Skip to main content

Micro Focus Pazarlama Yöneticisi Gamze Salkaya ile pandemi gölgesinde geçen 2020 yılında sektörün dijitalleşme adına attığı adımları ve 2021 yılına dair öngörülerini konuştuk.

Pandemi etkisiyle teknolojiye hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyduğumuz 2020 yılını nasıl değerlendirirsiniz?

Covid-19 salgını gerçekten 2020’ye damgasını vurdu. Dijital dönüşüm ve bilişim teknolojilerine olan talep katlandı. Covid-19’un etkisiyle dijitalleşmenin artmasına paralel olarak, şirketlerin yapay zeka yatırımlarının sadece 1 yılda 70 milyar dolardan 100 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Bu zor yılda da Micro Focus olarak pek çok şirketin kritik dijital dönüşümünde en önemli rehberi ve paydaşı olmaya devam ettik. Müşterilerimizin BT altyapılarını dijital dönüşümle sadeleştirmek, karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmelerine destek olmak, oluşan yeni fırsatları yakalamalarını sağlamak en önemli misyonumuz. Yenilikçi teknoloji ve çözümlerimizi, müşterilerimizin bulundukları alanda hızlanmaları, işlerini geleceğe taşımaları için onların kullanımına sunduk. Ayrıca Atar Labs satın alması ve “Micro Focus Virtual Realize Tour” etkinliği de bu yıl bizim gündemimizdeki en önemli konular oldu.

2020’de insansız fabrikaların otomasyon sistemleriyle donatılması konusunda dünyada adeta bir yarış vardı. Çin, Japonya, ABD, Güney Kore ve Almanya otomasyonda en öne çıkan ülkeler oldu. Bu ülkeler dünya sanayi üretiminin yüzde 70’inden fazlasını gerçekleştiriyor. Covid-19 günlerinde insanların yakalandığı bu hastalık nedeniyle dünya üretim devleri yeni tedbirler alacağını duyurdu. Böylece yalnızca fabrikalarda değil, TIR’lar başta olmak üzere tüm tedarik ve depolama zincirlerinde de yapay zeka ile donatılmış, uzaktan kontrol edilen araçların kullanılması planlanıyor. Yeni salgınlar karşısında dünya ekonomisinin durmaması için dijitalleşmenin bu gelişmelerle katlanarak artması bekleniyor. Bugüne kadar birçok önemli şirket de bu alanda yatırımlar yapacaklarını ve Ar-Ge’yi geliştireceklerini açıkladı. Dijitalleşmedeki bu hızlı seyir, beraberinde siber güvenlik yatırımlarını zorunlu kılıyor. Dünya genelinde günde 2 bin siber saldırı gerçekleşiyor. 2020 yılında hacker gruplarının en çok saldırdığı yerler sanayi ile finans kuruluşları oldu. Öte yandan e-ticaret şirketleri de bu siber korsanlıktan payını alırken, dünyanın ekonomik kaybı 3 trilyon dolara yükseldi. Siber saldırıların en çok arttığı ikinci ülke ise Türkiye olarak kayıtlara geçti: Bundaki en önemli neden ise Türkiye’de şirketlerin de giderek yapay zeka ve otomasyon sistemlerine geçmeyi tercih etmesidir. Yine bu saldırıların artmasındaki en önemli etmenler arasında Türkiye’de e-ticaretin yüzde 80’e varan oranda yükselmesi, 45 yaş üzeri tüketicinin internet okuryazarı haline gelmesi ve finans sistemlerini uzaktan kullanma alışkanlığının yüzde 70’leri aşan büyümesinin payı büyük.

Siber güvenlik, yapay zeka ve otomasyona geçişle beraber olmazsa olmaz bir ihtiyaç halini aldı. Siber güvenliksiz dijitalleşme yatırımları her an saldırıya açık. Yapay zeka ve otomasyon ile yapılan dijitalleşme yatırımlarına mutlaka siber güvenlik kalemi de eklenmeli. Güvenlik artık dijital bir güvenlik sorunu ve bu problemi halletmemek büyük mali kayıplara yol açıyor. Üretim ya da finans şirketi siber saldırıya uğradığında sadece kendisi zarar görmüyor. O şirketle iş yapan başka iş kolları da zarar görüyor. Sorun çözülmediği zaman yan kollara ait ekosistemde de bozulmalar meydana geliyor.

