Skip to main content

Samsung için tasarımda devrim yılı olarak nitelendirilebilecek 1996’dan bu yana geliştirdiği ürünlerin en önemli odak noktası “tasarım”. Samsung, bu yaklaşımdan hareketle 2001’de, tasarım konusunda gerçek anlamda bütüncül, şirket çapında bir yaklaşım benimseyerek Kurumsal Tasarım Merkezi’ni kurdu. Şu anda Samsung’un dünya genelinde, kullanıcı deneyimi, ürün tasarımı, psikoloji ve stratejiye kadar farklı pek çok uzmanlık alanına sahip 1000’i aşkın tasarımcısı bulunuyor. Bu başarılı yapıyı yöneten isimlerden Samsung Electronics Kurumsal Tasarım Merkezi Başkan Yardımcısı ve Platform Tasarım ve Tasarım Strateji Planlama Grupları Başkanı Yongil An ile Samsung’un tasarım dünyasını ve ürün tasarımının geleceğini konuştuk.

Tasarımı Samsung’un teknoloji dünyasında nasıl konumlandırıyorsunuz?

Ürün tasarımında yeni bir çağın içindeyiz. Günümüz cihazlarına baktığımızda, estetiği aşan bir deneyimin önceliklendirilğini görüyoruz. Samsung olarak, ürün özellikleri ya da görünümlerine yenilik katmakla yetinmiyoruz. İnsanların teknolojiyle yeni şekillerde etkileşim kurmalarını mümkün kılacak ürünleri geliştirirken “Anlamlı Kılmak” anlayışıyla hareket ediyoruz. Diğer bir deyişle, tasarım yaklaşımımızı, anlamlı deneyimler yaratmak üzerine kurguluyoruz. Sadece donanım ya da kullanıcı arayüzüne odaklanmaktan ziyade, onları nasıl bir araya getireceğimize karar veriyoruz. Ruhu olan ürünleri yaratabilmemizin sırrı da buradan geliyor. En iyi tasarlanmış teknolojinin, tüketicilerin dünyasının bir uzantısı niteliğinde, onlardan esinlenerek ortaya çıktığını düşünüyor, çalışmalarımızı bu şekilde sürdürüyoruz.

Sizce ürün tasarımı tüketici eğilimlerinde ne derece önemli bir kriter?

Tüketiciler ve tüketicilerin yaşam tarzlarının, ürün tasarımındaki hareket noktası olması gerektiğine inanıyoruz. Tasarımcılar olarak bizlerin; tüketicilerin ne istediğini ve -kendileri henüz farkında olmasalar da- neye ihtiyaç duyduklarını çok iyi anlamamız gerekiyor. Samsung olarak, trendleri çok yakından ve çok dikkatli bir şekilde takip ediyoruz. Geliştirdiğimiz bütün inovasyonların arkasında, tüketicilerin yaşam tarzlarını gözlemleyerek edindiğimiz güçlü içgörülerimiz yatıyor. Bu anlayışı, teknolojik inovasyonla harmanlamak, tasarım vizyonumuzun esas noktasını oluşturuyor. Çünkü tasarım ve teknolojiyi buluşturmak önem taşıyor, şöyle ki; bir yandan çığır açan teknolojik buluşlar tasarımlarımız için ilham kaynağı olurken, tasarım içgörüleri de teknolojik inovasyonu teşvik ediyor. Bu yaklaşımımız, Samsung tasarımlarını farklı kılıyor ve yenilikçiliğimizi daima en ileri ve en üst noktada tutuyor.

Marka tarafının ve üretim kısmının yakınlaşmasında tasarımın rolü nedir?

Samsung için “Tasarımda Devrim Yılı” olarak nitelendirilebilecek 1996’dan bu yana geliştirdiğimiz ürünlerin en önemli odak noktası “tasarım” oldu. Tasarım yaklaşımımızın temellerini o dönemde attık ve zaman içerisinde tasarımın ürün geliştirme süreçlerinin temel bir parçası haline gelmesini sağladık. Tasarıma odaklanmamız, birçok yeni oluşumu da beraberinde getirdi. 2001’de, tasarım konusunda gerçek anlamda bütüncül, şirket çapında bir yaklaşım benimseyerek Kurumsal Tasarım Merkezi’mizi kurduk.

Günümüzde ise tasarımın, ürünlerimizin görünümü ve kullanıcılarda uyandırdığı histen öte, işlevsellik ve üretim süreçleriyle de ilgisi bulunuyor. Bir ürün tasarladığımızda, o ürünü anlamlı kılmak için, kullanıcılara sağlayacak değeri ortaya çıkarmayı ve benzersiz bir deneyim sunarak memnun olmalarını hedefliyoruz. Bu bağlamda, tasarımı, hem kavramsal olarak hem de üretime dair, ürün geliştirme süreçlerinin en önemli belirleyicisi olarak önceliklendiriyoruz.

Sizin hangi segmentteki ürünlerinizin satışında tasarım daha belirleyici oluyor?

Tasarım, her ürün ve her kategori için büyük önem taşıyor. Bir ürünün benimsenmesi ve gerçekten başarılı olması için, ürünün işlevselliğinin tasarımla birlikte geliştirilmesi kilit rol oynuyor. Samsung olarak, müşterilerimize premium bir ürün kullandıkları hissini vermeyi ve bunu kusursuz bir deneyime dönüştürmeyi önceliklendiriyoruz. Bu nedenle estetik tasarım ya da saf işlevselliğin ötesine geçerek, hayata değer katan tasarımlar yaratıyoruz. Tasarım vizyonumuzun temelini oluşturan etkenlerden bir diğeri de, tasarımı her pazara uyum sağlayacak şekilde optimize etmemiz. Buna “glokalizasyon” (global+lokalizasyon) adını veriyoruz. Başka bir deyişle, küresel tasarım ilkelerimizi temel alarak, ürünü, her bölgenin ya da pazarın yaşam tarzına ve tüketici kültürüne en çok uyum sağlayacak şekilde tasarlıyoruz.

