Sözlerine bu yıl nereye baksak karşımıza ‘kriz’ çıktı diyerek başlayan Derya Matraş, ekonomik, siyasi, sağlık gibi pek çok alanda 2020’de yaşanan krizlerden ve bu krizlerin neden olduğu sorunlardan bahsetti. 2020’nin bir felaketler yılı olduğunu söyleyen Matraş, 3500 yıllık Çin Alfabesi’nde krizin tehlike ve fırsat olmak üzere iki kelimeden oluşmasına bir gönderme yaparak krizler karşısında bakış açımızı değiştirmenin öneminin altını şu sözlerle çizdi: “Krizler farklı bir şekilde düşünmemizi sağlayarak yeni fırsatlar sunar. Ama bu her kriz için geçerli değil elbette. Uzayan krizler insanların daha önceden edinmiş oldukları davranışlarla bağlarının kırılmasına neden olur. Bu bağlar kırılınca insanlarda yeni ortama uyum sağlama isteği gelir ve bunun neticesinde inovasyon ortaya çıkar.”
Derya Matraş Covid-19 ve doğurduğu diğer krizlerin neleri değiştirdiğini anlatırken, 20. yy’ın ilk yarısındaki savaşlar, salgınlar sonrası ikinci yarısında hayatımıza giren globalizasyon, internet teknolojileri gibi yeniliklerden, 2008 Mortgage krizi sonrası fırsatları değerlendirerek ortaya çıkan 50 teknoloji unicorn’una kadar dünyada önceki yıllardaki büyük krizler sonrası ortaya çıkan kazanımlardan örnekler verdi. Matraş bu örneklerden sonra 2020’de pandemi ile iş dünyasında ortaya çıkan fırsatları ve bu fırsatların nasıl değerlendirildiğini şöyle anlattı: “Bu krizde evde kalma anını değerlendiren firmaların hisseleri birkaç günde 4-5 kat arttı. Diğer önemli fırsat dijitalleşmenin hız kazanması oldu. Fortune 500 şirketlerinin CEO’larının yüzde 75’i Covid’in şirketlerinin dijitalleşmesini hızlandırdığı ifade ediyor. Diğer yandan pandemi sadece şirketler için değil bireyler için de değişimi ve bazı fırsatları beraberinde getirdi. Herhangi bir rutinin alışkanlık haline gelmesi için 66 gün geçmeli. Bu dönemde bizim pek çok alışkanlığımız değişti. Bazı hobilerimiz alışkanlığa döndü ve bunların bir kısmı kalıcı da olacak.”
Derya Matraş konuşmasının ikinci bölümünde, bu değişimleri göz önünde bulundurup bunlardan ne gibi fırsatlar çıkarabiliriz konusunda gelecek normali şekillendirecek 5 trendden bahsetti.
1- Güvenli alışveriş
Pandemi ile birlikte insanların yüzde 71’i yaptıkları alışverişin birçok açıdan güvenli olmasına çok önem veriyor. Bu arayış bu dönemde eticaretin ciddi bir şekilde büyümesine neden oldu. Örneğin kullanıcıların yüzde 27’si ilk kez bu dönemde online market alışverişi yaptıklarını ifade ediyorlar. Bu dönemdeki değişimler satın alma yolculuğunu da etkiledi. Alışveriş anlayışı keşif ticaretine döndü. Facebook da bu dönemde Facebook Shops’u hayata geçirerek KOBİ’lere ve diğer küçük işletmelere daha fazla destek olmaya başladı.
2- Bilinçli sağlık
Pandemi döneminde, “Hayatımızdaki en önemli meseleler aslında ne?” üzerine düşünme fırsatımız oldu. Kendimize bütüncül baktık. Bu dönemde sağlık hiç olmadığı kadar önemli hale geldi. Doğayla yakınlaştık. Kişisel bakımdan meditasyona sağlıkla ilgili pek çok konunun hayatımızı yeri büyüdü.
3- Global topluluklar
Pandemi döneminde hem global hem lokal olarak iki farklı çekim gücünün etkisinde kaldık. Küçük işletmelerin, esnafın değerini daha iyi anladık. Bir yandan çok daha lokal hissederken diğer yandan tüm dünya insanları ile aynı gemide olduğumuzu hissettik. Global toplulukların bir araya gelmesinde canlı yayınların büyük etkisi oldu. Canlı yayınlar hepimizin hayatının bir parçası haline geldi. Yine SMA hastaları başta olmak üzere bağışlar global toplulukları bir araya getirmede çok etkili oldu.
4- Z jenerasyonu
2000 sonrası doğanlar yani Z jenerasyonu dünyanın yüzde 41’ini oluşturuyor. Onlar geleceği şekillendirecek olanlar. Bu nesil pandemi sonrası adeta yeniden doğdu. Eskisinden çok daha tutkulu, enerjik ve aktivistler. Yapılan araştırmalara göre Z jenerasyonunun yüzde 61’i aktivizme ve sosyal olaylarla eskisinden çok daha ilgili. Bu jenerasyonla ilgili diğer önemli konu markalarda çeşitlilik görme istekleri. Dünyayı değiştirebileceğine inanan çok değerli bir nesil geliyor. Şirketler bu jenerasyonun çalışmak istedikleri yerler olabilecekler mi, bunu düşünmeleri gerek.
5- Connected Convenience
Bağlantıda kalmanın kolaylığı diğer bir deyişle. Markalar müşterilerinin onlarla kolaylıkla iletişime geçeceği kanallar var mı? Bu sorunun cevabını aradılar. Keza bireyler için de bağlantıda kalabilmek bu dönem en önemli konu oldu. Bu dönem bize bağlantıda kalmanın kolaylığı ve önemini sorgulattı. Mesajlaşma uygulamalarından video tabanlı iletişim araçlarına pek çok dijital platformun doğru kullanıldığında günlük hayatımızı ve işlerimizi daha verimli bir hale getireceğini görmek bu dönemin kazanımlarından oldu. Derya Matraş son olarak, içinde bulunduğumuz dönemde kalıcı hale gelen bu trendlerin geleceği şekillendireceğini ve bunları göz önüne alanların çok değerli fırsatlar yakalayacaklarını ifade etti.
Yorumlar