Skip to main content

Projeler, sadece gerektirdikleri iş yükleri ile değil, bitiş tarihleri ile de baskı oluştururlar. Bu baskıdan korunmak için hedef tarihleri nasıl belirlenmeli ve projelere nasıl yaklaşılmalı?

Yazılım işi ile ilgili uğraşan herkesin er geç karşılaşacağı ve yükleneceği sorumluluklardan biri, hedef tarihi (deadline) baskısı ve yönetimi olacaktır. Bu baskı, özellikle yazılımın ilk yıllarında oldukça yorucu ve bunaltıcı bir süreç haline geliyor. Çalıştığımız birçok arkadaşımız projelerinde deadline vermekten kaçınıyor ya da doğru zamanlamayı veremediği için proje zamanında sapmaya sebep oluyor.

Bu konudaki altın kurallardan bir tanesi, kaç kişilik ekip olursa olsun ve proje ne olursa olsun ekibin toplam proje süresi, ekip üyelerinin içindeki en yeni arkadaşın verdiği süre kadardır.

En son projenizi düşünün. Ne kadar süreceğini azımsayarak belirlediğiniz oldu mu?

Bir çoğumuz bu tuzağa düşüyoruz. Algımız, müsaitlik zamanımız, yeteneklerimiz ve yolda önümüze çıkan sorunları öngöremiyoruz, bunun adına benim deyimimle “iyimser planlama hatası” (planning fallacy) diyoruz ve yazılımcılar her seviyede ve her dikeyde bunu yaşıyorlar.

Peki daha gerçekçi zamanlamalar vermemiz nasıl mümkün olur?

  • Projeyi mümkün olduğu kadar küçük parçalara bölün. Bütün bir projeye konsantre olmak yerine, kağıt üzerinde parçalara böldüğünüz ve parçaların birbiriyle konuştuğu bir projeyi ölçmek ve değerlendirmek çok daha kolay olacaktır.
  • Objektif olun, konudan uzaklaşın. Kendinize şunu sorun, Buna benzer bir işi daha önce yaptığınızda ne kadar zaman gerekti? Eğer bilmediğiniz bir işe giriyorsanız, yardım alın veya mutlaka ön araştırma yapın. İş arkadaşlarınıza fikir sormaktan çekinmeyin.
  • Hedeflerinizden haberdar edin, açık olun. Ekibinizdekileri ya da etrafınızdakileri yapacağınız işten ve süresinden haberdar edin. Bu sizi, işlerin son dakikaya kalmaması için dışarıdan uyaran bir etken olacak.
  • Kendinize ek zaman verin (Buffer). Her zaman önünüze bir engel çıkacak, basitçe ek zaman ihtiyacınız olacağını kabul edin.  Daha gerçekçi bir zamanlama için belirlediğiniz zamana %25 hata payı ekleyin.
  • En kötüsünü bekleyin. Daha gerçekleşmeden bir şeylerin ters gideceğini düşünün. Mümkün olduğu kadar çok potansiyel sorunu belirlemeye çalışın. Bu sorunlar size yedek plan oluşturmanızda yardımcı olacak.
  • Mükemmellikten kaçının, kodunuza aşık olmayın. Bu konu tek başına bile bir makale konusu, ancak oluşturabildiğiniz en iyi mimariyi oluşturup sonraki adıma geçmek gerekli. Zaman içinde hem siz değişeceksiniz hem de kod yazım şekliniz yeni bir versiyona evrilecek. Yine bu konu özelinde çok meşhur bir hikaye mevcut: 10 tane farklı yazılımcıyı bir blog yapısı yazdırmak üzere ayrı ayrı odalara almışlar. Gün sonunda 10’u da farklı bir yapı ve yazılım kurmuş. 10 sene sonra, yine aynı 10 yazılımcıyı yine aynı proje için ayrı ayrı odalara almışlar ve yazmalarını istemişler, bu sefer çıkan sonuç geçen seferkinden farklı 10 farklı yazılım olmuş. Sözün özü yol boyunca siz ve tecrübeniz geliştikçe, her şey evrilecek ve daha basit hale gelecek.

Umarım hedef tarihleri gerçekçi şekilde belirlemenin hayatımıza getireceği rahatlığı yaşamak tüm sektör çalışanları için mümkün olur.

Murat Kader – PATH Kurucu Ortağı