Türk televizyonculuğunun dizi ihracatında ABD dizileriyle yarıştığı, özgün formatlarla evrensel boyutta başarılarını kanıtladığı bir dönemde yapımların finansman kaynağı reklamverenlerle televizyoncular arasındaki fiyat müzakerelerinin uzaması televizyonlara yayınlanacak içerik konusunda zor günler yaşattı. Ana akım medyanın lokomotifi olan diziler yerine Yeşilçam klasikleri veya yabancı sinema ağırlıklı yayınlar ekranlarda kendilerine yer buldu.
Kaliteli yapımlara alışan Türk insanı, artık televizyon dışında internette de bir çok alternatife sahip olduğundan yeni yapımların yayın tarihi geciktikçe televizyona ilgi bu dönemde düştü.
Reklamveren-yayıncı pazarlığının izleyici sayısını düşürdüğünü televizyon kanallarının internet sitelerinden de görebiliyoruz. Bu durum Türk televizyonlarında bir “Fetret Devri” yaşandığı yorumlarına sebep oldu. Ocak ayının başında reklamveren-televizyoncu pazarlıklarında anlaşma sağlanınca seyircinin sevgilisi diziler tekrar yayına girdi ve ilgi de buna bağlı olarak artış gösterdi.
TV uygulamalarında platform nüansı
Dünya genelinde 130 milyonun üzerinde kullanıcısı bulunan Netflix, ve bunun yanında Blutv, puhutv, Amazon Prime gibi internet üzerinden kullanıcıya seç-izle hizmeti veren platformların büyüme trendlerini gören televizyon kanalları internet ortamında da seyirciyi kaybetmemek için yatırımları artırıyor. NTV kullanıcı dostu arayüzü ile mobil uygulama alanında Show TV gibi bir markayı geride bırakabiliyor. Yani mobil uygulama platformu televizyon ekranlarından farklı bir rekabeti içeriyor.
Netflix daha ciddi bir rakip
Her ne kadar kamuoyunda YouTube – TV kıyaslamaları yapılsa da hem içerik hem de izleyici kitlesi bakımından çok farklı olan bu iki platformu televizyonun alternatifi olarak konumlandırmak için doğru parametre belirlemek gerekiyor. Bugün YouTube mobil+PC+uygulama toplam erişim düşünüldüğünde TV ile yarışacak bir büyüklüğe ulaşmış durumda. Henüz elimizde mobil+uygulama verileri yok fakat IAB Türkiye İnternet Ölçümleme Araştırması Aralık 2018 PC erişim oranı olan yüzde 79,8 bize önemli bir fikir veriyor. İçerik anlamında ise TV ile kıyaslanmalı. Bırakalım veriler konuşsun. Öncelikle YouTube’un Türkiye’de en fazla izleyiciye ulaşan kanallarına göz atalım, IAB Türkiye Internet Ölçümleme Araştırması Content Raporu Ocak ayı verilerine göre en fazla izlenen 10 YouTube kanalının sekizi müzik içeriği yayınlayan kanallar. Bunun dışında kalan “NDNG – Enes Batur” kanalı ise gençlerin ve çocukların izlediği türden şakalar, oyun eleştirileri içeren bir kanal. Şunu kabul etmek gerekiyor ki, içeriği kullanıcıdan doğrudan alması sebebiyle YouTube çok büyük bir potansiyele sahip ve şu anda bunu gerçekleştirme yolunda fakat YouTube’da tüketilen içerik ile TV’de tüketilen içerik ciddi bir farklılık gösteriyor. YouTube her şeyden önce bir içerik üreticisi değil.
Bununla birlikte içerik yönüyle ele alındığında Netflix’in televizyona daha ciddi bir rakip olarak öne çıktığını söyleyebiliriz. Netflix, izleyiciye YouTube kadar olmasa da interaktif bir deneyim yaşatıyor ve bu sayede farklı sosyo-demografik kitlelere hitap edebiliyor. Bunun yanında Oscar adayı olabilecek kalitede film ve Emmy ödüllü diziler üretmiş bir firmadan bahsediyoruz. Online video izleme platformları olarak bir yandan rekabet içerisinde olan Netflix ve YouTube’un arasında ilginç bir reklam ilişkisi de bulunuyor. Ticaret rekabet tanımıyor ve Gemius AdReal Aralık ayı verilerine göre Netflix, YouTube’un en büyük reklamverenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Firma, bunun yanında Facebook ve Sahibinden gibi trafiği yüksek sitelere reklam veriyor. Bakalım, uzun metraj video içerik yayıncılarının internetteki rekabeti önümüzdeki dönemde hangi noktaya evirilecek?
İdil Kesten, Gemius Türkiye Ülke Müdürü
Yorumlar