Skip to main content

Adform Türkiye, reklamveren ve yayıncı mecraların hakkını korumak için “Doğrudan Faturalama” adlı yeni projesini tanıttı.

Envanter satın alma işlemlerini otomatikleştirilerek zaman ve maliyet kazandırmasıyla dijital reklam dünyasının en yaygın kullanılan biçimi haline gelen programatik reklamlar, Türkiye’de de hızlı bir büyüme grafiği yakaladı.
Ancak programatik reklamlarda, yurt dışındaki Talep Yönlü Platformların (DSP’ler) tercih edilmesi, ek vergi kalemleri (KDV, stopaj ve Dijital Hizmetler Vergisi) ve medya bütçesi faturalarının uluslararası şirketler tarafından kesilmesi gibi sebeplerle, gelirlerde yüzde 35’e varan düşüşe sebep oluyor. Ayrıca, mecralar yurt dışından ödeme alırken %18 KDV ekleyemedikleri için KDV dahil muhasebeleştirmek durumunda kalıyorlar. Bunun sonucunda, teknoloji bedelleri ile birlikte reklam verenin medya satın alma ajansları ve yayıncılar için ayırdığı her 1.000 TL’lik reklam bütçesinin sadece 575 TL’si net yayıncı gelirine dönüşüyor. Bu durumu değiştirmek için önemli bir adım atan Adform Türkiye, reklamveren ve yayıncı mecraların hakkını korumak için “Doğrudan Faturalama” adlı yeni projesini tanıttı. Proje, Talep Yönlü Platformlar (DSP’ler) ile Arz Yönlü Platformlar (SSP’ler) arasında, seçili marka ve ajanslar ile Adform SSP kullanan seçili mecralar arasında kullanılabiliyor.

Doğrudan Faturalaşma ile alıcı ve satıcı medya bütçe tutarı üzerinden faturalaşabiliyor. Adform ise sadece teknoloji bedelini fatura ediyor. Böylece, önceden 1.000 TL’lik reklam bütçesinin 575 TL’si net yayıncı geliri olurken, Doğrudan Faturalaşma ile net yayıncı geliri 810 TL’ye çıkarak yüzde 40 artıyor. Reklam bütçesindeki kayıp ise yüzde 35 azalmış oluyor.

Adform Türkiye Genel Müdürü ve MEA, APAC Bölgeleri Satış Direktörü Cem Eroğlu yeni proje ile ilgili, “Yaklaşık bir buçuk senedir üzerinde çalıştığımız ve fatura otomasyon sistemlerinin yeniden düzenlenmesiyle Türkiye pazarına sunduğumuz bu proje, birçok teknoloji şirketine ışık tutacak. Bugüne dek, teknoloji şirketleri birer mecra olmamasına karşın, sistemin başından itibaren tüm medya maliyetini fatura etmek zorunda kalıyordu. Dolayısıyla hak edişi olmayan tutarlar da yurt dışına çıkıp geri gelerek düzenlemelere takılıyordu. Var olan sistemde, düzenlemeler daha çok küresel mecralar üzerinde kurallanırken, teknoloji şirketleri de mecra gibi vergilendiriliyor” açıklamasını yaptı.