Beyaz eşya, tüketici elektroniği, mobil ve diğer kategorilerde bugünün tasarım trendleri neler?

Ürünün “akıllı” olması, tasarım konusundaki en temel trendlerden biri. Gelecekte bağımsız olarak çalışan fazla cihaz kalmayacağı öngörüsünde bulunabiliriz. Tüm cihazlar, “Geleceğin Evi” konseptimizi şekillendiren bir bağlantılı cihazlar ağının parçalarını oluşturacak. Günümüzde bu ağ, bazı kesimler tarafından “Nesnelerin İnterneti” olarak tanımlansa da, bu dünyanın gelecek için vaat ettikleri bu tanımı aşar nitelikte…Teknoloji güçlendikçe ve bağlanılırlık ilerledikçe tüm cihazlarımız etkileşim kurmaya, birbirleriyle konuşmaya başlayacak ve bu durum ürünlerin tasarımını da, özellikle görünüm, işlevsellik ve kullanıcı deneyimi açısından önemli oranda etkileyecek.

Diğer bir trend, çoğu tüketici elektroniği ürününün, işlevsellikten çok daha fazlasını sağlamak zorunda olduğu gerçeğidir. Tüketiciler evleri ile, kendi estetik anlayışlarını yansıtmayı ve işlevselliği, duygusal çekicilikle dengelemeyi arzu ediyor. Bu istek, akıllı telefonlardan çamaşır makinelerine kadar bütün tüketici elektroniği ürünlerini kapsıyor. Tam da bu noktada Samsung olarak “Anlamlı Kılmak” prensibiyle benimsediğimiz tasarım yaklaşımımız, müşterilerimizin ürünleriyle duygusal bir bağ kurmalarını mümkün kılıyor. Burada önemli olan; ürünün çalışma biçimi ya da görüntüsünün ötesinde, tüketicilerimizin hayatına doğrudan uyum sağlayan ve günlük hayatlarını zenginleştiren ürünler sunabilmek.

Tasarım ekibinizden bahsedebilir misiniz? Kaç kişilik bir ekibiniz var? Nasıl bir çalışma disiplininiz var?

Tasarıma verdiğimiz önemin bir göstergesi olarak Samsung organizasyonunun tüm birimlerinde pek çok tasarımcı görev alıyor. Şu anda dünya genelinde, kullanıcı deneyiminden ürün tasarımına, psikoloji ve stratejiye kadar farklı pek çok uzmanlık alanına sahip 1000’i aşkın tasarımcımız bulunuyor. Bu çeşitliliğin, Samsung’un tasarımda inovasyon vizyonunu pekiştiren en önemli etken olduğunu belirtebiliriz. Seul’daki genel merkezimizde bulunan tasarım merkezimize ek olarak; Londra, San Francisco, Şangay, Tokyo ve Delhi’de olmak üzere toplam 6 tasarım merkezimiz bulunuyor. Her bir tasarım merkezi, bölgesel tasarım trendlerini ve tüketici içgörülerini saptamanın yanı sıra, pazara özel tasarım dilleri geliştiriyor. Bu yaklaşım Samsung ürünlerinin globalin yanı sıra, yerel pazarlarda da elde ettiği başarıda kilit rol oynuyor.

Sizce ürün ve kategori bağımsız geleceğin tasarımlarında belirleyici unsurlar neler olabilir?

Ürünlerimizin tasarlanmasında, tüketicilerin hayatına dokunmayı ve onlara gerçekten fayda sağlamayı esas ilkemiz olarak kabul ediyoruz. Amacımız, ürünlerimiz ve teknolojimiz ile insanların deneyimini çok daha etkili ve kapsamlı kılmak… Tasarım bu amacı gerçekleştirirken sahip olduğumuz en etkili araç; çünkü tasarım anlayışımız sayesinde teknolojiyi çok daha doğal ve çok daha sezgisel hale getiriyoruz. Teknolojiyi insanların hayatına çok daha fazla yakınlaştırarak, karmaşıklıktan uzaklaşmak mümkün. Bu doğrultuda Samsung’un teknoloji vizyonunu; teknolojiyi daha eğlenceli, daha güzel, daha pratik ve çok daha anlamlı bir şekilde sunmak olarak özetleyebiliriz.

Tasarım da, inovasyon gibi, sürekli değişim gösteren, dinamik bir yapıya sahip. Faaliyet gösterdiğimiz bütün alanlarda değişime öncülük etme misyonumuz ile, müşterilerimizin hayatlarını daha anlamlı kılmak üzerine sürekli düşünüyor ve bu konuda sınırlarımızı zorluyoruz. Attığımız bütün adımların arkasındaki itici güç ise; büyük bir buluş daha yapmak ve oyunun kurallarını değiştirecek büyük bir değişime imza atmak.

“Tasarım yaklaşımımızı, anlamlı deneyimler yaratmak üzerine kurguluyoruz” yazısının kısa versiyonu,  Digital Age Kasım 2014 sayısında kapak dosyasında yer alıyor.