Skip to main content

Estonya hükümeti, e-Residency (e-Oturum) topluluğu ve girişimcilerin Covid-19 krizi ile mücadele yöntemlerini ve işlerini krize nasıl adapte ettiklerini araştırdı.

Tüm dünyayı etkisi altına alan coronavirus salgının ekonomik boyutları her geçen gün ağırlaşırken, Estonya Hükümeti E-Residency Programı Nisan ayında bir araştırmaya imza attı. 1115’i Estonya e-Oturum (e-Residency) topluluğu üyesi toplam 1535 kişi ile gerçekleştirilen araştırmada, Covid-19 krizinin iş ve ticarete etkilerinin yanı sıra krizle mücadelede uygulanan yöntemler de soruldu.

E-resident’ların kriz sırasında işlerini adapte etmelerini sağlayan 10 yol:

1. Ürün, hizmet veya sunulan tekliflerde değişiklik: Katılımcıların büyük çoğunluğu (%23) mevcut hizmet ve çözümlerini Covid-19’a göre uyarladıklarını, yeni ürün, servis veya hizmetleri devreye aldıklarını belirtti. (Örn: Dijital içerikler ve uygulamalar, e-ticaret, e-eğitim, danışmanlık vb…)

2. Dijitalleşmek: Şirketlerin krize uyum sağlama konusunda en önemli hamlelerinden biri ise dijitalleşme oldu. Katılımcıların yüzde 19’u uzaktan çalışma ve çevrimiçi iş süreçlerine geçtiğini söyledi. Bu cevabı verenlerin yarısı için işlerini dijital ortama taşımak bir zorunluluk olurken, diğer kısım ise büyük bir stratejik değişiklikle bu dönüşümü gerçekleştirdiklerini kaydetti. (Örn: Yeni çevrimiçi hizmetler/ürünler sunmak, farklı pazarlarda yeni işbirlikleri yapmak vb…)

3. Yeni müşteriler, pazarlar ve sektörlere yönelmek: İşlerini dönüştüren katılımcıların yüzde 13’ü yeni müşteriler ve farklı pazarlara yönelerek işlerini krize adapte ettiklerini söyledi. Krizden daha az etkilenen sektörlere yönelerek buralardaki müşterilerle yeni iş birlikleri yaptıklarını belirtti. (Örn: e-ticaret, e-oyun, sağlık hizmetleri vb…) Bir kısmı ise coğrafi analizlerle pandeminin etkisinin azaldığı ülke ve pazarlara yöneldiklerini belirtti.

4. Müşterilerin krizi atlatması için destek sunmak: İşlerini dönüştürenlerin önemli bir kısmı (%13’ü) ise müşterilerine krizi atlatma ve mücadele etme konusunda yardım ve destek sunduklarını, çeşitli ürün ve hizmetler vasıtasıyla iş birliği yaptıklarını belirtti. Ayrıca, ödeme koşullarındaki değişiklikler, ücretlerde indirim, ücretsiz yeni servisler gibi bazı yolları da seçtiklerini ifade etti.

5. Araştırma ve Geliştirme (Ar-Ge): Yaklaşık yüzde 12’lik bir kesim ise krizle mücadele etmek, hizmetlerini geliştirmek için Ar-Ge’ye yatırım yaptıklarını belirti. Bu kategori yeni pazarlar ve yeni müşteriler için mevcut iş modellerini değerlendirerek, yeni ürün veya hizmetler geliştirmeyi, mevcut kaynakları ve iş süreçlerini optimize etmeyi ve yeni teknolojiler keşfetmeyi içeriyor.

6. Hayatta kalma modu: Katılımcıların yüzde 10’u “hayatta kalma modu”na geçtiklerini belirtti. Bu kategoridekiler; finansal kaynak arayışlarına girerken, işten çıkarmalar, yeniden yapılandırmalar ve maliyetleri azaltmak gibi yollara ihtiyaç duyduklarını belirtiyor. Bu gruptakiler, krizi bir an evvel atlatmak için tüm önlemleri en üst düzeyde almış durumda.

7. Kapatma, geçici ara: Yüzde 8’lik bir oranda ise şirketler, operasyonlarını geçici olarak durduklarını veya tamamen durdurduklarını belirtti. Bu kategoridekilerin büyük kısmını turizm, eğlence, etkinlik gibi sektörlerde yer alan kuruluşlar oluştururken, sebep olarak, pandemi tedbirleri birlikte ile işlerin tamamen durması ve müşteri/talep azlığı öne çıktı.

8. Sağlık sektörü ve hastalar için destek: Katılımcıların yüzde 5’i krizin yarattığı acil ihtiyaçlara cevap vermek için uzmanlıklarını sunduklarını belirtiyor. Bu kategoride tıbbi kitler, koruyucu ekipmanlar, antibakteriyel ürünlerin üretimi ve satışı gibi konular bulunuyor. Ayrıca, sağlık sektörüne yönelik yen yazılımlar geliştirmek, hasta takibi uygulamaları gibi dijital hizmetler de yer alıyor.

9. Pazarlamaya odaklanmak: Yüzde 5’lik bir kısım ise pazarlama faaliyetlerine odaklandıklarını ve bütçelerini artırdıklarını söylüyor. Bu kategorideki katılımcılar, daha çok müşteriye ulaşmak için reklam ve pazarlama stratejilerini yeniden değerlendirdiklerini, reklam ve tanıtım etkinliklerini artırdıklarını ifade etti.

10. Kendini geliştirme: e-Oturum sahiplerinin yüzde 2’si, krizin yarattığı boş zamanları kendi kişisel gelişimlerine ayırdığını, yabancı dil öğrenmek, bilgisayar tabanlı eğitimler gibi yeni beceriler veya kişisel projelere odaklandıklarını, bu yönde harcama yaptıklarını belirtti.

Araştırmadaki katılımcıların bazıları ise Covid-19 krizinin işlerine hiçbir etkisinin olmadığını, daha iyi bir iş / özel hayat dengesi bulduklarını söyledi.