Skip to main content

Robotik cerrahide gelecekte bizi neler beklediğinin cevabını Silikon Vadisi’nde da Vinci robotunun bulucusu Dr. Frederic Moll’in Auris Health şirketinde yeni algoritmalar yazan Dr. Elif Ayvalı ile ararken, robotik cerrahide zor vakalara müdahale eden Üroloji uzmanı Prof. Dr. Hasan Biri ile uygulama sürecinde daha önce sorulmamış soruların yanıtını aldık.

Gelişen teknoloji ile birlikte gelecekte robotik cerrahide bizi neler bekliyor?

Elif Ayvalı: Günümüzde cerrahi robotlar genel cerrahi, kalp cerrahisi, üroloji ve ortopedik cerrahide kullanılıyorlar. Cerrahlar robotların kollarına takılan enstrümanları uzaktan yüksek hassasiyetle kontrol edebiliyorlar. Esnek, anatominin kıvrımlarının şeklini alabilen enstrümanların geliştirilmesiyle ağız boşluğu, rektum ve vajina yolu gibi doğal açıklık cerrahisi alanında robotların kullanımı artacak.

Yapay zekanın etkisini robotik cerrahide de görecek miyiz?

EA: Yapay zeka alanındaki gelişmelerle birlikte, medikal cihaz ve robot firmaları dijital cerrahiye odaklandılar. Yapay zeka algoritmaları medikal görüntüleme alanında kullanılmaya başlandı bile. Örneğin, tomografiden tümör ve anatominin üç boyutlu şeklini oluşturan programlar yapay zeka algoritmalarını kullanıyor. Robotun sensörleri ve kameraları ile toplananlar veriler aracılığıyla cerrahların ve yapılan ameliyatın performansı incelenebiliyor. Yapay zeka alanındaki gelişmeler ise robotların zeki asistanlara dönüşmesini sağlayacak.

Robotların doktorların özellikle de cerrahların yerini alacağı gibi bir düşünce var. Bu gerçek olacak mı?

EA: Bu sorunun cevabı ameliyata göre değişebilir. Yapay zeka geliştirmek için, çok fazla veri elde etmek gerekiyor. İnsan vücudunun içinde robotun milyonlarca saatlik deneme yanılma yaparak veri toplamasının önünde yasal engeller var. Teknik açıdan bakacak olursak; robotların dikiş dikme gibi dokuyu manipüle etmeyi gerektiren işlemleri otomatik yapmaları için çalışmalar var. Fakat bu çalışmalar hala laboratuvar ortamında ve birçok varsayım altında çalışıyor.

Cerrahi robot geliştirme aşamalarını kısaca anlatabilir misiniz?

EA: İlk aşama beraber çalıştığımız cerrahların ameliyatlarına girip prosedürü, eksikleri anlamak ve tasarım gerekliliklerini tanımlamak. Sonrasında nasıl bir robot, enstrüman ya da sensör tasarımının istenilen kriterlere uyacağını belirleyip, robotun ameliyathanede nerede yer alacağını ve nerelere erişmesi gerektiğini belirlemek. Bir sonraki aşama robotun gerekilen işlemi yapabilmesi için kontrol ve navigasyon algoritmalar geliştirmek, cerrahide kullanılan medikal görüntüleme ve kamera sistemlerini entegre etmek. Sonraki aşama prosedürün risklerini belirlemek ve kategorilemek. Geliştirilen teknolojinin kadavra ameliyatları ve klinik testlerle ile risk kategorisine göre yüze 90 ya da 95 verimle çalıştığını ispat etmek. Bütün bu aşamalarda düzenli olarak danışman hekimlerle ameliyatlara girip, onlardan gelen yorumlara göre yeni algoritmalar eklenir ve ara yüz kullanıcının ihtiyaçlarına göre geliştirilir. En son aşaması ise ürünü piyasaya sürebilmek için Sağlık Bakanlığı’na kanıtlarla resmi başvuru yapmak.

