Skip to main content

Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Seth Wang ile hem Huawei’in pazardaki konumunu hem de yapay zekânın mobil cihaz ekosisteminin geleceğindeki yerini konuştuk.

IDC verilerine göre 2018’in ikinci çeyreğinde yüzde 15,8 pazar payı ile yüzde 12,1 Pazar payına sahip Apple’ı geride bırakarak, en çok telefon satan ikinci üretici koltuğuna yerleşti. GfK verilerine göre Türkiye’deki Pazar payını Haziran 2018’de yüzde 17,4’e çıkartan Huawei’in hedefi 2020 yılına kadar pazar payını yüzde 35’e çıkarmak. Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Seth Wang ile hem Huawei’in pazardaki konumunu hem de yapay zekânın mobil cihaz ekosisteminin geleceğindeki yerini konuştuk.

Huawei son birkaç yıldır mobilde çok daha güçlü ve popüler ürünlerle tüketicinin karşısında. Şu an Türkiye’deki mobil pazar Huawei için ne ifade ediyor?

Türkiye, Huawei için çok önemli bir pazar. Huawei Türkiye olarak özellikle 2018 yılında zor sayılabilecek şartlarda Türkiye’de çok önemli bir büyüme trendi yakaladık. GfK’nın en güncel verilerine göre Ağustos 2017’de yüzde 3,2 olan pazar payımızı Haziran 2018’de yüzde 17,4’e yükseltmeyi başardık. Bu da sadece 10 ay gibi bir kısa zamanda yüzde 500’lük bir büyüme anlamına geliyor.  Hedefimiz, bu yıl sonuna kadar akıllı telefonlarda pazar payımızı yüzde 20’ye çıkarmak. Yüzde 20 pazar payı, Huawei’in Türkiye’de kabul gören ve prestijli bir marka olduğu anlamına gelecektir. Üç yıllık iş planımıza göre, 2020 yılına kadar pazar payımızı yüzde 35’e çıkarmayı hedefliyoruz. Bunu özellikle premium kategoride gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yenilikçilik ve tüketici deneyimi bizim için gerçekten önemli. Bu strateji ile tüketicilerin ürünlerimizle daha yakın bir ilişkiye sahip olacağına ve markamıza sürekli gelişen bir deneyim ile bağlanacağına inanıyoruz.

Pazar payınızın artmasında P20 Pro’nun payı ne oldu?

Huawei olarak, tüm teknoloji tutkunlarının üst düzeyde mobil deneyime ulaşması için her bütçeye uygun farklı ürünler geliştiriyoruz. Dünyanın şimdiye kadarki en gelişmiş yapay zekâya sahip akıllı telefonu olan amiral gemimiz P20 Pro, diğer amiral gemisi modellere göre daha ulaşılabilir fiyatı ve benzersiz özellikleri ile hem global hem de Türkiye pazarında çok memnun kaldığımız bir hareketlenme yarattı ve akıllı telefon pazarındaki dengeleri birçok yönden değiştirdi. Özellikle yapay zekâ, Leica işbirliğimiz ve birçok inovasyon odaklı yenilikle gelen Huawei P20 serisi, kullanıcılar ve paydaşlarımız tarafından büyük ilgiyle karşılandı ve pazarda ciddi bir ses getirdi. Yapay zekâyı önümüzdeki dönemde mümkün olduğunca tüm akıllı telefon segmentlerine yaymaya devam edeceğiz.

Türkiye’de akıllı telefon pazarı kurdaki dalgalanmalar, ekonomik kriz vs. gibi olumsuzluklara rağmen büyümeye devam ediyor. Pazarının son durumunu değerlendirir misiniz?

Türkiye birçok açıdan farklı dinamiklere sahip bir ülke. Ekonomik anlamdaki, özellikle döviz kurlarına bağlı değişimler de hem ticareti hem de genel kapsamıyla ekonomiyi etkileyen gelişmeler arasında değerlendirilebilir. Huawei özeline baktığımızda ise P20 serisinin pazara sunulması, birçok yönden akıllı telefon pazarındaki dengeleri değiştirdi diyebiliriz. Bizim yeni dönemde büyüme kategorisindeki amiral gemimiz elbette yine akıllı telefonlar olacak. Yılın ikinci yarısında dünya çapında pazara sunmayı hedeflediğimiz MATE serisinin en güncel ürünleriyle, yine P20 serisinde olduğu gibi önemli bir pazar ve marka bilinirliği başarısına imza atacağımıza inanıyorum. Öte yandan tüketicilerin her ihtiyaçlarına yanıt verebilmek için onlardan aldığımız geri bildirimler ile ürün gamımızı da geliştiriyoruz. Bu kapsamda pazara sunduğumuz MediaPad T3 10 ve T3 7 tabletlerimizin de Türkiye’de çıktığımız bu dijital yolculukta kullanıcıların farklı ihtiyaçları için verimli bir yatırım olduğuna inanıyorum. Ayrıca çok yakın dönemde akıllı saatler ve giyilebilir teknolojiler alanında da Türkiye’de Huawei’yi çok daha yaygın göreceğinizi söyleyebilirim.

