Skip to main content

Önümüzdeki 20 yılın belirleyici ve devrimsel dönüşüm faktörlerinden biri hiç kuşkusuz hem üretim hem servis alanlarındaki robotlaşma atakları olacak

Robot çağına oldukça hazırız çünkü insanlar; robot gibi çalışmaktan, hayatı yaşayamamaktan, hep yorgun, stresli, sevdiklerine uzak olmaktan, insan yönetmenin, insanlara iş yaptırmanın, insanlarla iş yapmanın zorluklarını yönetmekten yoruldu, sıkıldı ve bıktı.

Günümüzde işletmeler, yöneticiler çalışanlarla ilgili, şikâyetler, hukuki konular ve insana dair sorunlarla uğraşmak için giderek artan oranda kaynak ayırmak zorunda kalıyor. Birisi çıkıp “aynı işleri hem de daha ucuza, daha çabuk, daha hatasız, isterseniz 7/24, hem de hiç mızırdanmadan robotlar yapacak, ister misiniz?” diye sorsa; “hayır istemem!” diyecek işletme yöneticisi ve insan bulmak zor.

Ayırımcılık yapıyorsun, kadın erkek, ırk, millet, yaş vb. eşitliğine dikkat etmiyorsun, sigortalamıyorsun, insan haklarını ihlal ediyorsun, çocuk çalıştırıyorsun vb. yüzlerce “insan çalıştırmaktan kaynaklanan sorunu” bertaraf etmek bile tek başına robot çağının tetikleyicisi olarak görülebilir.

Robot çağı ile ilgili en önemli ve yaygın iki çekince, korku, kaygı;

  1. Bunca işi robotlar yaparsa insanlar işsiz kalacak. Sistemin sürdürülebilirliği nasıl sağlanacak?
  2. Robotların kabiliyetleri arttıkça ya insanları da geçer, insanlara üstünlük sağlarsa ne yaparız?

Hemen bu soruları yanıtlayalım:

  1. İnsanlık tarihi boyunca yüzlerce, binlerce ortadan kalkan iş oldu. Yerlerine daima ve hep artan oranda yepyeni işler icat ettik. Bu sefer de öyle olacak. İş yapış şekil, mekân, zaman, yöntem ve araçlarımız değişecek, dönüşecek. Giderek fiziki güç, bulunma gerektiren işlerden akıl, yetenek, zekâ, bilgi, düşünme; kısacası “kafa gerektiren” tasarımsal, düşünsel öncelikle insan katkısı isteyen yepyeni işler yaratacağız. “İnsana” değil “insan için” düşünmek, tasarlamak, üretmek temelli sistemlere geçiş yapacağız. Bir anlamda “insan eliyle yapılan makinelerden, makinelerin yaptığı makinalara” doğru ilerliyoruz.
  2. Bu sefer de robotlarla uzlaşma yolları yaratacak “Singularity – Tekillik” çağının koşullarını oluşturacağız. Ancak ona daha bir 50 yıl falan var gibi görünüyor, o yüzden buna henüz kafamızı o kadar takmasak da olur.

Önümüzdeki 20 yılın belirleyici ve devrimsel dönüşüm faktörlerinden biri hiç kuşkusuz hem üretim hem servis alanlarındaki robotlaşma atakları olacak. Bu yüzdendir ki;

  • Henüz altı yıllık geçmişi olmasına rağmen piyasa değeri 50 milyar dolara varan ve milyonlarca şoföre iş olanağı sağlayan Uber aynı zamanda pek çok şoförü işsiz bırakacak “sürücüsüz araç” teknolojisinin en önemli yatırımcılarından biri.
  • Çin’deki en önemli üretim merkezlerinden biri olan Guandong’da bir ekip “zero-labor-factory / sıfır-işçi-fabrikası” için çalışmalara başlamış durumda.

Sonuç olarak artık şunu uz görmek çok zor değil; fazla değil, on – yirmi yıl gibi bir sürede hiç insanın çalışmadığı fabrikalar, banka hesabı olan ya da mahkemelerde boşluklar doldurularak oluşturulan dosyalarda karar veren hâkim robotlar, birbirleriyle rekabet eden, savaşan robot grupları hayata karışmaya başlayacak.

Futurist Ufuk Tarhan’ın “Gelecek 10 yılda ‘sıradan’ işleri de robotlara devredeceğiz” yazısı, Digital Age Eylül 2015 sayısında yer alıyor.