2020’de dijitalleşme ve teknoloji yatırımları açısından müşterilerinizden en fazla hangi alanlarda hizmet talebi aldınız?

Micro Focus arkasında büyük bir deneyim barındırıyor ve bu sayede sunduğumuz tüm çözümler iş dünyasında yoğun ilgi görüyor. Biz Micro Focus olarak her zaman müşteri odaklı hareket ediyor, başarımızı müşterilerimizin başarılarına bağlıyoruz. Müşterilerimizin IT süreçlerini dijital dönüşümle sadeleştirmek, iş süreçlerinde karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmak ve pazardaki fırsatları hayata geçirmelerini sağlamak en önemli misyonumuz. 40 yıllık deneyimimizle yenilikçi teknolojilerimizi, müşterilerimizin daha başarılı olması için geliştiriyor, dünya genelinde 40 binin üzerinde müşterimize 600’ün üzerinde ürünle hizmet veriyoruz.

Yüksek teknolojili çözümlerimizi pragmatik bir yaklaşımla müşterilerin bulundukları alanda hızlanması ve işlerini geleceğe dönüştürmeleri için tasarlarken aynı zamanda onların maliyetlerini düşürmelerini sağlıyoruz. 2020 yılında da Micro Focus yazılım ve çözümleri, tüm dünyada şirketlerin dijital dönüşüm yolculuğunu destekledi. Türkiye’de yapay zeka destekli güvenlik yazılımımız, IT uçtan uça servis ve operasyon yönetimimiz ve kurumların KVKK’ya tam uyumluluğunu sağlayan lider teknoloji çözümlerimizle büyük ilgi gördük. Dijitalleşme konusunu uzun ve enerji gerektiren bir maraton olarak görmek gerekir. DevOps, IT operasyonları, bulut, güvenlik, bilgi yönetimi ve Linux/Açık Kaynak gibi pek çok alana dokunan geniş bir çözüm ağıyla biz de bu maratonda şirketlerin yanında yer almaya devam ediyoruz.

Atar Labs satın alması ve Micro Focus Virtual Realize Tour sizin adınıza bu yılın öne çıkan başlıkları arasındaydı. Bu iki konunun sizin açınızdan önemini değerlendirir misiniz?

Evet Atar Labs satın alması bizim için 2020’nin en önemli başlıklarından biri oldu. Türkiye’yi bölgesel ölçekte teknolojinin önemli bir kesişim noktası olarak görüyoruz ve ATAR Labs’ın bölgedeki güvenlik inovasyonunda büyük rolü olduğuna inanıyoruz. ATAR Labs’ın SOAR teknolojisinin gücü, Micro Focus ArcSight’ın tehdit tespiti özellikleriyle birleşerek müşterilerimize tepki ve müdahale etkinliğini yönetmek ve otomatikleştirmek için entegre bir seçenek sunuyor. Bu tehditlere maruz kalma süresini azaltırken SecOps ekibinin etkinliğini artırıyor.

Özellikle böyle bir dönemde Micro Focus gibi global bir yazılım devinin Türkiye’ye yaptığı Ar-Ge yatırımı kesinlikle çok kıymetli. Bu durum aynı zamanda ülke olarak pazar potansiyelimizi de gözler önüne seriyor. Bu satın almayla birlikte; Atar Labs’ın kabiliyetleri Türkiye sınırlarından çıkıp, dünyanın diğer ülkelerine kolaylıkla yayılabilecek.

Atar Labs’ın satın alma sonrasındaki uyum süreci çok hızlı tamamlandı ve ekipler/projeler için adaptasyon süreci sorunsuz sağlandı. Böylece Micro Focus olarak bizler de portföy yetkinliğimizi artırmış olduk.

Bizim için 2020’nin bir diğer önemli gelişmesi Türkiye’deki en önemli müşteri etkinliğimiz olan “Micro Focus Virtual Realize Tour ‘20”nin bu yıl ilk kez sanal olarak gerçekleştirilmesi ve başarıyla tamamlanmasıydı. Hatta bizlerden çok birlikte proje gerçekleştirdiğimiz farklı sektörlerden, birbirinden değerli müşterilerilerimiz deneyimlerini katılımcılar ile paylaşma fırsatı yakaladı. Etkinlikte bilişim teknolojileri alanındaki son trendleri masaya yatırdık. Etkinliğe Micro Focus Global CEO’su Stephen Murdoch ile T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank da katıldı. Toplam katılımcı sayısı ise bini aştı.