Akıllı telefonda pazarındaki rekabette bir sonraki adımda tüketicinin gönlünü fethetme konusunda hangi kriterler belirleyici olacak?

Bugünün akıllı telefon tercih ve kullanım kriterlerini göz önünde bulundurduğumuzda birçok farklı kriterin belirleyici olduğunu görüyoruz. Bunlardan bir tanesi temel ihtiyaçlar odaklı yaklaşımlar. Cihazın şarj süresi, ses kalitesi, ergonomik tasarımı, ekran kalitesi, güvenlik özellikleri gibi günlük kullanıma etki eden temel değerler. Bunlar hali hazırda olmazsa olmaz diyebileceğimiz unsurlar.

Fotoğraf segmenti de rekabette farklılaşmayı sağlayan bir başka unsur. Kaliteli ve işlevsel bir kamera setinin ürün üzerinde ne denli fark yarattığına P20 serisinde, özellikle de P20 Pro’da birlikte tanıklık ettik. HUAWEI ve Leica’nın son yıllardaki ses getiren iş birliği, bu kategorideki iddiamızı ve başarımızı günden güne daha da artıracak.

Elbette yapay zekâdan da bahsetmeden geçmemek gerekir. Akıllı telefonları daha akılı hale getiren yapay zekâ teknolojisi de rekabette son derece önemli bir unsur. Bu noktada Ar-Ge yatırımlarımızın karşılığını akılcı ürünlerle aldığımızı söylemekte fayda var. Tüm bunlara ek olarak, stil sahibi ürünler ve güncel tasarım kriterleri de tüketicinin satın alma kararını etkileyen önemli faktörler olarak öne çıkıyor.

Huawei Türkiye Tüketici Elektroniği Grubu Ülke Müdürü Seth Wang

Yapay zekâ gündemdeki en sıcak konulardan biri. Huawei de dünyanın ilk yapay zekâlı telefonlarını piyasaya sürerek bu alanda öncü olan markalardan. Mobil cihazlar yapay zekâ teknolojilerinin yaygınlaşması açısından sizce nasıl bir rol üstleniyor?

Huawei olarak biz iyi bir şey yapmak istiyorsak gerçekten farklı bir şey yapmamız gerektiğini düşünüyoruz. Yapay zekâyı da akıllı telefon işinin geleceği olarak görüyoruz ve bu alanda teknoloji geliştirmek için çok ciddi yatırım yapıyoruz. Yapay zekâ bizce kullanıcıya belli bir fonksiyonu empoze eden değil, kullanıcının eğilimlerini ve kullanım tercihlerini anlayarak ona daha iyi bir deneyim sunan teknoloji olmalı. Günümüzde baktığınızda mobil cihazlar hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Bugün birçoğumuz birçok işimizi bilgisayara ihtiyaç duymadan akıllı telefonlarımız üzerinden yapıyoruz. Dolayısıyla yapay zekâ ve mobil cihazlar arasında, her iki alanı da birlikte büyütecek güçlü bir bağ olduğunu düşünüyoruz. Mobil cihazlar önümüzdeki dönemde yapay zeka daha da gelişerek kullanılmaya başlandıkça tüketicilerin hayatında çok daha ciddi bir yer edinecek ve mobil cihazlar daha da vazgeçilmez oldukça da yapay zekâda çok önemli gelişmelere tanıklık edeceğiz.

Huawei yapay zekâyı mobil fotoğrafçılığın ötesine ne zaman taşıyacak? Yapay zekânın hayatımızdaki dönüştürücü etkisini ne kadar zaman içerisinde göreceğiz?

Huawei olarak geçen yıl pazara sunduğumuz Mate 10 Pro’dan itibaren yapay zekâ fonksiyonunu telefonlarımıza ekleyerek kullanıcıların hayatını kolaylaştırmaya yönelik dev bir adım attık. Telefonun kullanıcının ne yapmaya çalıştığını anlayarak kendisini ona göre ayarlamasından, parçalı bir işletim sistemi olan Android’in zaman içinde ağırlaşmasına karşı önlem oluşturmaya kadar önemli gelişmeler sağladık. HUAWEI telefonlar yapay zekâ sayesinde kullanıcılarının kullanım kalıplarını öğrenerek yavaşlamanın önüne geçiyor, 18 ay boyunca telefonunuzun hızının düşmemesini garanti ediyor. Mate 10’dan sonra gelen P20 serisinde yapay zekâ özellikle fotoğraf alanında çığır açtı. Ancak yapay zekâyı önümüzdeki dönemde telefonlarımızda fotoğraf ve pil ömrü dışında çok daha geniş bir alanda göreceksiniz. Bu alandaki sürprizlerimizle tüketiciyi şaşırtmaya devam edeceğiz.