Skip to main content

Konu mobil ödeme olunca asıl zorluk, kusursuz müşteri deneyimini yaratırken, o deneyimin sonunda müşterileri daha sadık hale de getirebilecek çözümü sunabilmekte. Hangi yazılım ya da donanım mobil ödeme için herkese hitap edebilecek bir çözüm bulabilecek ve aynı zamanda son kullanıcıları bu yöntemi kullanırken sadık hale getirecek?

Edgar, Dunn & Company tarafından yürütülen son araştırmada, katılımcıların mobil ödeme konusundaki tespitleri kayda değer: “Mobil ödemeye kimin ihtiyacı olsun ve neden böyle bir iş modeli işe yarasın ki?”. Araştırma için düzenlenen Advanced Payment Reports anketi, ayrıca bu alanda çok fazla oyuncu olduğunu ve güvenlik konularının halen büyük bir sorun olmaya devam ettiğine işaret ediyor. Ancak, hepimizin de şahit olduğu gibi müşteri deneyimi, son bir kaç yılda tahminlerden çok daha hızlı bir şekilde evrildi. Şöyle bir dönüp geriye baktığımızda, hiç bir anket ya da tüketici araştırmasının 2001 yılında mobil ödemenin hayatımızda yaratacağı köklü değişimden söz etmediğini görebiliriz.

Bugünün tüketicileri, artık ceplerinden nakit para çıkarıp ödeme yapmayı ve karşılığında verilen bozuk paraları cüzdanında ya da cebinde taşımayı istemiyor. Bugünün mobil dünyasında, her an hareket halindeyiz ve tüm işlerimizi olabildiğince çabuk bir şekilde halletmek istiyoruz. Ama, ‘mobil ödeme‘ diye nitelendirilen seçenekler de aslında bazen cüzdanımızdan kredi kartımızı çıkarıp ödeme yapmaktan çok daha zor ve stresli bir şekle bürünebiliyor. Akıllı telefonların en kolay çözümü sunmasını isterken, bir yandan da yaşadığımız deneyimin bir o kadar kusursuz olmasını istiyoruz. Öyle bir çözüm olsun ki, basit güvenli ve kullandığımız takdirde bizi ödüllendiren bir şekilde hayatımıza değer katsın istiyoruz.

Ödeme sistemleri arasında çekişme sürüyor

Teknoloji tarafındaki gelişmelere baktığımızda, NFC, QR Code/2D Barkod, Bluetooth ya da bulut tabanlı ödeme sistemleri arasında bariz bir çekişme olduğu aşikâr. İşletim sistemleri tarafında iOS pazar lideri olsa da Android bazlı sistemler giderek yaygınlaşıyor. Ancak Apple cihazlarının içine NFC entegrasyonu yapmayacağını belirtiyor. PayPal ve Apple, bulut – tabanlı çözümleri desteklerken, ayrıca Bluetooth Low Energy (BLE) teknolojisini de yadsınmayacak bir şekilde gündemine sokuyor. NFC tabanlı çözümler için yoğun bir destek gözükse de, donanım masrafları özellikle EMEA bölgesindeki küçük işletmeler ve büyük perakende firmaları için bile büyük bir soru işareti olarak duruyor. Bu nedenle, Japonya dışındaki ( NFC teknolojisinin ana vatanı), Asya – Pasifik bölgesi ülkeleri ( örneğin , Singapur , Malezya ) ve EMEA ülkelerinde ( örneğin , Fransa , Almanya , Türkiye , Ukrayna ) NFC kullanımı henüz çok sınırlı.

NFC’de olduğu gibi bir çip entegrasyonu gerektirmeyen QR Kod tabanlı mobil ödeme sistemleri ise yaygınlığını koruyor. Business Insider’ın haberine göre Starbucks’ın mobil ödeme ve sadakat uygulaması programı ABD’de haftalık toplam 5 milyon işlem ile ortalama 10 milyon müşteri tarafından kullanılıyor. Bu uygulama kusursuz müşteri deneyimi ve gelişmiş sadakat uygulamalarına uygun bir QR Code çözümünün mümkün olabileceğini de kanıtlamış durumda. Starbucks, Square Wallet ile yapmış olduğu anlaşma ile de 6 bin 500’in üzerinde şubesinde ödeme yöntemini daha da kolaylaştırmış oldu. Almanya menşeli iPAYst uygulaması ise sunmuş olduğu QR tabanlı mobil ödeme sistemiyle son kullanıcılar için umut verici çözümler üreteceğe benziyor. Uygulama, en üst seviye güvenlik sistemleri ile donatılmış ve her türlü fiziksel kartı cüzdanda taşımaya son verecek gibi duruyor. Aynı zamanda müşteriler ve dükkân sahipleri için sosyal medya, kupon ve sadakat programlarını bütünleştirerek büyük bir değer yaratacağa benziyor.

Bluetooth Smart tabanlı uygulamaların da avantajları azımsanmayacak nitelikte. Shopkick gibi uygulamalar hali hazırda Target, Best Buy ve JC Penny gibi ABD’deki birçok büyük perakende firmasında entegre olarak kullanılıyor. Sadece mağazada ‘roaming’ yaparak alışverişte sayısız fayda ve indirim sunması, son kullanıcı tarafında büyük ilgiyle karşılanmış durumda. Perakende mağazaları özellikle mobil ödeme ve sadakat konusunun birlikte sunulması gerekliliğinin üzerinde giderek daha fazla duruyor.

Ödeme sistemlerinde müşteriye yalın bir deneyim sunulmalı

Akıllı telefonlar dünyasındaki çekişme sürerken, bazı start- up’lar da kendi donanım çözümlerini sunuyorlar. Şu an sadece ABD’de faaliyet gösteren Coin, tüm teknolojisi içine gömülü, ‘Geleceğe Dönüş’ filminden fırlamış kart görünümlü bir cihaz. Tüketicilerin tüm kartlarını bu elektronik-karta tanımlamaları ve kasadaki POS cihazından geçirmeleri yeterli. Fiziksel kartlarınızı bu cihaza tanıtabilmek adına bir akıllı telefona ihtiyacınız var ama en azından her bir restorana ya da alışveriş merkezine girdiğinizde bir uygulamayı telefonunuza indirmek gibi bir zorunluluğunuz olmuyor.

Herkes mobil ödeme uygulamaları için en iyi çözümü arayadursun, Yankee Group Araştırma Direktörü Sheryl Kingstone’ın yorumu aslında bu arayışın cevabını verir nitelikte: “Mobil ödemenin QR kod tabanlı, Beacon bazlı ya da NFC teknolojisi ile yapılıyor olmasının pek bir önemi yok. Asıl önemli olan, müşteri deneyiminin sonunda bir değer yaratabilmek. Sipariş vermekten başlayıp, ödemeye ve ödüllendirmeye giden süreçte, müşterinin yaşadığı deneyimin olabildiğince sekteye uğratılmamaması ve müşterinin yorulmaması gerekiyor. En önemlisi, müşteriye yalın ve engelsiz bir deneyim yaşatılabilmeli.”

Ketchup Loyalty Agency Kurumsal İletişim Direktörü Altan Bulur’un ‘Mobil ödeme hayatımızda peki, ya sadakat?’ başlıklı yazısı Digital Age Haziran 2014 sayısında yer alıyor.

Görsel: thinslices.com