Skip to main content

Gerek Türk vergi hukukundaki tanım gerek uluslararası vergi anlaşmalarındaki tanım ve yorumlar göz önünde bulundurulduğunda, giyilebilir cihazların da duruma göre işyeri işlevi göreceğini kabul etmek gerekir

Giyilebilir teknoloji (wearables) pazarı henüz çok küçük, bu alandaki ürün ve uygulamalar yeni yeni hayatımıza giriyor. Ama çok değil, pek yakında, sağlık hizmetini giyilebilir cihazlar (saat, bileklik, giysi vb. platformlar) üzerinden uzaktan teşhis ve tedavi yoluyla yurtdışındaki kliniklerden satın alabileceğiz; üzerimizde taşıdığımız cihaz taşınabilir hastaneden farksız olacak. Olası bir kalp krizini ya da felci üzerimizdeki giyilebilir cihaz sayesinde önleyebileceğiz. Peki, yurt dışındaki hastanenin elde ettiği gelir Türkiye’de vergilendirilebilecek mi?

Sanal gerçeklik gözlüğü takarak, futbol maçını tuttuğunuz takımın forvet oyuncusunun gözlerinden seyredebileceksiniz. Karşınızda konuşan kişinin sözlerinin tercümesi anında gözlük camınıza yansıyacak. Google Glass, gözümüze yansıttığı veriler karşılığı hizmet ücreti almaya başladığında elde edeceği kazanç Türkiye’de vergilendirilebilecek mi?

Giyilebilir işyerleri

İşyeri neresi?

İşyeri kavramı, bir devletin diğer bir devletin teşebbüsüne ait kazançları vergileme hakkını belirlemede kullanılmaktadır.

Çifte vergilemeyi önleme amacıyla imzalanan uluslararası vergi anlaşmaları uyarınca, bir devlet herhangi bir şirket kendi ülkesinde bir işyeri vasıtasıyla ticarî faaliyette bulunmadıkça, elde ettiği ticarî kazançları vergilendirememektedir.

Diğer bir söyleyiş ile mevcut bir işyerine atfedilemeyen ticarî kazançlar yalnızca ilgili şirketin mukim olduğu devlette vergilendirilebilmektedir.

İşyerinden kasıt, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yerdir.

Bu kapsamda, öncelikle işe ilişkin bir ‘’yer’’ mevcut olmalıdır. Bu yer bir bina olabileceği gibi bir makine de olabilir. Bu yer sabit olmalıdır, hareketsiz değil fakat belirli ölçüde bir sürekliliğe sahip belli bir yerde bulunmalıdır. İş, sabit olan bu yer vasıtasıyla yürütülmelidir.

Bu noktada belirtmek gerekir ki, bilgisayar teçhizatı kullanılan durumlarda, teçhizatın işletilmesi için ilgili lokasyonda bu teşebbüse ait hiçbir personele ihtiyaç duyulmasa dahi, bir işyeri var olabilir. Teşebbüse bağımlı kişilerin, yani personelin bu sabit yerde bulunması gerekli değildir. Bu sonuç elektronik ticaret açısından geçerli olduğu kadar ekipmanın otomatik şekilde çalıştığı diğer faaliyetler için de geçerlidir.

Ayrıca, iş yapılan bu sabit yerin düzenli bir ekonomik mevcudiyet sağlayacak düzeyde bir devamlılığı, istikrarı olmalıdır. Son olarak ekleyelim, teşebbüsün kazançlarına katkıda bulunmalıdır.

Teşebbüsüne ait kazanç, ancak işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere kazancın elde edildiği kaynak devlette vergilendirilebilir.

Türk vergi hukukunda durum

Türk vergi hukukunda işyeri; ticarî, sınaî, ziraî ve meslekî faaliyette işyeri, mağaza, idarehane, muayenehane, imalathane, şube, depo, kahvehane, eğlence ve spor yerleri, çiftlik ve hayvancılık tesisleri, dalyan ve voli mahalleleri, maden ve ocakları, inşaat şantiyeleri ve vapur büfeleri gibi ticari ve mesleki bir faaliyetin icrasına tahsis edilen veya bu faaliyetlerde kullanılan yer olarak tanımlanmıştır.