Bu özel etkinlikte köklü deneyim ve teknolojinin getirdiği yenilikleri harmanlayarak oluşturduğumuz çözüm ve hizmetleri, katılımcılarla buluşturduk. Etkinlikte özellikle şirketlerin teknolojik dönüşümünde yapay zeka temelli teknolojiler öne çıktı. Tüm paydaşlarımız ve müşterilerimiz geleceğe yönelik net bir vizyon gördüklerini belirtti, özelikle güvenlik sektöründeki son gelişmelerden çok etkilendiklerini ifade ettiler. Biz de içinde bulunduğumuz dönemde ihtiyaçların nasıl şekillendiğini, yeni ihtiyaçlara nasıl yön verebileceğimizi gördük. Etkinlik boyunca farklı sektörlerden üst düzey yöneticilerle yaptığımız sohbetlerde hem 2021 öngörüleri hem şirketlerin yatırım planlamaları hakkında önemli bilgiler edindik.

Dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olan Micro Focus için Türkiye’nin özel bir yeri var. 2021’de Türkiye’den başarı hikayeleri çıkarma planlarınız var mıdır?

Micro Focus, toplam 50 ülkede 40 binden fazla müşteriye hizmet sunan alanında son derece yetkin bir şirket. 2017 yılına dönersem her şey Micro Focus’un Hewlett Packard Enterprise’ın (HPE) yazılım bölümüyle birleşmesiyle başladı. Micro Focus, bu birleşmeyle dünyanın en büyük yazılım şirketleri arasındaki yerini aldı. Birleşme sürecinin yaşandığı en kritik yıl olan 2018’de Micro Focus, Türkiye’de yüzde 15 büyüdü. 2019 yılında Micro Focus Türkiye hedeflerinin yüzde 120 üzerine çıkarak yüzde 40 büyüme gerçekleştirdi. Bu hız bize ‘Bilişim 500’ araştırmasında Türkiye’nin ‘İş Uygulamaları’ yazılım sektöründe birinciliği getirdi. 2019’da çokuluslu şirketler arasında en büyük 17’nci bilişim şirketi olduk. Ayrıca Türkiye’deki en büyük 6’ncı yazılım şirketi, en büyük 8’inci hizmet şirketi, en büyük 5’inci kurulum bakım destek hizmeti şirketi, veri güvenliği yazılımında 4’üncü, yapay zeka yazılımında 7’nci, veri ambarı ve iş zekası yazılımında ise 5’inci büyük çok uluslu şirket olarak listede yer aldık.
Tüm bu başarılar Micro Focus Türkiye olarak bize daha çok sorumluluk ve pilot ülke olma başarısı getirdi. İzleme, güvenlik ve KVKK projeleriyle tüm dünyada yenilikçi ve alanında ilk olan projeleri hayata geçirerek Micro Focus dünyasında dikkat çekmeyi başardık. Ayrıca sağlam ve yakın müşteri ilişkileri kurmamız, yetkin ve bağlı ortaklık ağı oluşturmamız bu başarılarda büyük rol oynadı. Bu sayede Micro Focus’ta global ölçekte ilkleri başaran ülke olarak Türkiye pilot ülke seçildi.

Türkiye, Micro Focus ülkeleri arasında hızlı büyümesiyle de takdir ediliyor. Yine diğer bölgeler arasında bir ilki gerçekleştirerek pilot ülke seçilmemizle birlikte, müşterilerimiz için globalden her türlü desteği öncelikli alır hale geldik. Müşterilerimizin talepleri de global olarak önceliklendiriliyor. Dolayısıyla Türkiye hiç olmadığı kadar üst düzeyde görünürlük elde etti. Tüm bunların yanında bu yıl Haziran ayında yaptığımız Atar Labs satın alması Türkiye’yi global düzeyde izlenen ve takip edilen bir ülke konumuna getirdi. Micro Focus Türkiye’den yeni başarı hikayeleri çıkarmaya odaklanmış durumda.

