Skip to main content

‘Dijital Dönüşüm ve Toplumsal Etkileri’ başlıklı çalıştayda konuşan Türkiye Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat, dijital dönüşümün üç altın kuralını anlattı.

İstanbul Aydın Üniversitesi’nde, İAÜ Toplumsal Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi (TARMER) ve Yeni Medya Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin iş birliğiyle gerçekleştirilen ‘Dijital Dönüşüm ve Toplumsal Etkileri’ başlıklı çalıştayda dijital dönüşümün ne olduğu, dijital dönüşümün hayatımızın neresinde olduğu konuları üzerinde duruldu, dijital dönüşümün toplumsal etkileri incelendi. İAÜ Florya Kampüsü’nde gerçekleşen çalıştaya, çeşitli üniversitelerden akademisyenler, araştırmacı gazeteciler, sosyologlar ve uzmanlar katıldı.

dijital donusumun etkileri

Dijital dönüşümün üç altın kuralı

İlk oturumda dijital dönüşüm çağının hayatımıza etkilerinden bahseden Türkiye Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı İsmail Hakkı Polat, dijital dönüşümün üç altın kuralına vurgu yaparak, bunların; üretimde teknoloji, dağıtım pazarlamada internet ve yönetimde veri olduğunu ifade etti. İkinci oturumda ise dijital dönüşümün toplumsal etkileri üzerinde yoğunlaşılarak dijital dönüşümün olumlu ve olumsuz tarafları psikolojik ve sosyal boyutlarıyla incelendi. Ayrıca, çalıştay boyunca yapılan değerlendirmelerde dijital dönüşüm gerçekleşirken doğru kamu politikalarının belirlenmesi, hatta Dijital Dönüşüm Bakanlığı’nın kurulması gerektiği tespitlerinde bulunuldu.

“Kuşak farkı ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor”

Türkiye’nin dijital dönüşüme çok hızlı ayak uydurabildiğini belirten Türkiye Dijital Dönüşüm Derneği Başkanı Polat, “Dijital dönüşümün temelinde sosyal, ticari ve kültürel alanlardan azami derecede yararlanmak ve bununla ilgili tehditlerle başa çıkabilecek çözümler geliştirmek var. Bunların ikisini aynı anda yapmak son derecede zor. Türkiye çok genç bir nüfusa sahip. Dolayısıyla hem sosyal hem de bireysel anlamda, özellikle yeni jenerasyon bu alana çok ciddi anlamda girmiş ve intibakı kısa sürede sağlamış durumda. Ama bir de kuşak farkı var, orta yaş ve daha üstünün bu dönüşüme bakışı, bu bakışın genç kuşakla örtüşmesi ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Ama Türkiye potansiyel olarak bu dünyaya intibakı en yüksek ülkelerden birisidir” ifadelerini kullandı.

“Her teknoloji beraberinde yeni bir dinamik getiriyor”

İAÜ Yeni Medya Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Deniz Yenğin ise “Dijital dönüşümü tanımlamadan önce öncelikle şuna dikkat etmek gerekir. İletişim sürecinde yer alan kaynaktan hedefe aktarılan bu iletinin hangi taşıyıcılar ya da aktarıcılarla gerçekleştiğini tam olarak görmek lazım. Çünkü buradaki araçlar sürekli kendini yeniliyor, güncelliyor. Dolayısıyla dijital dönüşüm beraberinde insanların yaşamış olduğu ortamda farklı pratikler farklı deneyimler yaşamasını zorunlu kılıyor. Her bir teknoloji beraberinde yeni bir dinamik getiriyor. Ama biz bunları maalesef bir rutin içerisinde, bilgi almadan yaşıyoruz. Medya okuryazarlığı konusunda eksikliklerimiz var. Dolayısıyla deneyimleyerek kendi kendimize öğrenmek zorundayız” dedi.