Skip to main content

Türkiye’de sunan dijital hizmet sağlayıcılarına yüzde 7,5 oranında dijital hizmet vergisi uygulanacağı öngörülüyor. Bu verginin teknoloji şirketleri tarafından tüketicilere fiyat artışı olarak yansıtılması durumunda, tüketiciler nezdinde olumsuz sonuçlar doğurması bekleniyor.

Dijital dönüşümün gerçekleşmesi ve gelişen teknoloji ile birlikte, geleneksel yollar ile sunulan birçok hizmet günümüzde dijital platformlara taşınıp “dijital hizmet” olarak sunuluyor. Bununla birlikte şirket ve kullanıcılara daha az maliyetle, kısa zamanda ve hızlı işlem yürütme seçeneği sunan ücretli veya ücretsiz çevrimiçi hizmet ve uygulamaların sayısı ve kullanım sıklığı gün geçtikçe artıyor. Dijital ortamda sunulan hizmetlerin yaygınlaşması, beraberinde bir dijital ekonomi yarattığı için giderek büyüyen bu ekonominin vergilendirilmesi birçok ülkenin gündeminde üst sıralarda yer alıyor. Bu doğrultuda, Türkiye’de de geçtiğimiz günlerde dijital ortamda sunulan hizmetlerin yüzde 7,5 oranında vergilendirilmesine yönelik yasama çalışmaları başlatıldı.

Dijital hizmet genel itibarıyla çevrimiçi veri veya içerikten oluşan dijital bilgilerin ve çevrimiçi işlem hizmetlerinin internet aracılığıyla mobil uygulamalar, web siteleri veya sosyal medya gibi platformlar veya cihazlar üzerinden dijital ortamda sunulmasıdır. Dijital hizmet sağlayan işletmelerin, faaliyet gösterdikleri ülkelerde sundukları bu hizmete ilişkin vergi vermesi gerektiği genel olarak birçok ülke tarafından kabul görüyor. Ancak bu konuda dünya çapında uygulanan ortak bir vergilendirme rejimi henüz mevcut değil. Bu doğrultuda; OECD, G20, G7 ve Avrupa Konseyi dünya çapında uygulanacak ortak bir dijital hizmet vergisi için uluslararası vergi mevzuatı oluşturulmasına yönelik çalışmalarına devam ediyor. İlgili uluslararası çalışmaların sonuçlanmasından önce ise Fransa, Avusturya ve İngiltere gibi ülkeler dijital hizmet sektörünü vergilendirmeye başladı. Türkiye de bu doğrultuda dijital hizmet sağlayıcılarını vergilendirmeye yönelik ilk adımını atmış bulunuyor.

Türkiye’de dijital hizmet vergisi nasıl düzenleniyor?

Konuya ilişkin ülkemizde yapılan çalışmalar sonucunda geçtiğimiz günlerde Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından kabul edilen ve henüz yürürlüğe girmeyen Dijital Hizmet Vergisi Kanunu ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi (Kanun Teklifi), dijital hizmetlere vergi uygulaması getiriyor. Dijital hizmet vergisi amacının, Türkiye’de önemli ölçüde veya hiçbir fiziksel varlığı bulunmadan dijital hizmet sunan çokuluslu işletmelerin kazançlarının vergilendirilmesi olduğu belirtiliyor. Düzenlemeye göre, yüzde 7,5 olarak belirlenen dijital hizmet vergisi oranı Cumhurbaşkanı tarafından yüzde 1’e kadar indirilebilecek veya iki katına kadar artırılabilecek. Bunun yanı sıra Kanun Teklifi; konaklama vergisi, değerli konut vergisi ve sporculara yönelik vergi düzenlemeleri gibi başka alanlarda uygulanmak üzere çeşitli vergilendirmeler de içeriyor.

Dijital hizmet vergisinin kapsamı nedir?

TBMM’de kabulü halinde yürürlüğe girmesi öngörülen Kanun Teklifi kapsamında vergilendirilecek dijital hizmetler aşağıdaki şekildedir:

  • Dijital ortamda sunulan her türlü reklam hizmeti.
  • Sesli, görsel veya dijital herhangi bir içeriğin dijital ortamda sunulması. Bu hizmetlere bilgisayar programları, müzik, video, oyunlar ve oyun içi uygulamalar da dâhil.
  • Kullanıcıların birbirleriyle etkileşime geçebilecekleri dijital ortamların sağlanması ve işletilmesi hizmetleri.
  • Yukarıda belirtilen hizmetler için dijital ortamda verilen aracılık hizmetleri.

