Digital Age Summit’te konuşmacılar arasında yer alan New York Üniversitesi The Governance Lab’de Kullanıcı Deneyimi Direktörü olarak görev yapan Batu Sayıcı’ya göre, akıllı telefonlarımızda bulunan sensörlerin toplayacağı verilerle ikinci bir veri patlaması yaşayacağız. Bu verileri işleyebilmek içinse yapay zekâya ve algoritmalara ihtiyacımız olacak.
Yeni teknolojiler ve dijitalleşme, sosyal kalkınma ve demokrasinin gelişimine nasıl bir katkı sağlıyor?
Artık her kesimden birçok kişinin cebinde internete bağlı bir cihaz var. Bu sayede birbirimizle çok daha fazla iletişim halindeyiz. Kullandığımız sosyal platformların hızı, tasarımı ve yüksek kalitesi bize teknolojiden neler bekleyebileceğimiz konusunda yeni fikirler de veriyor. Örneğin, markaların dijital dünyada bizimle sürekli iletişim halinde olması, bizi daha yakından tanıması ve daha bireysel hizmetler sunmaya başlaması artık alıştığımız hatta beklediğimiz bir durum. Bunun sonucu olarak, aynı hizmet kalitesi ve hızlı iletişim hakkını kamu hizmetlerinden de beklemeye başlamamız kaçınılmaz. Dünyanın birçok ülkesinde hem devlet hem de yerel belediyeler, halkın ihtiyaçlarını daha iyi anlamak, daha modern bir iletişim ve bilgi alışverişi başlatabilmek için çalışmalar ve denemeler yapmakta.
Dijital sektördeki dönüşümün toplumsal boyutuna da değer veriyorsunuz. Bu açıdan bakınca, bir marka için dijital strateji belirlenirken nelere dikkat edilmeli?
Markaların sorumluluklarının eskisine göre daha çok arttığını düşünüyorum. Ürünlerini kullandığımız şirketler giderek bizimle ilgili daha fazla kişisel veri topluyor. Çoğu zaman bunların hangi veriler olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Bunun da ötesinde teknoloji şirketlerinin, kullanıcıları üzerinde yaptıkları bazı testler de etik açıdan giderek daha çok sorgulanıyor. Bu anlamda markaların başarısını belirleyen yeni etkenler, dürüstlük, açıklık ve sosyal sorumluluk bilinci olacak. Bireyleri salt tüketici olarak görmenin ötesine geçip markanın evrimine ortak eden, daha açık ve kolektif bir strateji izleyebilen markalar öne çıkacak. Buna ek olarak, markaların ellerindeki verileri doğru kullanıp hedef kitlelerinin kim olduğunu daha iyi anlayabilme ve onların hayatını anlamlı bir şekilde iyileştirebilme şansı var.
Sosyal etkileşimin dijitalleşmeyle artırılması nasıl mümkün olur? Hangi kanallar bu açıdan daha elverişlidir?
Mobil teknoloji ve oyun tasarımının sosyal değişim için ciddi ve yeterince işlenmemiş bir potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Örneğin, Türkiye akıllı cep telefonu penetrasyonu, mobil oyunların popülerliği ve internette geçirilen zaman sıralamasında dünyanın en önde gelen birkaç ülkesinden biri. Bu potansiyel, sosyal ve toplumsal sorunlarımızı çözme anlamında da yaratıcı şekillerde değerlendirilebilir.
Kullanıcı deneyimi açısından yeni teknolojilerde olması/olmaması gereken özellikler neler?
Sürekli kullandığınız uygulamalar ve web sitelerini düşünün. Bu teknolojiler birçok açıdan bizi bizden daha iyi anlamayı başarmış durumdalar. Karşımıza çıkan yeni teknolojileri tarttığımız standartlar giderek yükseliyor. Bu teknolojilerin kusursuz çalışma hızı, kolaylığı, hayatımıza sağladıkları net fayda ve tasarımlarındaki diğer ince düşünülmüş detaylar artık her deneyimimizde aramaya başladığımız özellikler. Bu yüksek standartı tutturabilmenin ve ötesine geçebilmenin yolu, ürün ve hizmetleri tasarladığımız hedef kitleyi ve ihtiyaçlarını kendilerinden bile daha iyi tanımak ve anlamaktan geçiyor. İyi tasarım, bilinçli bir ‘kullanıcı odaklı tasarım’ sürecinin sonucu olarak ortaya çıkabilir.
Gelecekte insanların karşılaşacağı yeni tasarımlar/teknolojiler hangileri?
Yapay zekâ ve makine öğrenimi büyük bir hızla gelişiyor. Önümüzdeki yıllarda birçok hizmet ve sürecin bu sayede otomasyonuna tanık olacağız. Zaten elimizde dünyanın daha önce hiçbir zaman sahip olmadığı kadar veri var. Şu an akıllı telefonlarımızda bulunan ve kullanımının hızla yaygınlaşması beklenen sensörlerin toplayacağı verilerle ikinci bir veri patlaması yaşayacağız. Bütün bunlardan anlam çıkarabilmek, faydalarını her sektörde hayata geçirebilmek için yapay zekâya ve algoritmalara ihtiyacımız olacak.
Digital Age Summit’te bize nelerden bahsedeceksiniz? Sunumunuzun ana temaları neler?
Değişen ve gelişen şehirlerin insan odaklı tasarımdan ne şekilde faydalanabileceği; şehirlerin yönetimini planlayan kurumların katılımcı teknolojiler ve açık veri sayesinde halkla nasıl daha yakın bir işbirliği kurabileceği üzerine örnekler vereceğim.
Yorumlar