Skip to main content

Ed Catbull, Utah Üniversitesi’nden fizik ve bilişim alanlarında çift ana dal yaparken devamlı yaratıcılık tarafına teknolojiyi nasıl sokabileceğini düşünüyor. İdolleri olan Walt Disney ve Albert Einstein’in çalışmalarını okurken, ilk bilgisayar destekli animasyon filmini yapabilmeyi hayal ediyor.

onur erbayEd Catmull, Toy Story’nin başarısından sonra hayattaki amacını aramaya başlıyor. Art arda film yapmak için mi yaşayacak? Yoksa başka bir amacı olmalı mı derken başarılı bir şirket için başarılı bir kültür yaratması gerektiğinin farkına varıyor. Ama bu kültürü de animasyonu teknoloji ile geliştirmek üzerine yaratmak istiyor. Bu arada henüz 1972’de, sol elinin dijital bir videosunu hazırlamak için 10 haftasını harcıyor; dört dakikalık bu video 60 bin dakikada hazırlanıyor.

Catmull’un ünlü toplam kalite yönetimi gurusu Deming’e ve önerdiği montaj bandı sistemine hayranlığı var. Örneğin Toyota’da her işçinin bir problem gördüğünde montaj bandının üzerindeki ipi çekerek bandı durdurma yetkisi var. Catmull buna benzer bir düşünce yapısını stüdyosunda da kuruyor.

Bununla beraber eskiden üretim ve yaratıcı takımların arasındaki iletişim tamamen direktörler seviyesinde yapılıyorken bu iletişimin daha alt düzey çalışan seviyesi arasında olmasını da sağlıyorlar.

Steve Jobs ile olan anıları kitabın dikkat çeken bölümlerinden

Yaratıcı işlerde değişmeyen iki kalıp vardır. 1) Hikaye kraldır 2) Sürece güven. İnsana yeterince değer verilmezse, insanların üzerlerinde çalıştıkları hikaye ve sürece geribildirim verme ya da katkı verme şansları olmazsa yaratıcı işin de başarılı olma şansı olmaz. Burada da en önemli bileşen samimiyettir. Samimiyetin olmadığı yerde güven olmaz. Güven olmazsa yaratıcı işbirliği mümkün değildir. Samimiyet de sadece karşı taraf, işe yaramayan ya da çalışmayan işleri bırakmaya açık ve gönüllü olduğunda çalışır. Güven, korkuyu uzaklaştırmak için en iyi araçtır. Sakin olun, samimi olun, dengeli olun; güven takip edecektir. İnsanlar liderlerinin güvenli olmasını isterler. Güvenli olmak genel olarak en iyi tahmini yapıp, hızla karar verip eğer karar hatalıysa sonraki karara zaman bırakabilmektir.

Kitapta Catmull’un Steve Jobs ile olan çok güzel anılar var. Steve Job’un yaşamının son 20 yılında yaşadığı olgunlaşmanın en önemli şahitlerinden biri aslında Ed Catmull. Steve Jobs, Pixar’ı George Lucas’tan aldıktan sonra Steve Jobs, Pixar’ın CEO’su olan Ed Catmull ile tanıştığında açıkça kendisinin işini istediğini, iki yıl onunla çalıştıktan sonra şirketin CEO’su olmak için hazır olacağını söyler. Halbuki Catmull şirketin CEO’sudur zaten.

Altını çizdiklerim

  • Kendimden daha zeki insanları işe almaya çalışmayı kişisel bir kural haline getirdim. Bu kişilerin bariz faydaları inovasyon yetenekleri, ilerlemeleri ve genelde şirketin ve dolayısıyla sizin daha iyi görünmeniz.
  • Her zor problem aynı anda üzerinde çalışan parlak beyinlere sahip olmalıdır.
  • İyi bir fikri sıradan bir takıma verirseniz, mahvederler. Eğer sıradan bir fikri süper bir takıma verirseniz; ya düzeltirler, ya da atıp daha iyi bir fikirle gelirler.
  • Siz fikrinizle aynı şey değilsiniz; eğer kendinizi fikirlerinizle çok yakından ilişkilendirirseniz, fikirlerinize karşı argüman getirildiğinde tepki gösterirsiniz. Sağlıklı bir geri bildirim sistemi için, denklemden güç dinamiklerini çıkarmalısınız-başka bir deyişle, insana değil probleme odaklanmalısınız.
  • Samimiyetin önemli kararların alındığı toplantı odalarından ziyade koridorlarda olduğu bir şirkette olmak istemezsiniz.
  • Sevelim ya da sevmeyelim, değişim gerçekleşecek. Pek çok insan, bilinmeyeni korkulacak bir şey olarak görür. Zihin için, bilinmeyen sadece önlenemez bir kavram değil, yaşamın güzelliğinin bir parçasıdır. Tahmin edilemeyen, yaratıcılığın üzerinde oturduğu temeldir aslında.

Onur Erbay, Naviga Capital Yönetici Ortağı