WhatsApp herkesin en fazla kullandığı mesajlaşma kanallarından birisi haline geldi ve mesajlaşma sayısı birçok kanalı geçti. Birebir mesajlaşmaların yanı sıra işleri daha hızlı takip edebilmek için beraber iş yapanların içinde olduğu WhatsApp grupları da artınca mesaj sayıları inanılmaz boyutlara geldi. İşte bu aşamada insanlar zaten her kanaldan mesaj bombardımanı altında olduğundan bu gruplardaki mesajlara sadece göz geçirmeye ve çoğunlukla önemli şeyleri gözden kaçırmaya başladı. Bu seferde hayatımızı kolaylaştırmak için ortaya çıkan teknolojik gelişmeleri yönetmek için başka teknolojilere ihtiyaç duyulmaya başlandı, bu da garip bir durum ortaya çıkardı. Peki bu durumu yönetmek için ne yapmalıyız; belli kurallar mı koymalıyız, kişi sayısını mı kısıtlamalıyız veya alt gruplar açarak ilgili konunun ilgili yerde konuşulmasını mı sağlamalıyız?
Şu anda e-ticaret, dijital dönüşüm, pazarlama gibi konuların konuşulduğu 5-6 grupta yer alıyorum, bunun dışında birde 7-8 adet arkadaş gruplarım var. Kimisi 3 ayda bir buluşulan bir ekipten oluşuyor, kimisi askerlik arkadaşlarımdan, kimisi ise üniversite arkadaşlarımdan. Hepsine tek tek baktığımda hem grubun oluşma sebebinden hem de içindeki insanların tarzından dolayı hiç kural koymadan hatta grubun kurucusu hiçbir şeye müdahale etmeden grupların kendiliğince ilerlediğini görüyorum. Mesaj sayıları abartı değil, kimin ne dediği gayet net anlaşılıyor ve bir şey yapılması gerekiyorsa da yapılıyor. İşle alakalı gruplara baktığımda ise genelde iş dışında paylaşım olmuyor. Reklam yapan veya uygunsuz mesaj gönderen kişi önce grubun kurucusu tarafından uyarılıyor, ikinci kez olduğunda ise bir açıklama istenmeden gruptan çıkartılıyor. Bazen grup üyelerinin çocukları cep telefonlarını ellerine alınca her türlü mesajı gönderebiliyor, bu tip durumlarda ilgili kişi açıklamasını yapıyor ve her şey aynen devam ediyor. İş gruplarında insanların bir takım konuları sorması, diğer insanların deneyimlerinden örnekler vererek cevap vermesi ise çok faydalı oluyor çünkü başka yerlerde bu kadar samimi ve yaşanmış hikayeleri duymak pek kolay olmuyor. Zaten bu tip gruplardan fayda sağlayan üyeler çok dikkatli davranıyor böylece grup ile ilişkilerini devam ettirebiliyorlar. Bazen bazı gruplarda konular çok monotonlaşıyor işte bu tip durumlarda grup kurucusunun yeni bir konu başlığı açmasını bekliyorsunuz. Bence grubu kuran kişi nasıl olumsuz durumlarda müdahale ediyorsa bu tip durumlarda da gerekeni yapmalı diye düşünüyorum.
Geçen ayın başında TED Ankara Kolejinden 1994 senesinde mezun olan arkadaşlarımızın içinde olduğu TED 94 Mezunları adında bir grup kurdum ve buradaki tecrübelerim sonrasında bu yazıyı yazmaya karar verdim. Gruba en başta 120-130 kişi ekledim ama herkes ışık hızıyla diğer arkadaşları ekleyince daha bir saat olmadan 256 sınır sayısına geldik. Sanki herkes bu anı bekliyormuş gibi deliler gibi mesaj atmaya başladı ve grup kurulduktan 20 gün içinde ikisi Ankara’da birisi İstanbul’da buluşmalar yapıldı. 20 sene içinde bugüne kadar sadece 7-8 buluşmayı organize edebilen ben bunları gördükçe inanılmaz seviniyorum ve bunda WhatsApp’ın payının yüksek olduğunu düşünüyorum. Önceden hep Facebook üzerinden duyurduğumuz bu etkinliklere geri dönüşüm çok hızlı olmazdı ama WhatsApp sayesinde buluşma yerinden tarihine kadar herkesin katılımıyla en hızlı ve en demokratik şekilde karar verebiliyoruz, bu da etkinlik ve katılımcı sayısını doğal olarak artırıyor.
Bu işin formülü yok
Herşey güzel giderken zamanla azalır dediğimiz mesaj sayısı her gün artmaya başlayınca bazı sıkıntılar yaşanmaya başlandı. Artık bu kadar mesajın okunması imkansız hale gelince ve önemli konular gözden kaçmaya başlayınca gruptan ayrılanlar olmaya başladı. Durum böyle olunca da internette araştırma yaptım, etrafımdaki insanlarla konuştum ve en önemlisi benim de ait olduğum gruplardaki yazışmalara, işlerin nasıl ilerlediğine ve konan kurallara tekrardan baktım. Aslında bizde bazı kurallar koymuştuk; mesela günaydın demek, karikatür göndermek, futbol tartışması yapmak, siyaset konuşmak vs gibi şeyler yapılmayacaktı ve çoğunlukla da bunlara uyuldu. En büyük sorun sınıf ortamındaki gibi birebir mesajlaşmanın artması ve her konunun konuşulmasıydı. Olay bu boyuta gelince alt gruplar açılmaya başlandı ve bu sefer de 10’a yakın alt grup oldu. Borsa, Çay Severler, Anneler vs gibi kendine has gruplar ortaya çıkarken buralarda da gene asıl konudan sapmalar yaşandığını gördük. Bu kadar mesaj yoğunluğu içinde herkesin hayatını kolaylaştıran şey ise bir arkadaşımızın gönüllü olarak günün özetini paylaşması oldu ama hâlâ herşey tam anlamıyla yerine oturmuş değil. Bu arada internette yaptığım araştırmalarda bazı ülkelerde WhatsApp gruplarındaki paylaşımların hukuki sorumluluğunun grup yöneticisine ait olması yönünde yasaların çıkmaya başladığını gördüm. Tahmin ediyorum buna benzer yasalar ülkemizde uygulansa ortada WhatsApp grubu kalmazdı, o da hoş olmazdı sanırım.
Son zamanlardaki deneyimlerime baktığımda aslında bu işin bir formülü olmadığını gördüm. İş gruplarında sıkı kurallar konabiliyor ve fayda sağlayan bir grup ise buna herkes uyuyor ama arkadaş gruplarında bunu yapmak pek mümkün olmuyor. Bu tip gruplarda konuşulması yasak konuların belirlenmesi, ikili yazışmaların grup dışında yapılması ve tartışılan konunun dışına çıkmadan yorumların yapılması sanırım grupların daha keyifli ve okunabilir olmasını sağlayacaktır.
Murat Erdör / Dijital Dönüşüm Danışmanı
Yorumlar