Robotik cerrahi ile birlikte ameliyat masasındaki hasta ile aranıza bir cihaz giriyor. Dokunma hissinizi kullanamıyorsunuz ve ameliyat bölgesine ufak bir kameradan bakıyorsunuz. Bu zihinsel algılamalarınızı nasıl değiştiriyor?

Hasan Biri: Teknolojinin tıpta ilerlemesi ile robotik cerrahi günümüzde sıklıkla kullanılmaya başladı. Robotik cerrahi özellikle üroonkolojik cerrahilerde cerraha çok ciddi avantajlar sağladı. Tabi robotik cerrahiden önce bu ameliyatları uzun süreler açık veya laparoskopik olarak yapıyorduk. Bu yöntemler ile cerrahi uygulanacak bölgenin anatomisi ve yapısı cerrahi tecrübelerimiz ile robotik cihazın 3 boyutlu görüntü kalitesi ile harmanladığımızda robotik cerrahide mevcut olmayan dokunma duyusu eksikliği zihinsel veya cerrahi algımızda ciddi bir problem oluşturmadı.

Ne kadar süre eğitim almak gerekiyor ve nasıl bir eğitimden geçiliyor?

HB: Robotik cerrahi kullanımına hak kazanmak için üretici firma ile bu konuda uzman doktorların iş birliği ile yapılan robotik cerrahi sertifikasyon kursları düzenleniyor. Bu kursların süresi yaklaşık bir hafta olup kursta robotik konsolun nasıl kullanıldığı, cerrahi kolların hastaya nasıl entegre edildiği, görsel simülasyonlar ile cerrahi kolların nasıl kullanıldığı ve ana cerrahi prensipler katılımcıya aktarılıyor. Daha sonraki dönemde sertifika sahibi cerrah robotik sisteme entegre simülasyonlar ile cerrahi robotik cerrahi yeteneğini ve algısını geliştirerek gerçek bir robotik cerrahi ameliyatına hazır hale geliyor.

Robotik cerrahi ile birlikte cerrahi yeteneğin tanımı değişti mi?

H.B: Aslında tam olarak cerrahi yetenek değişti demek doğru olmaz ama teknolojinin tıp dünyasında hızla ilerlemesi ile uzay teknolojisi olan robotik cerrahi sisteminin avantajları cerrahi başarımızı olumlu yönde değiştirmeye başladı diyebiliriz.

Günümüzde cerrahi robotların karar verme mekanizmaları yok. Gelecekte bu değişebilir mi?

HB: Öncelikle bir cerrahın yetişme ve tecrübelenme sürecini düşündüğümüzde bu sürecin çok zorlu olduğunu görürüz. Bir cerrahın yetişme süresince edindiği tecrübeler ameliyat esnasında 5 duyu organı ile oluşturduğu verilerin sık tekrar ile beyinde yerleşmesi ile oluyor. Robot yapısının bu tecrübeye yaklaşması için insan vücudu üzerinde çok fazla dijital veri elde etmesi ve belki de milyonlarca saat denemeler yapması gerekiyor. Bu nedenle yakın gelecekte robot zekasının buna çok yeterli düzeyde olabileceği kanaatinde değilim. Ancak teknolojik ilerleme hızını düşünürsek günün birinde robotların zeki asistanlar olabileceği günler olacağını düşünüyorum.

Robotlara asistanlarınız kadar güvenebilmeniz için ne görmeniz gerekir?

HB: Robotik cerrahi esnasında robot asistanında bu şekilde cerrahi akış esnasında yapılması gereken asistansı öğrenerek veya ana cerrahin onayına sunarak yapabileceği bir sistem geliştirilir ise ileri dönemlerde tercih edilebilir bir yaklaşım olabilir. Ancak her cerrahi prosedür ana esasları ile aynı olsa da her hastadaki anatomik varyasyonlar olabileceği göz ardı edilmemeli, robot asistanların bu anatomik varyasyonlara karşı hazırlıklı olması gerektiği unutulmamalı.

Esra Öz, Bilim ve Sağlık Habercisi