Skip to main content

VMware EMEA Ülkeleri Başkan Yardımcısı ve Baş Teknoloji Yöneticisi, “Varlığımızı sürdürebilmemiz ve üstün yapay zekâlı robotlarla bir savaşa girmemiz an meselesi. “

Ne zaman yapay zekâyı konuşsak birileri mutlaka yapay zekânın işsizliğe yol açacağı konusunu açacak. Buradaki söylem çoğunlukla insan-makine karşıtlığına dayanıyor.

Kaderimizin mimarı biziz
Bu, iki sorunu beraberinde getiriyor. İlki, eğer durum böyleyse kendi kaderimizin mimarı biziz demektir. Makineleri kim yaptı? Kim kolaylığı, hızı ve düşük maliyetleri önceliklendirdi? Biz yaptık. Perakende sektörüne bir bakın. Aynı anda milyonlarca insan hizmet sunmak için otomasyon ve algoritmaları kullanan, müşterilerinin başvuracağı ilk iletişim noktası olarak yapay zekâ tabanlı chatbot’larla müşteri hizmetlerini büyüten, fiziksel olarak var oldukları mekanları bile otomatize eden online perakendecilerin popülerleşmesiyle birlikte tüm dünyada fiziksel mağazalar batmamak için mücadele ediyor. Online perakendeciler kendi kendilerine bu kadar popülerleşmedi. Biz onları popülerleştirdik.

Doğru görevleri mi otomatize ediyoruz?
Durumu insan-makine karşıtlığı olarak düşünmenin getirdiği bir diğer sorun hayatımızın otomatize olmasıyla kazandıklarımızı göz ardı etmesi. Genelde otomasyonun avantajlarından bahsedildiğinde, otomasyonun düşük ücretle çalışan işçileri devre dışı bırakarak işsizliği arttırdığına yönelik bir karşı argüman öne sürülür. Makinelerin, bazı görevlerde ihtiyaç duyulan personel sayısını azalttığı doğrudur. Otomobil üretim hatlarını, self servis ödeme noktalarını, çağrı merkezlerini aradığınızda ilk duyduğunuz bant kayıtlarını düşünün. Fakat bu argümanın gözden kaçırdığı bir nokta var. Yapay zekâ herhangi bir insandan daha hızlı karar alabilir. Düşünsenize, madem yapay zekâ bir dizi olguyu bir araya getirerek optimum sonuçların seçebiliyor ve üstelik bunu da değişkenler ve ortamlar farklılaşırken bile yapabiliyor, o halde onu yalnızca düşük vasıflı işlerde uygulamak biraz boşa harcamak değil midir? İhtiyaç duyulan tüm yatırımlar için, yapay zekanın hızlı karar alma yetisinin daha avantajlı olduğu görevlerde kullanılması daha mantıklı değil midir?

Kurumların karar alma süreçlerinde harcadığı onca zamanı düşünün. Yöneticiler bir haftada 23 saatlerini çeşitli toplantılar için harcıyor. Bir etkisi olmayacağını mı düşündünüz? Yapılan çalışmalar, toplantının asıl işlevinden uzaklaşan davranışların (konu dışına çıkmak veya olumsuz davranmak) görüldüğü şirketlerin pazar payı, inovasyon ve çalışan istikrarı seviyelerinin düşük olduğunu gösteriyor.

Şimdi bunu da aklımızda tutup devam edelim. Daha aktif olmak için daha çok zamanınız olduğunu göreceksiniz. Bu zamanda müşterilerle konuşmak, sorunları çözmek, yeni ürünler tasarlamak, eğitim vb. Her ne için kullanılırsa kullanılsın daha çok değer yaratmak için bir fırsat olacaktır.

Yapay zekâ toplantıları tamamen ortadan kaldırmayacak, zaten bu amaçla da kullanılmamalı. Ama yapabileceği şey, ekip üyelerine görev atamak gibi rutin kararları alma gereğini ortadan kaldırmak olabilir. Bu iş veren için değer yaratır.

Peki ya işiniz karar almaksa? Yapay zekâ bu görevi geçersiz kılacak mı? Aslında doğru kullanılırsa, evet. Ve bu iyi bir şey. Neden mi? Çünkü, duyguları işe tekrar kazandırmaya odaklanmak için daha çok zamanınız olacak.

