Çok taze bir veriden bahsedeceğim. Kasım sonu verisi bu. 2021’e yönelik sağlıklı öngörü yapmamızı sağlayacak bir veri. Türkiye’yi temsil ediyor.
Birçok kırılımda bakabiliyoruz veriye. Büyük iller, Anadolu illeri. Farklı yaş kırılımları. Cinsiyet kırılımları. Farklı sosyo ekonomik gruplar da temsil ediliyor bu veride.
Öncelikle şunu söyleyebilirim, tüketici pandemide ikinci bir dalga riski ile karşı karşıya olduğunu düşünmüyor, tam tersi bu dalganın içinde görüyor kendini. Haliyle sürekli ikinci dalga riskimiz var dememizin anlamı yok. Oradayız.
Virüs ile gelen sorunların ekonomiye 2021’de düşündüğümden daha çok zarar vereceğini düşünüyorum diyenlerin oranı Kasım sonu yüzde 60 oldu. Türkiye 2021’in hayli zor geçeceği kanısında. Hatta Türkiye ekonomi konusunda panik durumunda diyebiliriz.
Yerellik önemini artırıyor
En panikte olan şehir İzmir. İzmir ekonomisi konusunda hayli umutsuz. Bir de 15-24 yaş grubu. Hani hepimizin konuştuğu o Z jenerasyonu.
Yerellik önemini artırıyor. Sürdürülebilirlik, kendine yetme, tarım, üretim gibi kavramlar artık önemli birer tansiyon haline gelmiş durumda. Bu konuda en hassas kitle 45-54. Bu kitlenin yüzde 52’si üretim, sanayi, tarım diyor. Çok normal çünkü ülkemiz hızla yaşlanıyor. Ve bu orta yaş ve üstü kitle ülkenin geleceği ile ilgili hayli kaygılı.
Kasım sonu itibariyle virüsten kaçınmak için AVM gibi kapalı mekanlara gitmemeye özen göstereceğim diyenler yüzde 55 civarlarında. Yüzde 45’lik bir kitle AVM’ye ihtiyacım var diyor. Bunu en çok söyleyen öbek de 15-24 yaş gençliğimiz.
“İkinci dalga zor geçer, bundan dolayı gıda depolamaya devam ediyorum” diyenler yüzde 28. Ülkemizin gıda sorunu yaşayacağını düşünenler az ve sürekli de düşüyor. Bu güzel haber.
“Virüs ile ilgili olarak bilgi akışının yetersiz olduğunu düşünüyorum” diyenlerin oranı Kasım sonu rekor kırdı. Türkiye’nin yüzde 44’ü akışın hayli yetersiz olduğuna inanıyor. Bu konuda İstanbul rekor kırıyor ve yüzde 50’leri geçiyor. İstanbul kendini güvende hissetmiyor.
Tüm bu şartlarda dijital dönüşüm halkımızda ne durumda?
Ülkenin yüzde 40’ı “Dijital dönüşüme devam etmemiz gerek” diyor. 2021’de en büyük öncelik dönüşüm olmaya devam edecek gibi görünüyor.
C2 ve DE sosyo-ekonomik grup C1’den daha çok önemsiyor bu dönüşümü çünkü onlar daha geride kalanlar.
Dijital dönüşümde en çok panik yapan Anadolu. Metropollerden ise Ankara. Biz son teknolojik gelişmelerden çok kopuk kaldık diyor Ankaralılar. Ankara’nın yüzde 41’i 2021’in Covid şartlarında en önemli yetenek dijitalleşmektir diyor. Ankara dijitalin FOMO’su olmuş durumda. FOMO (Fear of Missing Out). Yani Türkçesi ‘mahrum kalma endişesi’ yaşıyorlar.
Biraz da beyaz yakaya bakalım. Türkiye’de beyaz yakaya Covid ve teknolojiyi sorduğumuzda, orada bambaşka bir resim çıkıyor karşımıza.
Pandemi döneminde teknolojinin hayatlarına daha yoğun bir şekilde girmesi sayesinde işlerin teknolojik uygulamalarla rahatça halledilebildiği, bunun zaman ve emek tasarrufu sağladığını fark ettiklerini söylüyor beyaz yaka.
Genç beyaz yaka, teknolojik uygulamaları ve güncel sistemleri takip etmeyen, yenilikleri kullanmayı reddeden yöneticilerin bile bu dönemde teknoloji ile yakınlaşmaya mecbur kaldığı ve onlarda bile bir dönüşüm yaşandığı gördüklerini ve bundan memnun olduklarını belirtiyor Ancak en büyük kâbusları, bu yöneticilerin Covid sonrası eski alışkanlıklarına dönme arzusu konusunda.
Özellikle bu dönemde teknoloji ile buluşmaların en yoğunlukta gerçekleştiği görüntülü toplantılarda zamanın verimli kullanılmadığı, bu sebeple iş akışının yavaşladığı dile getiriliyor beyaz yaka tarafından. Hiç olmadığı kadar telefon trafiği yaşanmakta ve bu da işleyişi yavaşlatıyor diyorlar.
Pandemi döneminde iş yoğunluğu az olsa da bu tip konular daha uzun saatler çalışmaya neden oluyor. Bu nedenle sürecin çok organize şekilde yönetilmesi önem taşımakta.
2021’de bambaşka bir dijitalleşme algısı masada olacak. QR kodu iletişimi yapan dijitalleşme algısı artık yaratamayacak.
Genç beyaz yaka ailelerine, evlerine ve kendilerine daha fazla zaman ayırarak kişisel hayatları içinde kendilerini daha iyi hissettikleri bir dijital ekosistemin olabileceğini gördü ve bunu artık kaybetmek istemiyor.
2021’de yeni teknolojileri keşfetmek, denemeye fırsat bulamadıkları şeyleri denemek, değerlerini anlamak konularında adım atacaklar, her ne kadar rollerinin yeniden netleşmesini ve bazı kuralların olmasını isteseler de, bu dönemin kendilerine kattıklarını hiçbir şekilde kaybetmek istemeyecekler.
Yorumlar