Döviz kurundaki dalgalanmanın ardından Türkiye’deki yerleşiklere gelen dövizle sözleşme yasağının nasıl uygulanacağına ilişkin, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nca hazırlanan dört sayfalık tebliğin detaylarını ve dijital sözleşmelerin bundan nasıl etkileneceğini Avukat Yalım Turan’dan dinledik.
Bakanlık tarafından hazırlanan tebliğ hakkında bizi kısaca bilgilendirebilir misiniz? Bu tebliğ kimleri ilgilendiriyor, kimler yaptırım kapsamı dışında kalıyor?
Aslında her şey 13 Eylül 2018 günü yayınlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararı ile başladı. Bu karara göre artık Türkiye sınırları içinde yerleşik taraflar neredeyse hiçbir konuda Türk Lirası dışında bir parayla bedel belirleyemeyecek. Ancak bu kararnameyle bir takım sorular ve sorunlar ortaya çıktı. Hâlihazırda bedeli dövizle belirlenmiş ve devam etmekte olan sözleşmelerin hali ne olacaktı? Bu bedeller TL’ye çevrilirken hangi günün kuru esas alınacak? Taraflar kendi arasında anlaşamazsa hâkime mi gidilmesi gerekecek? Tebliği bu gündemde ortaya çıktı ve 6 Ekim 2018 tarihinde kesin haliyle Resmi Gazete’de yayımlandı. Bu tebliğ aslında Türkiye sınırları içinde dövizle iş yapan hemen hemen herkesi ilgilendiriyor. Bundan böyle AVM kirası, konut kirası sözleşmesi yapanlar, dövizle maaş alanlar, yurt dışından dövizle hammadde ve hizmet aldığı için kendi ürün veya hizmetini de dövizle satmak isteyen herkes bu tebliği kontrol ederek sözleşme yapmalı. Şimdiye kadar dövizle belirlenmiş bedeller ise gözden geçirilerek sözleşmeye uygun bir şekilde TL bedeli üzerinden belirlenmeli. Dolayısıyla kesin olarak bildiğimiz, genel olarak artık döviz veya dövize endeksli sözleşmeler yapmadan mutlaka bu Tebliğ’e dayanan bir hukuki görüş almak zorunda olduğumuz.
Ancak tabii bu tebliğin çıkarılmasındaki en önemli neden, bazı sözleşmelerin nitelik itibarıyla bedelinin dövizle belirlenmesinde sakınca olmaması idi. Tebliğ bu hususta bedelinin döviz ile belirlenmesine izin verilen sözleşme türlerini açıkça belirtti. İhracat kapsamındaki hizmet sözleşmeleri bu istisnalara örnek gösterilebilir.
Uygulama sahası çok geniş bir düzenleme olduğu için akıllarda çok sayıda soru belirdi. Tebliğe hukukçu gözüyle baktığınızda “uygulanması zor” veya “muğlak kalmış” dediğiniz bölümler var mı?
Evet, özellikle dövize endeksli kira sözleşmelerinin Türk lirasına çevrilmesinde epeyce hesap yapmak gerekecek. Tarafların bu Tebliğ’de belirtilen esasları gözetmesi zorunlu olacaktır. Aslında kanun, tarafların anlaşmasını teşvik ediyor. Dolayısıyla sözleşme taraflarının karşılıklı anlaşma sağlamaları ve Türk Lirası bedelde anlaşmaları pek çok anlaşmazlığı önleyecektir. Zira dövizle belirlenmiş kira sözleşmelerinde taraflar anlaşamazsa, Tebliğ bir hesaplama yöntemi öneriyor. 2 Ocak 2018 tarihli döviz kuru esas alınacak ve bunun üzerine her ay TÜFE artışı eklenerek en geç 15 Ekim 2018’e kadar Türk Lirası üzerinden bir sözleşme bedeli belirlenecek. Ancak iki yıl boyunca yapılacak olan artışlar için sürekli hesaplama yapmak gerekecek. Bu da uygulamada sorunlar ve anlaşmazlıklar ortaya çıkaracak.
Sözleşmelerde dövizden TL’ye geçiş zorunluluğu, dijital alanda yapılan sözleşmeleri nasıl etkileyecek?
Bilişim alanında yazılımlar genellikle yurt dışı kaynaklı olduğu için lisans bedelleri dövize endeksli olarak ödeniyor. Tebliğ bu hususu gözeterek yurt dışında üretilmiş olan yazılımların satış sözleşmeleri ve donanım ve yazılımlara lisans ve hizmet sözleşmelerini kapsam dışında tutuyor. Yani bu sözleşmelerin bedeli döviz üzerinden belirlenmeye ve ödenmeye devam edebilecek. Öte yandan, herhangi bir sözleşme dijital alanda düzenlenmişse, sözleşme tarafları da Türkiye’de yerleşik ise ve Tebliğ’de yer alan istisnalardan herhangi birinin niteliğine sahip değilse artık döviz cinsinden veya dövize endeksli olarak belirlenemeyecek. Daha önceden dijital alanda düzenlenmiş sözleşmeler ise yine önce tarafların anlaşması esası üzerine dayalı olarak TL’ye çevrilmelidir. Bu noktada taraflar anlaşamazsa Tebliğ bir hesaplama yöntemi önermediğinden hâkim karşısına çıkarak uyarlama talebinde bulunulabilir veya arabuluculara başvurulabilir.
Ülke sınırlarının silikleştiği bir alan olan dijitalde, söz konusu düzenlemenin uygulanması daha mı zor olacaktır?
Bu Karar’ın uygulanmasında bir sözleşmenin dijital olup olmaması değil, sözleşmenin imzalandığı tarihte tarafların yerleşik olarak bulundukları ülkenin Türkiye olması esas alınacaktır. Bir kişinin yerleşik olduğu yer de yasal adresidir.
Yorumlar