Eğlence sektörüne katkı sağlamak amacıyla Uru Group tarafından yaptırılan araştırma, Bahçeşehir Üniversitesi Kreatif Endüstriler Merkezi (BAUKEM) tarafından gerçekleştirildi. BAUKEM Müdürü Prof. Dr. Haluk Gürgen koordinasyonunda Türkiye’de bu alanda yapılan ilk çalışma olma özelliğine sahip araştırma, İstanbul başta olmak üzere İzmir, Çeşme, Bodrum, Eskişehir ve Ankara’da sektörün önde gelen isimleri ve eğlence sektörünün profesyonel isimleriyle görüşülerek sonuçlandırıldı.
İnteraktif eğlence: “Sanal dünya” ile “gerçek” hayat birleşiyor
Türkiye Kültür, Sanat ve Eğlence Trendleri Araştırması, dünyadaki ve Türkiye’deki yeni eğlence eğilimlerine ilişkin önemli bulgular içeriyor. Ortaya çıkan sonuçlardan ilki eğlence anlayışının büyük ölçüde değiştiğini gösteriyor. Araştırmaya göre bu değişimin en önemli sebebi ise dünyadaki çeşitlenmiş ve daha çok bireyselleşmiş yaşam tarzının, eğlence eğilimlerini etkilemesi. BAUKEM Direktör Yardımcısı Volkan Aytar bu durumu şu şekilde açıklıyor: “Yaşam tarzlarının değişimi, farklı müzik tercihlerine ve eğlence anlayışlarına yönelik alternatiflerin artmasına sebep oluyor. Sonuçlar, insanların kendilerini daha ‘özel’ ve ‘biricik’ hissettikleri mekânlara yöneldiğini ve özel deneyimler yaşamak istediklerini gösteriyor. Günümüz yaşamının bir parçası haline gelen sanal dünya ve sosyal medya kullanımının insanları ‘içeriye’ çektiği iddia ediliyor. Fakat araştırma gösteriyor ki, ‘interaktiviteyi’ ve ‘deneyim ekonomisini’ ön plana çıkaran eğlence mekânları ve formları başarıyı yakalıyor.”
Araştırma, bu tespitlerin Türkiye’de de geçerli olduğunu ortaya koyuyor. Volkan Aytar, “İnsanlar sanal dünyada haberleşiyor, eğlenmek için ise hâlâ gerçek mekân ve insanlara ihtiyaç duyuyor. Eğlence mekânları da o sanallığı, farklı deneyim hissini ve interaktiviteyi vermeye çalıştıkları ölçüde başarılı oluyor” diyor ve ekliyor: “İnsanların sanal dünya ile sokaktaki eğlence hayatlarını birleştirdiklerini tespit ettik. Tüketici farklı ve bütün bir deneyim yaşamak ve interaktif olarak kendisinin de eğlencede yer aldığını görmek istiyor.”
Küresel eğilim ve yerel unsurları harmanlayan şehir: İstanbul
İstanbul’un dünya eğilimlerini takip etmekte çok başarılı olduğunu söyleyen Aytar, “İstanbul hem küresel trendleri çok başarılı bir şekilde izliyor, hem de trendleri Türkiye yerelliği ile çok ilginç ve melez tarzlarda harmanlıyor. Bu anlamda kendine has bir eğlence modeli var” ifadesini kullanıyor. Ancak Aytar şunun noktanın da altını çiziyor: “İstanbul’da yeni olanın gereğinden çok abartılması ama bunlardan da çok çabuk sıkılma durumunun yaşanması söz konusu. Yeni olana çok büyük bir açlığımız var ama bunları çok hızlı tüketiyoruz ve yine çok hızlı bir şekilde bunlardan vazgeçebiliyoruz. Bu da kalıcı olmayı zorlaştırıyor”.
