Geçen ayki yazımda Google ve Facebook’un içerik üreticilerine yaklaşımlarını ele almış ve özellikle Facebook’un son dönemdeki çabalarına rağmen henüz yaratıcıları yeterince mutlu edemediğini anlatmıştım. Bu ay kaldığım yerden devam ediyorum. Google ve Facebook’un içerik üreticilerine yaklaşımlarını ele alırken bu meselede iyi bir örnek olacağını düşündüğüm YouTube’un gelir modelini kurcalayarak söze giriyorum.
Kısaca özetlemek gerekirse, YouTube üzerinde abone sayınız kaç olursa olsun yüklediğiniz video için reklam gösterme seçeceğini bir ikona basarak açabiliyorsunuz. 10 dakikanın altındaki videolarda tek reklam gösterimi oluyor, 10 dakika üzeri video içeriklerinde ise daha fazla sayıda reklam gösterilebiliyor. Telif ihlali olan video içeriklerinde ya reklam yayımlanmıyor ya da gelir telif sahibine aktarılıyor. Yakın zamanda gelen bir güncelleme ile kullandığınız görselin formatı sakıncalı bulunursa platform tarafından otomatik olarak tag’leniyor. Bunun için manuel inceleme talep edebiliyorsunuz ancak bu talebin gerçekleşmesi için videonuzun bin ve üzeri kişi tarafından izlenmiş olması gerekiyor. YouTube’un gelir modeli bu kadar basit ve içerik üreticisinden temel beklentileri bu basit kurallara uyması yönde.
Vakit harcayan, emek veren, belki bu alanda bir kariyer yapma hedefi olan biri olsanız ne düşünürsünüz? İlerlemek için hangi platformu seçersiniz? Facebook bir platform olarak genel anlamda kan kaybetmeye devam ediyor. Her ne kadar kendi ürünü olsa bile Instagram karşısında güç kaybettiği ve özellikle gençler tarafından hızla terk edildiği aşikâr. Geçtiğimiz günlerde açıklanan “haber kaynağı güncellemesi” konusundaki değişiklikler soru işaretlerini ve güvensizliği artırıyor.
Haber Kaynağı Müdürü Adam Mosseri, güncellemeyi şu açıklama ile duyurmuştu: “Facebook, insanları birbirine yakınlaştırmak ve ilişkiler inşa etmek üzere kurulmuştu. Bunu gerçekleştirmenin yollarından birisi insanları kendi Haber Kaynaklarında, arkadaşları ve ailelerinden gelen anlamlı paylaşımlarla buluşturmak. Önümüzdeki birkaç ay boyunca, insanlara önemsedikleri kişilerle daha fazla etkileşim fırsatı sunabilmek için Haber Kaynağı sıralamasında değişiklikler yapıyoruz.”
Bu Facebook’un “Haber Kaynağındaki” alan sınırlı olduğundan hareketle, aile ve arkadaşların paylaşımları ile konuşmaları tetikleyen gönderileri daha çok göstereceği, yayıncılar ve kurumların video ve diğer gönderileri gibi genel içerikleri ise daha az göstereceği anlamına geliyor. Bu güncellemeler sonrası marka sayfalarının yakın gelecekte erişim, video izlenme süresi ve trafiğinin düştüğünü göreceğiz.
Kısaca mevcut bütçelerin çok daha fazlasını Facebook’a ayırmak gerekecek.
Instagram için sahteciliğe ek bütçe, Facebook için gösterime ek bütçe derken küçük ve orta ölçekli işletmelerle birlikte, içerik üreten kullanıcıların bu platformlardan uzaklaşması, karşılarında bulacakları bir yenlik ve uyum sağlayabilecekleri yeni bir sosyal mecra işleri değiştirebilir.
Sosyal mecraların itici gücünü oluşturan influencer’ların, fenomenlerin, kullanıcıların ve hatta markaların arayışları sürüyor. Online ve offline’ı birleştiren buluşmalar ve instameet’ler oldukça revaçta. Yeni platformlarda test çalışmalarına da başlandı. 2018’de herhangi bir şey değişir mi? Elbette değişebilir.
Günün getirdikleri ve aklımızdaki soru işaretleri ne olursa olsun,
- Platformlar içerik üreticilerini dürüst ve şeffaf bir şekilde çalışmaya teşvik etmek,
- İçerik üreticilerinin en iyi işlerini üretebilmeleri için doğru ölçümleme kaynakları sunmak,
- Daha fazla içerik üretmeleri konusunda motivasyon sağlamak ve teşvik etmek
- En nihayetinde tüm bu adımların gerçekleşmesi için sorumluluk almakla yükümlüler.
