“Hepimizin çocukların sırtından milyarlar kazandığını bilmemize rağmen Steve Jobs’ın harika biri olduğuna inanmamız mı? Ya da belki tüm kahramanlarımızın sahte olduğunu hissetmemizdir. Dünyanın kendisi bile bir büyük aldatmaca. Birbirimizi fikir gibi maskelediğimiz saçmalıklarla doldurmaktan sosyal medyada samimiyetsiz taklidi yapmaktan başka ne yapıyoruz? Yoksa buna oy verdiğimiz için mi? Hileli seçimlerimizden değil, mal, mülk, paradan bahsediyoruz. Yeni bir şey söylemiyorum. Bunu neden yaptığımızı biliyoruz. Açlık Oyunları romanının bizi mutlu ettiği için değil. Uyuşturulmuş olmak istiyoruz diye yapıyoruz. Çünkü bu gerçek bir acı, kendimizi kandırmayalım. Çünkü biz korkağız.” Bu ifadeler çoğunuza tanıdık gelmiş olmalı, Altın Küre’de en iyi dizi ödülünü kapan Mr. Robot’taki Ellioth karakterinin dizinin ilk bölümünde terapi sırasında, “Toplumda seni bu kadar hayal kırıklığına uğratan nedir?” sorusuna verdiği, işin aslı kafasında geçirip de veremediği cevaplar. Belki büyük ABD’nin insan profilini tanımlayan bu sözler bizim gibi küçük ABD olan toplumlar için belli noktalarda da abartı olsa da, genel olarak toplumumuzun geldiği üç aşağı beş yukarı böyle.
İnsansı robot çağında robotlaşmış insanlar
Bugün geldiğimiz noktada özgürlüklerden çok uzak, giderek her şeyin standartlaştığı bir ortamda seçme şansına sahip olmayan bireyleriz. Her birimizin cebinde Apple ya da Samsung bir akıllı telefon, elinde Starbucks latte, dilinde Twitter’da o gün TT olan haber. Plazanın turnikesinden geçerken ruhunu dışarıda bırakan kurumsal dünyanın “Mr and Ms Robot’larıyız”. Adına dijital çağ dediğimiz bilgi girdabında sağa sola savrulurken düşünmeye fırsat bulamadığımızdan mı yoksa artık gerçekten düşünme yetimizi kaybettiğimizden mi bilinmez birileri bizi programlamış gibi yaşıyoruz. Bir yandan da son hızda ilerleyen teknoloji hepimizin üstünden geçip, her şeyi dümdüz edip, bizleri aynılaştırırken, diğer yandan Stephen Hawking’in, “İnsan ırkının sonunun yapay zekâ ile çalışan robotlar yüzünden gelecek” öngörüsünün klasik Amerikan bilim kurgu filmi senaryosundan gerçeğe dönüştüğü günün gelmesini iple çekiyoruz sanki. Geldiğimiz noktaya verdiğimiz isim trajikomik şekilde insansı robotların çağı. Bu çağın en büyük buluşları olan bu robotlar konuşuyor, koşuyor hatta yeri geliyor duygulanıyor. Giderek insana benziyor sözün özü. Robotların insana benzemeye başladığı dönemde insanlar ne yapıyor peki? Hadi bardağın boş tarafından bakalım ve giderek robotlaşan yanlarımız neler masaya koyalım.
Bir yolunda gitmedi bu küçük gezegenin işleri
Akıllı telefon, akıllı gözlük, akıllı saat derken üzerimizde taşıdığımız metal aksamdaki artış hiç durmayacak gibi. Bugün belediye akıllı çip montajına başladı diye haber çıksa kapıda olacak kuyruğu gözünüzün önüne getirin. Sağ olsun sistemin de olgunlaştırdığı şartlarla duygusal olarak çoktan robotlaşan insan akıllı teknolojilerin sunduğu fırsatlarla içinde olduğu için çok da farkında olmasa da müthiş bir dönüşüm içerisinde. Beynini kullanmasına çok gerek yok mesela. Google ya da diğer akıllı yazılımlar varken, neden annenin ya da sevgilinin telefonunu ezberleyeceksin, telefonun her zaman cebinde değil mi? Sen sabah alarmla uyan, işe gel, kahveni al, yerine otur. Facebook, Twitter’a bak, işini yap ya da yapıyor görün, öğlen her zamanki restoranda yemeğini ye, akşam evine git ve attığın her adımı sosyal ağlar üzerinden dijital hafızaya bırak, yeter. Yeni dünyanın kim için çalıştığını çoktan unutmuş yeni nesil hizmetkarları bu özellikleri ile size robotları çağrıştırmadı mı? Sahi, şu “robot” kelimesi Çek dilinde hizmet eden anlamına gelmiyor muydu? 19 dilde konuşan robot da üretse insanoğlu için şu gezegenin işleri hiçbir zaman yoluna girmeyecek galiba.
Bence şu halde giderek tek tipleşen, ruhsuzlaşan bizlerin en iyi arkadaşı pekala robotlar olabilir. Merak etmeyin, daha da fazlası yolda zaten, ABD’li hukuk uzmanlarına göre eşcinsel evliliği tanıyan ABD Yüksek Mahkemesi, insanların yapay zekâlı robotlarla evlenmesinin yolunu açtı. Yapay yaşam araştırmacılarından Prof. David Levy bu yüzyılın ortalarında robotlarla ilişkinin ve evliliğinde sıradan bir şey sayılacağını söylemişti zaten hatırlayanlarınız varsa. Yeni çağın dijitalle dönüşen ama giderek robotlaşan yaşam şekillerini anlatmaya gayret ettiğim yazımda gelinen durumu belki biraz fazla dramatize etmiş olabilirim. Umarım okurken kendinizden çok şey bulacak kadar robotlaşmamışınızdır.
Yorumlar