Micro Focus Virtual Realize Tour ‘20’de yapay zekanın giderek işimizde önemli bir yer edindiğini bir kez daha gördük. En başarılı dijital dönüşüm projelerinde de yapay zekanın etkilerini görebiliyoruz. Yine siber güvenlik, büyük veri ve bulut teknolojileri de yenilikçiliğin adresi olmaya devam ediyor. Gerek siber güvenlik gerek büyük veri gerekse bulutta yeni ürün ve hizmetler üzerine çalışıyoruz. Özellikle bulut altyapılarına yönelik teknoloji yatırımlarımızla Türkiye’den büyük küresel başarı hikayeleri çıkarma hedefiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ayrıca yeni müşteriler kazanmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz, bu doğrultuda yeni iş birliklerini hayata geçiriyoruz.

2021 için şirketlerin teknoloji alanındaki ihtiyaçları özelinde öngörüleriniz neler? Sektörde hangi teknoloji trendleri daha fazla konuşulup, uygulamaya geçilecek?

2021’de uzaktan çalışmanın pandemiye özel kalmayacağı pek çok büyük şirketin uzaktan çalışmayı kalıcı hale getireceğini açıklamasıyla anlaşıldı. Bunun arkasında uzaktan çalışmadan elde edilen verimin beklentinin aksine artmış olmasının payı büyük.

Örneğin Stanford Üniversitesi’nin yaptığı bir araştırmada uzaktan çalışanların yüzde 13 daha verimli çalıştıkları ve hastalık nedeniyle daha az rapor aldıkları ortaya çıktı. Hatta çalışanların yüzde 23’ü işleri tamamlayabilmek için daha fazla efor sarf ettiklerini açıkladı. Şirketler de bu yeni dönemde çalışanların görevlerini tamamlaması için geçen süreyi ölçmek için teknoloji tabanlı platformları konuşacak. Uzaktan ve hibrit çalışmayla birlikte siber güvenliğin önemi daha da artacak. Yine bulut her şirketin ayrılmaz bir parçası haline gelecek.

Kişisel verilerin güvenliği de tüm dünyada hassasiyetin arttığı bir alan. Bu anlamda şirketlerin çok daha hassas ve dikkatli olması gerekiyor. KVKK ve GDPR’a uyum ve yönetimi konusu 2021’de belki de hiç olmadığı kadar gündemde olacak.

Müşteri deneyiminin her an daha da önem kazandığı bir dünyadayız. Bu deneyimi kişiselleştirmek için şirketlerin müşteri deneyimini anlık olarak ölçmeye ve iyileştirmeye yönelik çözüm ihtiyacı, büyük veriye dayalı analiz ihtiyacı öne çıkacak. Müşterinin deneyimini anlık olarak ölçmek ve anında müdahale bu anlamda pazarlamanın gündeminde olmaya devam edecek.

Hayatımızı değiştirecek bir diğer önemli teknoloji olarak 5G’den de bahsetmeden olmaz. 5G erken uygulamaları birçok ülkede başladı. Dünya genelinde 5G kullanımı 2023’te yüzde 25’e ulaşabilir ama asıl merakla beklenen sürücüsüz otomobil, uzaktan ameliyat gibi insanlığa faydalı yeni teknolojik gelişmelerin 5G desteğiyle hayata geçirilmesi 2025’i bulacak. Akıllı fabrikaların ürettiği veriyi işleyebilmek için 5G teknolojileri akıllı fabrikaların vazgeçilmezi haline gelecek.

Micro Focus’un, 2021’de de sunduğu uçtan uca çözümlerle Türkiye’deki şirketlerin dijital dönüşüm yolculuklarına destek olmaya devam edeceğiz. Bu anlamda Türkiye’deki yatırımlarımızı daha da artırarak ve yeni iş birlikleri oluşturarak, büyümemizi sürdüreceğiz. Dijital dönüşümde yapay zeka temelli teknolojiler öne çıkıyor. 2021’de dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yapay zeka temelli teknolojilere yatırım artacak. Bu alanda yeni ürün ve hizmetlerimiz olacak. SAP ile çok kritik çalışmalarımız var, SAP/Hana dönüşümlerinde kurumların test, yedekleme ve otomasyon ihtiyaçlarına pratik çözümler sunuyoruz. Bunun yanında siber güvenliğin ne kadar kritik olduğu 2020’de artan saldırılarla iyice anlaşıldı.

Her geçen gün Micro Focus’u tercih eden şirketlerin sayısı artıyor. Kurumsal DevOps, Hibrit IT Yönetimi, Öngörüye Dayalı Analitikler, Güvenlik, Risk&Yönetişim bizim odak alanlarımız olduğu gibi 2021’de de en çok ihtiyaç duyulan yatırım alanları olmaya devam edecek.