Düzenlemenin bu haliyle, kapsamın çok geniş olması sebebiyle, dijital hizmet sunan işletmelerin birçoğu vergilendirmeye tabi olacak ve YouTube, Netflix, Spotify, Google Adwords, Facebook, Instagram, Twitter, Linkedin veya Twitch gibi dijital hizmet sağlayıcılar vergilendirilebilecek.

Bununla birlikte, dijital hizmet vergisinden istisna tutulan birtakım hizmetler de mevcut. Buna göre, (i) ulusal çapta, kamuya açık mobil elektronik haberleşme hizmeti üzerinden hazine payı ödenen hizmetler, (ii) Ar-Ge merkezlerinde Ar-Ge faaliyetleri neticesinde oluşan ürünler üzerinden sunulan hizmetler, (iii) Ödeme Ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri Ve Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun kapsamındaki ödeme hizmetleri, (iv) Bankacılık Kanunu uyarınca bankaların faaliyet konuları kapsamındaki hizmetler ve (v) Gider Vergisi Kanunu altında özel iletişim vergisi alınan birtakım hizmetler dijital hizmet vergisinden istisnadır.

Kimler dijital hizmet vergisi mükellefi olacak?

İlk şart olarak; çevrimiçi faaliyetin gerçekleştirildiği her türlü dijital ortamda yukarıda tanımlanan dijital hizmet kalemlerinden herhangi birini Türkiye’de sunanlar ve ikinci şart olarak

  • Ya Türkiye’den elde edilen hasılatı 20 milyon Türk Lirası veya daha fazla olan
  • Ya da dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Avro veya daha fazla olanlar dijital hizmet vergisinin mükellefidir.

İlgili parasal sınırların altında kalanlar ise dijital hizmet vergisinden muaf tutuluyor. Bu muafiyetten, kanun koyucunun vergi kapsamına özellikle teknoloji devlerinin alınmasını amaçladığı anlaşılıyor.

Yukarıda belirtilen, Kanun Teklifi’nde “dijital hizmetin Türkiye’de sunulması” kavramı ise kapsam olarak geniş bırakıldı. Dijital hizmetin Türkiye’de sunulmasının sınırları, hizmetten Türkiye’de faydalanılması, hizmetin Türkiye’de bulunan kişilere yönelik gerçekleştirilmesi veya hizmetin Türkiye’de değerlendirilmesi olarak belirlendi.

Bunun yanında, sorumluluk bakımından vergi sorumlusu kavramı genişletilmiş olup; vergi alacağının güvence altına alınmasının gerekli görüldüğü durumlarda yalnızca mükellefe değil, vergiyi doğuran işlemin tarafı olanlara ve bu işlem ve ödemenin gerçekleştirilmesinde aracı sıfatını haiz olanlara da sorumluluk yüklenebilecek. Böylece, ilgili verginin işlemin tarafı olan kullanıcıdan da kesilmesi söz konusu olabilecek.

Erişimin engellenmesi ve vergi güvenliği

Kanun Teklifi kapsamındaki vergi mükellefleri yükümlülüklerini yerine getirmediği takdirde, dijital hizmet sağlayıcılarının sunmuş oldukları hizmetlere erişim, bu yükümlülükler yerine getirilinceye kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın vereceği karara göre engellenebilecek. Erişim engellenmesi amacının vergi alacağını güvence altına almak olduğu belirtiliyor.

Sonuç

Kanun Teklifi mevcut haliyle Türkiye’den elde edilen hasılatı 20 milyon Türk Lirası veya daha fazla olan veya dünya genelinde elde edilen hasılatı 750 milyon Avro veya daha fazla olan her türlü dijital ortamda yukarıda tanımlanan dijital hizmet kalemlerinden herhangi birini Türkiye’de sunan dijital hizmet sağlayıcılarına yüzde 7,5 oranında dijital hizmet vergisi uygulanacağını öngörüyor. Bu haliyle söz konusu dijital hizmet vergisinin yalnızca teknoloji devlerine uygulanacağı öngörülse de bu verginin teknoloji şirketleri tarafından tüketicilere fiyat artışı olarak yansıtılması durumunda, tüketiciler nezdinde olumsuz sonuçlar doğurması bekleniyor. Kanun Teklifi yürürlüğe girdikten ve ikincil mevzuat ile eksiklikler tamamlanmaya başladıktan sonra soru işaretlerinin giderilmesi umuluyor.

Av. Görkem Gökçe