Eğlence hayatı son 10 yılda değişti
Araştırmaya göre son 10 yılda Türkiye’deki eğlence anlayışı değişti. Yapılan çalışma, sosyo-ekonomik konum, gelir düzeyi, statü, etnik-dinsel-yaşam tarzı farkları ile tüketici grupları giderek çeşitlendiğini gösteriyor. BAUKEM Direktör Yardımcısı Volkan Aytar’a göre, “Eskiden sert bir kutuplaşma varken şimdi insanlar birbirlerinin yaşam tarzlarını anlamaya daha çok çalışıyor.” Öte yandan, ekonomik farkların önemli bir ayrım noktası olmaya devam ettiği de çıkan sonuçlar arasında. Bilet fiyatları, giriş ücretleri ya da eğlence mekânlarının kapısındaki güvenlik görevlilerinin “seçici” tavrı kimi grupların dışarıda kaldığını gösteriyor. Kadınların, gençlerin ve muhafazakârların daha sık ve daha fazla özgüvenle eğlence hayatına girmeleri önemli dönüşümler arasında sayılıyor.
Türkiye’de kimler eğleniyor?
Yapılan araştırmanın sonuçlarına göre, Türkiye’de her sosyo-ekonomik gelir ve statü grubundan, her etnik, dinsel ve bölgesel arka plandan insan eğleniyor. Eğlence eğilimler de bu gruplar tarafından belirleniyor. Özetle;
• ‘Jet-set’ diye tabir edilen üst gelir grubunda bulunan kişiler,
• Bu grubun daha ortalarında yer alan, batılı eğlence biçimini tercih eden iş dünyası mensupları,
• Daha yerel-geleneksel denebilecek eğlence tercihlerine sahip olanlar,
• Üst-orta sınıfın çeşitli kademelerinde bulunan, finans-bankacılık gibi sektörlerde ya da medya, reklamcılık, sanat gibi yaratıcı endüstrilerde çalışan gruplar,
• Orta sınıfta bulunan, gelir düzeyi görece daha düşük olmakla birlikte, “bohem-burjuva” tabir edilen yaşam tarzına sahip olanlar,
• Gençler,
• Tüketimden kaçmayan ve modern yaşam tarzlarına yaklaşan muhafazakâr gruplar
• Kendi eğlence tarzlarını yaratan etnik-dinsel gruplar.
İstanbul’da yükselen eğlence noktaları
Araştırma, İstanbul’un eğlence haritasını da çıkarıyor. Semt semt eğlence modellerinin gösterildiği çalışmaya göre, Galata-Karaköy-Tünel üçgeni, İstanbul gece hayatının ön plana çıkan önemli bir eğlence aksını oluşturuyor. Karaköy’de yeni açılan mekânlar bunun önemli bir işareti olarak görülüyor. Galataport-Salıpazarı projesinin ilerlemesiyle, Karaköy-Kabataş hattına kadar bu eğilimin yayılması bekleniyor. Volkan Aytar, “Dolmabahçe-Maçka hattının Nişantaşı-Teşvikiye’de tarihsel olarak zaten güçlü olan eğlence odağına bağlanacağını da öngörmek çok zor değil” diyor. Aytar’a göre, Anadolu yakasında Kadıköy Çarşı ile Bağdat Caddesi eğlence aksları mevcut. Beyoğlu her zamanki önemini koruyor ve Talimhane Projesi’nden sonra Tarlabaşı projesi de Beyoğlu’nu çok genişletecekmiş gibi gözüküyor. Boğaz’ın iki yakasındaki sahil hattının da şimdikinden daha da ön plana çıkması çok muhtemel. Bakırköy-Florya hattının daha da genişleyip yayılması mümkün.
İstanbul farklı semtlerinde ilginç mekânlar açılıyor
Sosyo-ekonomik gelir anlamında daha “peripheral” yani “çevre” özellikleri gösteren diğer semtlerde çok ilginç ve yerel mekânlar açılıyor. Akar, “Lise gençliğine yönelik ve gündüzleri akşama dek açık dans kulüpleri, göç eden grupların ilgi gösterdiği türkü barlar gibi oluşumları Gaziosmanpaşa gibi semtlerde görüyoruz” bilgisini veriyor.
Nargile kafeler ise hemen her semtte mevcut ve alkol kullanmayan daha muhafazakâr müşteriye önemli sosyalleşme / eğlenme imkânları sunuyor.
Yorumlar