“Minecraft” Markus Persson tarafından tasarlanmış ve Mojang tarafından 2011’de üretilmiş bir video oyun. Oyuncular bu oyunda piksel görünümlü bloklar ile 3 boyutlu dünyalar inşa ediyor. 2014’de Microsoft’un Mojang’den Minecraft’ın telif haklarını, “Minecraft: Eğitim Sürümü”nü (Minecraft: Education Edition – M:EE) oluşturmak üzere satın alması akabinde, 120 Milyon kopyası satıldı. Bu rakamlarla “M:EE”, günümüzde Tetris’ten sonra dünyanın en çok oynanan oyunu. Dünyada Türkiye de dâhil olmak üzere 11’den fazla ülkede sınıflarda aktif olarak kullanılan “M:EE”, Türkçe’nin de içinde bulunduğu 50 dilde destekleniyor.
Minecraft’ta yaparak öğrenme tekniği ile öğrenim kalıcı hale geliyor
“M:EE”, oyun tabanlı ve kodlamaya dayalı, yeni nesil bir öğrenim aracı aslında. Oyundaki sürekli bağlayıcılık unsuru ile öğrenciler “M:EE”nde, piksel görünümlü dünyalarda dolaşır, bu dünyaları keşfe çıkar. İlkokul ve ortaokul seviyesindeki öğrencilerde baskın olarak görülen ve onların öğrenim süreçlerini motive eden bu keşif merakı, “M:EE”nin oyun dünyasındaki sürekli bağlayıcılık unsurunda doğal bir öğrenim ortamı ile karşılık bulur. Öğrenciler, “M:EE” dünyasında var olan doğal unsurları eğlenerek keşfeder, onları şekillendirir, hammadde olarak toplayarak işler. İşlediği malzemeler ve mevcut araçlarla yapılar inşa eder. Bütün bu süreç esnasında da “yaparak öğrenme” pratiği ile, öğrenimi içselleştirme ve kalıcı hale getirme şansı bulurlar. Aynı zamanda öğretmenlerin sağlamak istedikleri müfredat tabanlı hedef kazanımlar, öğrencilerin keşif sürecinde örtük bir şekilde elde edilir.
“M:EE” öğrencilerin sosyal ve duygusal öğrenimi için sağlıklı bir gelişim ortamı sunar. Öğrenciler bu süreçte, tekrar ve ideasyon ile bu öğrenimleri geliştirme ve pekiştirme fırsatı bulur. Öğrenciler hata yapmanın anlaşılabilir olduğunu ve başarısız denemelerin kendilerini hedeflerine bir adım daha yaklaştıran birer tecrübe olduğunu idrak ettikleri gibi, yaşıtları ile birlikte bu sürekli bağlayıcı oyun ortamında, kendilerine biçtikleri ya da öğretmenlerinin koydukları, erişilebilir ortak hedeflere doğru koşarken birlikte çalışmayı ve ekip halinde engellerin üstesinden gelmeyi öğrenir. Burada esas olan, belirlenen problemlerin öğrencilerin yaş ve seviyelerine uygun olarak tasarlanmış olmasıdır. Öğrenciler, bloklardan oluşan yapıları inşa ederken yaptıkları hataları analiz ederek, doğru sonuca ulaştıracak düzeltici adımları atmayı öğrenirler. Bu sayede, hata yapmanın kabul edilebilir ve hedefe giden yolda doğal ve yaşanması gereken bir süreç olduğu algısını kazanırlar. Bu algının oluşması, öğrencilerin kendileriyle barışık, özgüven sahibi, sağlıklı yetişkin birer birey olarak gelişim süreçlerinde tamamlamaları gereken elzem bir adımdır.
M:EE’ye geçtiğimiz yıl itibariyle gelen kod oluşturucusu (Code Builder) eklentisi, Microsoft’un yeni açık kaynak, java-tabanlı kodlama dili olan “Microsoft MakeCode”, “ScratchX” ve “Tynker” dillerine ek olarak, sizin de geliştirebileceğiniz yeni kodlama dilleri de dahil olmak üzere tüm kodlama dillerini destekleyen, açık bir kodlama platformu sunuyor. Üstelik bu kodlama platformunda öğrenciler tercih ettikleri blok tabanlı kodlama dili ile metin tabanlı programlama dili (Javascript) arasında gidip gelerek bilişim müfredatına yönelik kazanımları esnek ve rahat bir şekilde edinebiliyorlar. Minecraft: Eğitim Sürümü’ndeki Javascript programlama dili öğrencilere destekli bir öğrenim ortamı sunuyor. Yani, öğrenciler bir kod dizisi yazarken sentaks (sözdizimi) hatası yapmaz; sistem noktalama veya yazım hatalarını otomatik olarak düzelterek, öğrencilerin ileri seviyede algoritmik çalışma yapmasına müsaade eder.
