Skip to main content

Digital Age 2012 zirvesinin bu başlıktaki konuşmacıları Coca-Cola’dan Yüce Zerey ve Mariano A. Bosaz’tı. Coca-Cola Türkiye İnteraktif Pazarlama Müdürü Yüce Zerey, Digital Age zirvesinde, interaktif pazarlamada yaratıcılığa ve dinamik hikâye…

Digital Age 2012 zirvesinin bu başlıktaki konuşmacıları Coca-Cola’dan Yüce Zerey ve Mariano A. Bosaz’tı.

Coca-Cola Türkiye İnteraktif Pazarlama Müdürü Yüce Zerey, Digital Age zirvesinde, interaktif pazarlamada yaratıcılığa ve dinamik hikâye anlatımına değindi. ‘Yaratıcılık sahada’ diyen Zerey, dizilerde oyuncuların giydikleri kıyafetlerin reklamını yaparak satış yapan mağazalardan verdiği eğlenceli sloganlarla sunumuna başladı. (Yaprak Dökümü’nde Ferhunde karakterinin giydiği bluzu sattığını ifade ederek reklamını yapan bir mağaza örneğin).
Markaların bugüne kadar hep tek yönlü hikâye anlattığına değinen Zerey pazarlama iletişiminde çift yönlü ve dinamik, tüketicilerin markaları anlattığı hikâyelerin olması gerektiğini söyledi.
İkinci adım olarak, gerçekten işin temelinde bir hikâyenin olması, bu hikâyenin tüketiciyle bağlantı kurması, ona bir şeyler hatırlatması, öğretmesi gerektiğini belirtti.
Üçüncü adımda, hikâyenin yayılabilir olmasına dikkat çeken Zerey, “İçerik paylaşılıyor mu, herhangi bir medya yatırımına destek kalmadan yayılabiliyor mu? Ancak marka için sadece bu da yeterli değil. Anlatılanın markanın hikâyesiyle bağlantılı olması, marka stratejisine entegre edilebilir olması gerek.” dedi.
Coca-Cola Avrasya ve Afrika Grup İnteraktif Pazarlama Müdürü Mariano A. Bosaz, online pazarlamada sosyal ağların önemine dikkat çekti ve verilerin büyük ölçüde organizasyon becerisine dayandığını “İster küçük bir dükkânınız olsun, isterseniz Coca-Cola olun.” sözleriyle ifade etti.
Bosaz: “Sosyal medyada sizin markanızın hayranlarının ne kadar hayranı olduğu da çok önemlidir”

“Marka, örneğin Facebook’taki haber akışınızda ne kadar fazla görünürse içeriğini o kadar geliştirip zenginleştirecektir; sosyal medyanın tüketiciden aldığı böyle bir güç var. İçerik yayınlanıyor, sonra sorular, anketler vs ile tüketicinin katılımcı olması sağlanıyor.” diyen Bosaz, Türk markalarına dilin sebep olduğu sınırlamaları aşıp yarattıkları içerikleri – reklam dahil – İngilizce seçeneklerle geliştirmeleri önerisinde bulundu.