Duyguların geri dönüşü
Bu gerçekten önemli mi? Sanayi Devrimi’ne kadar gerilere gittiğimizde, ister dokuma, ister otomobil yapımı ya da çağrınızı nereye yönlendireceğinize kadar vermek olsun, her türlü bilgisayar ve makine kullanımının kalbinde bir şeyleri daha hızlı yapma isteği yatıyor. Bunun sonuçlarından biri insan iletişimini ortadan kaldırmak oldu. Kolaylık ve hız talebimiz sebebiyle empatiyle iş yapma becerilerimizden feragat ettik.

Yapay zekâ kurumlara bu empatiyi geri getirme yetisi kazandırıyor. Hızlı ve kesin kararlar alabilme, ama bunu duyguları es geçmeden yapabilme yetisi. Birleştirmek, incelemek ve analiz etmek, karar vermek ve ardından bu kararı iletmeyi insana bırakmak en uygun yöntem. Bu, yapay zekâ ile desteklenen bir çağrı merkezi çalışanının müşteri hesabında anında değişiklik yapması, bir doktorun hastaya uygulanacak tedaviye ve hastaya yaklaşımına odaklanırken tanıyı koymak için yapay zekâyı kullanması şeklinde olabilir.

Kurum genelinde yapay zekâ
Bu kısım meselenin müşteriye dönük kısmı. Arka planda yapay zekânın çalıştırılacağı bir yığın fırsat var. İster geleneksel veri merkezlerinde ister sensörler ve uzaktan bağlantılı cihazlarda ya da küçük veri merkezlerinde olsun, kurumlar, yaratılan devasa miktardaki verinin sunduğu fırsatları yakalamak için çabalarken, bu ortamların yönetilmesi güçlüğüyle de başa çıkmaya çalışıyor. Neyin iyi, neyin kötü gittiğini, hangi kısımların onarılmaya ihtiyacı olduğu, bu onarımları nasıl yapacağını kuruma söyleyen bir yapay zeka kurumlara çok yardımcı olmaz mıydı? Orta Doğu’daki güneş panellerinde, Kuzey Denizi’ndeki rüzgar santrallerinde, vatandaşlık koşullarını yeni hizmetlerle yenileyen hükümetlerde veya insansız araçları destekleyen bir platformda olsun, kurumlar, yapay zekayı kullanarak, doğru işleyişten ödün vermeden çevikliklerini korurken farklı kaynaklardan veri toplamanın avantajını elde edebilir.
Bu avantaj, daha önce bahsettiğim gibi, çalışanların değer yaratmaya daha çok zaman ayırırken, rutin, standart işleyişi sürdürmeye odaklanan görevlere daha az zaman harcaması anlamına geliyor. Bu değer, kurumun yakalayabileceği daha çok fırsat potansiyeli yaratmak da olabilir. Yapay zekânın hızını insanın duygularıyla birleştirerek daha yüksek müşteri memnuniyeti yakalama şansı da olabilir.

Makinenin karşısında değil, yanında olan insan
İnsanlar olarak üretilen veri miktarını yönetme kapasitemizin sonuna geliyoruz. Yapay zekâ bilgiyi işleme ve karar almada çok başarılı. Tıbbi bir vaka üzerine yayınlanan tüm hakemli dergilerdeki tüm makaleleri inceleyip buna göre bir tanı ortaya koyan bir şeyle neden rekabet etmek isteyelim ki? Edemeyiz, etmemeliyiz. Yapmamız gereken değer yaratmak için en temel insani özelliklerimizi geliştirmek için bu yetenekten faydalanmak. Bu değer bir hastaya moral vermek, telefon aboneliği sözleşmesindeki bir sorunu çözmek veya yeni bir uygulama geliştirmek olabilir. Her ne olursa olsun, yapay zekayı kullanarak yaptığımız her şeyi daha etkili ve daha verimli bir şekilde yapabileceğiz.

Joe Baguley
VMware EMEA Ülkeleri Başkan Yardımcısı ve Baş Teknoloji Yöneticisi