Yapılan tanım hayli geniştir. Bir yerin işyeri olabilmesi için ticarî, sınaî, ziraî veya meslekî bir faaliyetin icrasına tahsis edilmiş veya bu faaliyetlerde kullanılıyor olması yeterli görülmüştür. Verilen örnekler ise sınırlandırılmamış, ‘’gibi’’ ifadesi kullanılarak sayılan somut mekânlara benzer her yer kapsam içine alınmıştır.

Mevcut kanunda yer almamakla birlikte, yeni Vergi Usul Kanunu tasarısında elektronik işyerleri de kapsama alınmıştır. Bu doğrultuda, ticarî, sınaî, ziraî veya meslekî bir faaliyetin icrasına tahsis edildiği sürece mobil araçlar, elektronik ortam veya alanlar da işyeri olarak değerlendirilecektir. İnternet, ekstranet, intranet ya da benzeri bir telekomünikasyon ortam veya aracının ticarî, sınaî veya meslekî faaliyete tahsis edilmesi veya bu faaliyetlerde kullanılması durumunda elektronik ortamda işyeri oluşacaktır.

Türk vergi hukukunda dar mükellefiyet esasında ticarî kazancın  Türkiye’de elde edilmiş olması, işyerinde sağlanmış olması şartına bağlanmıştır.

Dolayısıyla, bir yabancının Türkiye’de işyerinin olması ve ticarî kazancın bu yerden sağlanması, bu kişinin dar mükellef olarak vergiye tabi olması için yeterlidir.

Ticarî kazancın, Türkiye’de elde edilmiş sayılarak vergilendirilmesi için kazancı doğuran muamelenin bütün unsurları ile işyerinde yapılması zorunlu olmayıp, işyerinde kazancın elde edilmesini dolaylı olarak etkileyen faaliyetlerin yapılması halinde de, kazancın  Türkiye’de  elde  edildiğinin  kabul edilmesi  ve  Türkiye’de  vergilendirilmesi gerekir. Bu durumda kazanç işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere Türkiye’de vergilendirilecektir.

Giyilebilir cihazlar işyeri mi?

Gerek Türk vergi hukukundaki tanım gerek uluslararası vergi anlaşmalarındaki tanım ve yorumlar göz önünde bulundurulduğunda, giyilebilir cihazların da duruma göre işyeri işlevi göreceğini kabul etmek gerekir.

Sağlık hizmeti alınan yurt dışındaki teşebbüs, söz konusu hizmeti üzerinizde taşıdığınız giyilebilir cihazın içerisinde yer alan yazılım/sensörler aracılığıyla veriyorsa, giyilebilir cihazın bu faaliyetle sınırlı olarak ilgili sağlık kurumunun işyerini oluşturduğunu kabul etmek gerekir. Zira, vergi hukukunun bir işyerinde aradığı tüm koşullar sağlanmaktadır.

Giyilebilir cihaz sabit bir yer/makinedir. Bu yer/makine belirli ölçüde bir sürekliliğe sahip belli bir yerde bulunmaktadır. İş, kısmen de olsa sabit olan bu yer/makine vasıtasıyla yürütülmektedir. Bu noktada, teşebbüse bağımlı kişilerin, yani personelin bu sabit yerde bulunması gerekli değildir. Toplanan veri, uzaktan işlenerek gerekli analiz ve müdahale yapılabilmektedir. İş yapılan bu sabit yerin/makinenin düzenli bir ekonomik mevcudiyet sağlayacak düzeyde bir devamlılığı, istikrarı vardır ve teşebbüsün kazançlarına katkıda bulunmaktadır.

Elbette tüm kazanç giyilebilir cihaza atfedilemez. Özellikle cihazda kullanılan yazılıma ve markaya ilişkin gayrimaddî hak bedelleri dolayısıyla yurtdışı merkezin bulunduğu ülkeye atfedilecek kazanç daha yüksek olabilir.

Yine de, yurtdışındaki sağlık kurumunun Türkiye’deki hastadan elde ettiği kazanç, işyeri niteliğindeki giyilebilir cihaza atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere Türkiye’de vergilendirilebilir.

Giyilebilir cihazların işyeri olarak değerlendirilmesinin sonuçları nedir? Yurtdışı merkezin Türkiye’de oluşan işyerini  vergi dairesine bildirmesi, mükellefiyet açılması, beyanname verilmesi, elde edilen kazanç üzerinden kurumlar vergisi ödenmesi, her bir satış için fatura düzenlenmesi ve KDV hesaplanması gerekir.

Onur Elele- RSM Turkey / Yeminli Mali Müşavir