılmış, 3 boyutlu eğitim, kişiselleştirilmiş öğrenimin hızlandırma potansiyeline sahip. Bu gelişmelerle kişisel profile dayalı interaktif dersler, Socrates, Marie Curie veya Neil DeGrasse Tyson’un kendisi tarafından öğretilebilir. Kişisel öğrenim ihtiyaçlarını anlayın. Bilgiye ve çevrimiçi öğrenme araçlarına sahip hibrid programları tasarlamaya başlayın, öğrencilerin kişisel gelişimlerini, tercihlerini değerlendirmek ve yönlendirmek için teknolojiyi kullanın.

5-Topluluk öğrenimi: Birlikte ve birbirinden öğrenmek eğilimi artıyor, öğretmenlerin rolü kolaylaştırıcı olmaya kayarken, paylaşılan öğrenim etrafında inşa edilmiş topluluklar egemen hale geliyor. Öğrenenler, diğer topluluk üyeleriyle diyalog kurma ve anında bilgi oluşturma şansına sahip. Öğrenimin bu sosyal ve kültürel bağlamda gerçekleşmesi, kolektif değerleri de geliştirmektedir.

Öğrenenlerin birbirlerinin uzmanlık, ilgi alanı, deneyim ve becerilerinden öğrenmesi için tasarım yapın. Öğrenci, uzman ve kolaylaştırıcı olmak arasında geçiş yapmak için yeni esnek roller sunun. Yeni uzmanları, en iyi örnekleri ve paylaşım metodlarını sunun. Motive edici faktörler ve ritüeller ile topluluk öğrenimini içselleştirin.

6-Yaparak öğrenme: Okullarımızı, işletmelerimizi, topluluklarımızı ve şehirlerimizi rahatlık amaçlı değil, kişisel gelişim için aktif oyun alanları haline getirmek için harekete geçeceğiz. The Body VR, Medivis, Universe Sandbox gibi start up’lar ve Microsoft Hololens ve Oculus Rift, gibi teknoloji devlerinin sunduğu örneklerde olduğu gibi teknolojik hediyeleri kullanarak, gelecek riski almadan yeni deneysel öğrenim deneyimleri yaratabiliriz. Öğrencileri kendilerini geliştirebilecekleri şekilde tasarım ve uygulama süreçlerinize katılmaya teşvik edin. Deneyi cesaretlendirin, merakı kucaklayın. Hataları ceza gerekçesi değil, öğrenme sürecinin doğal ve faydalı bir parçası haline getirin.

7-Öğrenmek için değerlendirme: Öğrenme hakkında toplanan verilerin çoğu, dolaylı, ispatlanabilir güvenilirlik veya geçerliliği olmayan ve gerçekçi olmayan saklama zamanlı değerlendirmeleri yansıtır. ‘Öğrenimi değerlendirme’ yaklaşımından ‘Öğrenmek için değerlendirmeya geçmeliyiz. ‘Neden ölçmek istiyoruz?’ veya ‘Neden bu ölçme daha iyi öğrenmeye yardımcı olur?’ gibi sorular insani sorulardır, yapay zeka sadece doğru sorular sorduğumuzda bize gerçekten yardımcı olabilir.

Sorun; ‘İdeal mezunlar ne öğrenmeli?’ “Bu bilgi onlara ne sağlayacak?”. Öğrenim performansı ve topluluğunun öğrenenin gelişmesine katkısını değerlendirmek için yeni değerlendirmeler tasarlayın.

8- Güçlendir: Öğrenimin geleceği insanları güçlendirmek ve özerklik kazandırmakta yatıyor. Örneğin; öğrenenlerin istedikleri öğrenimi, diğerleri ile karşılaştırılmadan demokratik öz yönetim ile aldıkları, testler veya notlar olmayan bir öğrenme ortamı düşünün. Diğer yandan, iyi bir eğitim şu anda bir lüks gibi fiyatlandırılıyor ve ‘kazanan hepsini alır’ yaklaşımı ile işletiliyor. Dijital devrim ise Khan Academy gibi platformlarla yeni boyutlara ulaşıyor. Günümüzde karşılaştığımız tüm maliyetler yavaş yavaş her şeyin ucuzladığı, bilginin bol olduğu ve tüm öğrenenlerin evrensel ve sürekli gelişen eğitim sistemlerine bağlanabilecekleri dijital alana kayıyor.

Kullanım, satın alma, oylarınız, hizmet ve yatırımlarınızla insanlara güç veren öğrenim program ve platformlarını teşvik edin.

9- ‘Çocukça öğrenim’: Çocuklar merak, neşe, yaratıcılık ve oyunlarıyla bize öğrenmenin aslında doğası gereği eğlenceli bir deneyim olduğunu hatırlatan doğal kılavuzlardır. Carl Sagan’ın “Bir yerde, inanılmaz bir şey keşfedilmeyi bekliyor” sözü çocuklar için her an geçerlidir. Çocukların gerçek kültür üreticisi haline geldikleri, ortak geleceğimiz için öğrenme ve tasarım süreçlerinde yer aldıkları yeni bir zemin oluşturmanın zamanı geldi.

Çocukları modelleyerek ve onlarla birlikte tasarlayarak, eğlenceli ve insani öğrenim deneyimleri tasarlayın.

Canan Atalay / Human Works Design Kurucu Ortağı, Sokratik Tasarım Uluslararası Elçisi