Dört farklı kıtadan 11 ülkeden öğretmenler arasında yapılan araştırma sonuçlarına göre, M:EE’nin sınıflarda ya da okul sonrası aktivitelerde kullanıldığı durumlarda öğrencilerin gerçek dünya problemlerine yaratıcı ve etkin çözüm getirebilme becerilerini yüzde 97,7, yaratıcı düşünme yetilerini yüzde 95,5, analitik düşünme becerilerini yüzde 93,3 ve de işbirliği yapma yetkinliklerini ise yüzde 91,1 oranında artırdığını gösteriyor. Ayrıca, araştırmaya katılan öğretmenlerin yüzde 51,1 ise, M:EE’nin öğrencilerde birlikte çalıştıkları senaryolar ve oyundaki karakterlerle olan etkileşimleri üzerinden empati kurma becerilerinin geliştiğini belirtiyor. (Getting Smart Research Report, Haziran 2017).
Öğrencileri yarının iş dünyasına hazırlayan bir araç Bu beceriler LinkedIn’in 2017’de dünyanın en iyi 2 bin firmasıyla yaptığı bir araştırmaya göre, çalışma hayatında en çok aranan beceriler arasında analitik ve yaratıcı çözüm üretme ile ekip halinde etkin çalışabilme yetileri yer alıyor. Bu çerçevede, Minecraft: Eğitim Sürümü’nün öğrencileri yarının iş dünyasına hazır eden yeni nesil bir öğrenim aracı olarak düşünebiliyoruz. “Getting Smart June 2017” araştırma raporunun sunduğu verilere göre, öğretmenlere Minecraft: Eğitim Sürümü’nü hangi senaryolarda kullanmayı tercih ettikleri sorulduğunda;
- Yüzde 33,3’ü proje-tabanlı çalışmalarda,
- Yüzde 22,4’ü haftalık ders programları kapsamında sınıfta en az 2-3 defa,
- Yüzde 15,5 Minecraft kulüp ya da okul sonrası çalışma gruplarında,
- Yüzde 11,1’i ise her gün Minecraft’ın oyun tabanlı öğrenim ortamında çalıştıklarını belirtiyor.
Öğretmenler açısından ise, “M:EE” tasarım noktasında büyük kolaylıklar sağlıyor. Eğitmenler, proje tabanlı öğrenim senaryolarını verimli bir şekilde derslerinde veya sınıf dışı aktivitelerde hayata geçirebilir. Bu çalışmaları tasarlarken, öğretmenin Minecraft içerisinde yapı inşa etme ve/veya kodlama deneyimi olmaksızın, öğrencilere cevabını Minecraft’ta oluşturacakları veya kodlayacakları bir model ile çözüm bulacakları bir gerçek dünya problemi sunmak, öğretmenin alanına ait müfredat tabanlı içerikleri işlemesi için yeterlidir. Öğrenciler, “M:EE”de yapı inşa etme hâkimiyetleri ve kodlama becerileri ile kolaylıkla hedef projeleri tamamlayıp, alan uzmanlığı olan öğretmenlerin müfredat tabanlı kazanımlarını edinebilirler.
Öğretmenler açısından da avantajları var
Öğretmenler açısından “M:EE” süreç değerlendirme noktasında da önemli avantajlar sağlar. “Minecraft: Eğitim Sürümü’ndeki” “kamera ve portföy” blokları ile öğrenciler yaptıkları çalışmaların fotoğraflarını çekerek zip dosyası olarak öğretmenleri ile paylaşabilir, ya da “Defter ve Tüy” bloklarını kullanarak günce tutabilir, yaptıkları çalışmaların fotoğraflarını bu günceye ekleyebilir ve üzerinde not alabilirler. Düzenledikleri defterlerini imzalayıp, öğretmenlerine teslim edebilirler. İmzalanan defterler daha sonra yeniden düzenlenemez konuma gelir. Öğretmenlerin yönerge vermek için kullanımına sunulan “Tebeşir Tahta” blokları ise, öğrencilerin kazanımlarını ölçmeye yönelik çoktan seçmeli ya da açık-uçlu soru cevap alanı olarak değerlendirebilir. Ayrıca “M:EE”ye yine bu yıl gelen yeni bir özellik sayesinde, “M:EE” ile modellenen yapıların, Windows 10’lu cihazlarda ücretsiz olarak çalışan Paint 3D’uygulaması üzerinden 3 boyutlu çıktısı alınabiliyor. Bu çıktılar öğrencilerin STEM çalışmalarının değerlendirilmesinde kullanılıyor. Bu da “embodied learning” dediğimiz dış dünya ile fiziksel etkileşime dayalı, farklı duyu organlarından beslenen zengin deneyimlerle içselleştirilmiş ve daha kalıcı öğrenim sonuçları elde etmemizi sağlayan yeni uygulama alanları ve pedagojik yaklaşımlar sağlıyor.
Eyyüphan Keskin
Microsoft Akademik Programlar Geliştirme Müdürü
Yorumlar