Troll’ler hayatımızda artık sadece mitolojik, fantastik hikâyelerde geçen birer varlık olarak yer almıyor. Dijital bireyler olarak içselleştirdiğimiz Troll kavramının dijital literatüre girişi Usenet’teki “yeni kullanıcılar için trolleme” (Eski kullanıcıların, yeni kullanıcılara şaka yapmak amacıyla, onların ciddiyetle cevap vereceği birtakım abartılmış sorular, konular sorması) geleneğine bağlanıyor.
Troll’ler, şaka yapmak, ilgi veya takipçi toplamak, bir proje kapsamında algı yaratmak, diğer kullanıcıları kötü hissettirmek veya cesaretlerini kırmak amacıyla bazı olumsuz duyguları bulundukları alana yaymak amacındadırlar. Sebep oldukları acılar, olumsuz durumlar veya yarattıkları algı ne kadar büyükse, başarılarını o kadar büyük görürler. İnternet özgürlükleri çerçevesinde gizlilik ve anonimlik de troll’lerin bu davranışlarına izin verir. Troll’lerle iletişime geçerek onlara utanç ve merhamet hissettirmek mümkün olmadığı gibi peşine giriştikleri flaming de (kışkırtma) diğer kullanıcıları bastırmaktadır.
Troll’lerin yaptıkları şeylerin sonuçları ağır olabilir. Bir troll, kamuoyunda algı yönetebilir, kötü fikir ve önerileri yayabilir, gereksiz bir gündeme ve tartışmaya konu açabilir, kullanıcıların topluma güven duygusuna zarar verebilir. Bu davranışlar peşine sosyal bir linci de getirebilir.
Türkiye’de troll ifadesinin geçtiği ilk dava
Trollerle iletişim yoluyla mücadele mümkün olmadığından, hukukî mücadele yürütmek sonuç almaya daha yakın olacaktır. Genelde nefret söylemi, tehdit, hakaret ve itibar kaybı üzerinden cezalandırma mümkün olduğu gibi bazı ülkelerde telif hakkı trollüğü yapanlar da cezalandırılmaya başlanmıştır. Türkiye’de Troll ifadesinin ilk geçtiği dava, Twitter’da yer alan A.A. adlı sanatçı ve C.A adlı kullanıcı arasındaki davadır. Sanatçının “Abazan trollerin en neşeli saatleri bu saatler. Adamsınız, adamın dibisiniz. Sizin de işiniz zor be” yazmasıyla “Abazan” lafına alınan C.A ve arkadaşlarının, Twitter’da “A.A. abazanlardan özür dilesin” le devam eden ve A.A.’yı incitecek esprilerin de bulunduğu bir başlığa dönüşmesi, bu atışmanın basında yer alarak daha da büyümesi ve sonucunda C.A.’nın tehdit etmek suçundan 5 ay hapse çarptırıldığı dava, bu konuda bilinen ilk dava olmuştur.
Başka ülkelerdeki farklı örnekler de çarpıcıdır. Rusya’da Putin yanlısı politik yorumlar yapması için işe alınan, ancak daha sonra kovulan L.S., ‘bilgi savaşı’na dikkat çekmek amacıyla eski işverenine dava açmıştır. Böylelikle ülkede troll’lerin varlığı da tescillenmiştir. Çevrimiçi alışveriş sitesi Amazon, sahte yorumlarıyla tüketicilerin ilgili markaya yönelik algısını olumlu/olumsuz manipüle ettiğini tespit ettiği bin 114 troll yorumcuya dava açmıştır. Singapur’da, sözde hak ihlalinde bulunduğu varsayılan çok sayıda IP adresini toplayan ve bu IP adreslerinin sahiplerine uzlaşma talepleri gönderen ve para toplayan telif hakkı trollerine dava açılmıştır. Avusturya’da ise parti lideri E.G. aleyhine Facebook’ta sahte bir hesap üzerinden paylaşılan ve hakaret içeren mesajların kaldırılması istenmiş, hesaba ülke içi erişim engelleme taleplerinde bulunulmuştur. Yüksek Mahkeme sosyal paylaşım sitesinin bu mesajları dünya çapında kaldırması gerektiğine hükmetmiştir. ABD istihbaratı ise Rusya’yı, seçim öncesi Trump yanlısı içerikler paylaşan troll’lerle işbirliği yapmakla suçlayarak troll kavramını uluslararası bir boyuta taşımıştır.
Av. Gülşah Deniz Atalar
Yorumlar