Rekabet sadece kullanıcılar ve markalar arasında olmuyor, platformların da artık alternatifleri var. Üstelik kullanıcılar yenilikleri çabuk benimsiyor ve geliştirmeler konusunda yönlendirici de oluyorlar. Ürettiğiniz içeriğin türü ister metin, ister görsel ister ise video olsun alternatif bir platform üzerinden de ilerlemeyi düşünebilirsiniz.
Alternatif platformlarda rekabet daha az ve pek çok yeni fırsatlarla dolu
Örneğin WhatsApp yerine WeChat’in yaygınlaşması küçük bir adım olmasına rağmen dengeleri değiştirebilir. Çin’in en popüler mesajlaşma uygulaması olan WeChat ilk yıllarda WhatsApp’a benzer bir işleve sahipti. Ancak son zamanlarda sohbet ve sesli aramanın ötesinde, alışveriş hizmetleri, mobil ödeme gibi pek çok özelliği uygulama içerisinde toplamayı bildi. Üstelik WeChat, Çin’in ilk resmî sanal kimlik sistemi olmak üzere. Pilot uygulamanın başarılı olması, tüm dünyada WeChat’inn kullanıcılar tarafından daha hızlı benimsenip, olmazsa olmazlardan biri haline getirebilir.
Facebook’tan uzaklaşan gençlerin çeşitlilik sunan farklı bir platforma hızlıca geçiş yapacağı kimse için sürpriz olmaz. Marka sadakati düşük olan genç kuşağın platformlar için de farklı bir yaklaşım içerisinde olması beklenemez. WeChat’in yaygınlaşması için bir kaç fenomenin öncülük etmesi, gelir modeli oluşturması ve ilham verecek bir çalışma başlatması yeterli gelecektir.
Diğer bir alternatif olarak Twitch de ele alınabilir
Her ne kadar gününüzde bu platform oyun videolarının yayınlandığı alternatif bir video yayın (stream) sistemi olarak görünse bile farklı çalışmalarla gündeme gelebilir. En çok gençlerin ilgi gösterdiği platform üzerinden kullanıcılar canlı yayın yaparak para kazanabiliyorlar. Her kullanıcı platform üzerinden kanalını izleyen izleyiciyle etkileşime girebiliyor, bunun için özel olarak açılan sohbet odaları var. Kanalı ve yayını görüntüleyenler, eğer kanalınızı beğenirse size bağışta bulunabiliyor. Twitch’in ana sayfasındaki menü çubuğunda oyun firmalarının sponsor olduğu reklamlar bulunuyor. Bu yolla da gelir sağlanabiliyor. Kullanıcılar, kaç tane video reklamın kanalında oynaması gerektiğini seçebiliyor, böylelikle reklamlardan kazanç elde edilebiliyor. Ne kadar para kazandığınız ise kaç kişinin kanalınızı izlediğine bağlı olarak değişiyor. Canlı yayınların her platformda çok öne çıktığı, kullanıcıların dahil olmayı böylesi tercih ettiği günümüzde Twitch dengeleri bozabilir. Bu konuda yine birkaç fenomenin öncülük etmesi, mevcut gelir modelinden katkı sağlaması ve ilham verecek bir çalışma başlatması yeterli gelecektir.
Pazarlamacılar yatırımların geri dönüşü (ROI) ve satışlardan daha fazla sorumlu hale geldikçe 2018 yılı; gerçek zamanlı etkileşime odaklı, her aşamasında verinin daha fazla önemseneceği, influencer ve fenomenlerin gücünün artacağı bir yıl olacak. En büyük etkisi olandan en küçüğüne içerik üreticileri markaların başarısında önemli rol oynamaya devam edecek. Sürdürülebilir başarı ise titiz bir planlama üzerinden, net hedefler konarak, strateji ve hedeflemenin iyi kurgulanmasıyla ve belki yeni bir platforma geçiş ile birlikte gelecek.
Trendler geçip gider, platformlar yeni gelenlerle değiştirilebilir
Vakit ve nakdin böylesi değerli olduğu günümüzde, insanların dijital dünyada en temel ihtiyacı iletişim halinde olmak yani bağlı kalmaktır. Sosyal medya da bu iletişim ihtiyacına bağlı olarak ortaya çıkan ve gittikçe yaygınlaşan platformlar bütünüdür. Bu temel ihtiyacı karşılayamayan her platform ne kadar güçlü olursa olsun unutulmaya mahkumdur.
Sosyal mecraları benimseyenler ve trend haline getirenler, ilham vererek gelişimine katkıda bulunanlar yine kullanıcılarıdır. Bu bugünde, yarında değişmeyecek ve farklı olana, çeşitlilik sunana ek olarak “adil bir gelir modeline imkân veren platformlara” yönelim her daim sürecek.
Funda Güleç
Yorumlar