Skip to main content

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sosyal medya platformlarının kontrol altına alınması gerektiğine yönelik açıklamalarının ardından gündeme gelen sosyal medya düzenlemesinin detaylarını Av. Burçak Ünsal’a sorduk.

Türkiye’de sıklıkla gündeme gelen sosyal medyanın kısıtlanmasıyla ilgili yeni yasa çalışmaları için start verildi. Yeni detaylanmaya başlayan çalışmalar, ortaya çıktığı kadarıyla birçok firma ve kullanıcı için yeni bir dönemin başlayacağına işaret ediyor.

Sözcü’nün haberine göre, yeni gelişmeler ışığında hayata geçirilmesi beklenen yeni sosyal medya yasası iki kanunda değişiklik yapılmasını öngörüyor. Kanun maddelerinden biri, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunu. Bir diğeri ise 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu. Aktarılan bilgiye göre, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na (BTK), bundan böyle bu iki yasa için geniş yetkiye sahip olacak. Yeni düzenlemeyle Elektronik Haberleşme Kanunu ile ilgili yeni bir tanım getiriliyor. “Şebekeler üstü hizmet” olarak tanımlanan bu kavram direkt olarak; WhatsApp, Telegram ve Netflix gibi servisleri kapsayacak.

BTK’nın birçok servis üzerindeki yetkisini önemli ölçüde artıracak düzenleme ile ilgili şu ifade yer alıyor, “BTK, kamu yararı gereklerini göz önünde bulundurarak şebekeler üstü hizmet sunumuna ilişkin gerekli düzenlemeleri yapmaya, yetkilendirilmeksizin şebekeler üstü hizmet sunumunun engellenmesine ilişkin tedbirleri almaya, gerektiğinde işletmecilere Kurum düzenlemelerinde öngörülen tedbirlerin alınması için yükümlülük getirmeye yetkilidir.”

Temsilci zorunluluğu geliyor

Yeni düzenleme ile birlikte Türkiye’de temsilci konusu da kesinlik kazanıyor. Kanuna eklenecek maddeler ile Twitter, Facebook, YouTube ve Instagram gibi sosyal medya platformlarına Türkiye’de temsilcilik açma zorunluluğu (Halen açmayanlar için) getiriliyor. Yasa çıktıktan sonra 30 gün içerisinde bir temsilci bildirilmezse önce sosyal ağ sağlayıcının internet bant genişliği yüzde 50 azaltılacak ve bir 30 gün süre daha tanınacak deniyor. Ancak yine de adım atılmazsa o sosyal medya platformuna Türkiye’den erişim kesilecek.

Kullanıcı verileri Türkiye’de tutulacak

Yeni düzenlemede sosyal ağ sağlayıcıları Türkiye’deki kullanıcı verilerini Türkiye’de barındırmakla yükümlü tutulacak. Verileri Türkiye’de bulundurmayan şirketlere 1 milyon liradan 5 milyon liraya kadar idari para cezası uygulanacak.

Sosyal medya düzenlemesinin detaylarını Av. Burçak Ünsal’a sorduk

Twitter’da devlet yöneticilerinin ailesini ve onurunu hukuka aykırı olarak hedef alan bir tweet son dönemde gündemimize oturdu.

Bunun üzerine Sayın Cumhurbaşkanı; sosyal medya, dijital medya ağlarına, platformlarına ve yer sağlayıcılarına kısıtlamalar, erişim engellemeleri getirebilecek bir mevzuatın şart olduğunu ve bunun çalışmasının yapıldığını belirtti.

Böyle bir taslak mevzuat hükmü zaten hükümetin elinde mevcut

Whatsapp, Instagram, Twitter ve Facebook gibi Türkiye’de belli bir sayının üzerinde abonesi olan dijital medya platformlarının ve iletişim kanallarının içerik kaldırma emirlerine uymalarını sağlamak üzere, kullanıcılara ilişkin kişisel veri, içerik verisi, trafik verisi, IP adresi, lokasyon verisi taleplerine derhal cevap vermelerini sağlamak üzere, Türkiye’de mukim sorumlu müdür gösterme zorunluluğu getiren ve içerikten kaldırma veya sorulan sorulara cevap verilmemesi halinde bu sorumlu müdürlerin hapis cezası ile tazyik edilebileceği bir mevzuat çalışması zaten hükümetin elinde mevcut.

Açıklamasını yaptığım bu içerikte hükümler sevkeden torba yasanın ilgili bölümleri Nisan 2020’de son anda torba yasadan çıkarılarak kanunlaşmaktan alıkondu.

Bugün ise yeniden bu vesileyle gündeme geliyor.

Burada esas tereddüt ise Türkiye’de zaman zaman sosyal medya kullanıcı verilerin keyfi olarak talep edilebilmesi, kişilerin basit sebeplerle devlet büyükleri tarafından cezai takibata uğratılabiliyor olmaları veya hukuka aykırı olmaktan ziyade belli bir görüşü temsil etmemesi, belli bir görüşe muhalefet etmesi veya belli bir haberi vermesi sebebiyle içeriklerin engellenebiliyor olmasından kaynaklanıyor.

Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi nezdinde Türkiye hakkında aynı konuda bir kınama ve 5651 sayılı kanunun değişmesine yönelik bir karar var. Kendi Anayasa Mahkememizin de YouTube, Twitter ve Wikipedia’nın Anayasamıza aykırı olarak kapatıldığına hükmeden üç ayrı kararı var.

Bugün gündemimize oturan söz konusu tweet gerçekten de kişilik haklarını ihlal eden, insan onurunu zedelemeyi hedefleyen tweetlerdir. Ancak bu tür suçlarla mücadelede yöntem tüm sosyal medya ve iletişim platformlarını yasaklamak, kapatmak, her sorulan içerik sahibi sorusuna cevap verilemediğinde yetkililerini hapisle tazyik etmek olmamalıdır.

2012’den bu yana yoğun olarak internet alanını ilgilendiren mevzuatta yapılan değişikliklerle zaten bakanlıklar, hükümet, düzenleyici kurum BTK içerik engelleme konusunda gereken tüm yetkileri aldı. İstedikleri alan erişim sağlayıcıları birliğine talimat vererek erişimi de engelleyebiliyorlar.

Bu hak ve yetkilerin üzerine bir de Türkiye’de kayıt fişlenme ve bildirilen müdürlerin hapisle tazyiki gibi konular gelirse hem bu kişilerin bazen haksız yargılanmaları ihtimali çıkar, hem de gerçek suçla doğru yollarla mücadele etmek varken, hak ve yetkilerin keyfi kullanımı ve bu keyfi kullanım esnasında toplumsal temel hak ve hürriyetlerin ihlali veya bireysel özgürlüklerin ihlali gibi orantısız zararlar ortaya çıkabilir.

Amiyane tabir ile sineğe balyozla vurmak, vurana ve eve zarar verir.