Şu an elinizde olan dergi size ait değilse, ödünç aldıysanız mesela, hemen bir kâğıt kalem ya da not alabileceğiniz bir şey alın elinize. Çünkü bu ay hiçbir masraftan kaçınmadık, bir dolu araştırma yaptık, konunun uzmanlarına danıştık ve en sonunda dijital çağda yeni nesil mutluluğun reçetesine eriştik. Hazırsanız açıklıyorum: 30 dakika boyunca ekstra serotonin (mutluluk hormonu) salgılamanın formülü şu: (“Hepimizin ihtiyacı olan şey,” dediğinizi duyar gibi oluyorum): 20-25 Instagram beğenisi+en yakın 2 arkadaştan gelen bol mutluluk emojili WhatsApp mesajı/yoksa sevgiliden de olur+en sevdiğin yabancı dizinin yeni bölümününe kavuşma/online TV üyeliğiniz bitmişse telefonunuzdaki dijital müzik platformuna indirdiğiniz en sevdiğiniz sanatçının albümü de olur. Maksat işiniz görülsün. Tahmin etmesi zor bir reçete değil ama önemli olan ölçüler tabii, dikkatinizi çekerim.
Digital Age Mayıs sayısı çıktı!
Şakası bir yana, böyle bir şey yok arkadaşlar ya da en azından şu an için yok. O halde bu kapakta yazan “Yeni nesil mutluluk da neyin nesi,” diye sorabilirsiniz. Dijital çağın fenomen klişelerinden malum yeni nesil takısı. Yeni nesil ajanslar, yeni nesil iş yapma, vs derken bir mutluluk kalmıştı yeni nesil olmayan. İsme takılmayalım. Adına yeni nesil mutluluk, dijital mutluluk, mutluluk 2.0 ne derseniz deyin bugün çoğumuzun dijital araçlara endekslediğimiz, bazen samimi bazense kendimizi kandırarak var ettiğimiz mutluluk da değil anlık hazlardan oluşan hayatlarımız var. Kendimizi öylesine akıllı cihazlara kaptırmış durumdayız ki, yatağa bile onlarla girip, gözümüzü açar açmaz ilk iş telefonlarımıza bakıyoruz. Aman bir şey, kaçırmayalım. Günde 300-400 defa telefonumuza bakınca Twitter’dan takip ettiğimiz ünlü oyuncunun son tweet’ini, Instagram’da herkesin konuştuğu falanca fenomenin son post’unu ya da şirket toplantısında yazdıklarından alıntıladığımız favori yazarınızın son yazını kaçırmamıza imkân yok, merak etmeyin. Ama şu halde kaçırdığınız daha önemli bir şey var: İnsanlık tarihi boyunca kullandığımız araçlar değişse de, gerçek mutluluğun kaynakları hep aynı oldu. Kendini tanımak, kendini ifade etmek, kendini sevdirmek ve elbette birilerini, bir şeyleri sevmek. Korkmayın, bu kaybettiğimiz değerlerimiz hikâyesine bulaşmayacağım, burada bir fren yapıp şöyle şuna gelmek istiyorum. Ortalama 85 ve öncesi kuşağın genelinin hayattan keyif alamama konusunda veryansın ettiği bu meseleler, acaba milenyum çocukları içinde böyle mi? Bu üzerine araştırmaya değer bir konuydu. Biz de bu ay bunun üzerine gitmek istedik ve 2 farklı araştırma ile yeni nesil mutluluğun peşine düştük. Farklı jenerasyonlar için dijital odaklı mutluluk konusunu Zenna ile masaya yatırdığımız araştırma ile dijital kaynaklar ile artan doyumsuzluk, teknoloji bağımlılığı, dijitalleşmenin hayatımıza getirdiği kolaylıklar gibi meselelerin etrafından dolandıktan sonra Twentify ile “yeni nesil” odaklı bir çalışma ile mutluluk ve deneyim ilişkisini sorguladık. Detaylarını kapak dosyamızda bulacağınız araştırma için çok kısa şunu söyleyebilirim ki; yeni için öyle hayal ettiğiniz kadar dijital ya da teknoloji meraklısı değil. Hatta dijitalin içine doğsalar da önlerinde sınırsız nimetten ihtiyaçları olanı aldıkları için teknoloji ile ilgili bazı çok temel konulara olan uzaklıkları sizi şaşırtabilir bile. Yeni nesil için önemli olan hayattan keyif almak. Mutluluk için ise mottoları varsa yoksa iyi bir deneyim yaşamak. Markalar bu bölümde kulaklarınız çınlayabilir.
Bizim için Mayıs ayının her yıl olduğu gibi ayrı bir önemi, heyecanı var. 3-4 Mayıs’ta Digital Age Summit 11. defa dünyanın dört bir yanından konuşmacılarını ve çok değerli ziyaretçilerini ağırlayacak. DAS 2017 için hazırladığımız özel ek çalışmamızın bu ay dergiyle birlikte ücretsiz olduğunu hatırlatır, hepinize keyifli ve verimli bir ay dilerim.
Bu ayın öne çıkan başlıkları ise; Yapay zekaya akademik bakış, verilerle İstanbul trafiğinin yönetimi, otomotiv kuşağına Y kuşağının etkisi, internetin ölçülemeyen yüzü (dark social).
Yorumlar