Milyarlarca kan hücresi arasından nadir bulunan kanserli hücreler tespit edilebilen mikroçipli kan testi kanserle mücadelede sağlık teknolojileri alanında yapılan çalışmalar içerisinde son dönemlerdeki en heyecan verici uygulamalardan biri olarak dikkat çekiyor. Bu test ile doğru hastaya, doğru ilaç, doğru zamanda verilerek boşa ameliyat ve biyopsi yapılmıyor. Yapılan kan testinin yaklaşık 2 saat sonra sonuçları hazırlanıyor.
Yakın gelecekte kanserde erken teşhis, iğneli biyopsi olmaksızın bu teknoloji ile mümkün olacak. Mikroçipli kan testinde, 2 milyondan fazla hücreye bir saniyede bakıp kanserli hücreler teşhis edilebiliyor.
Kanserle mücadeleyi yeni bir boyuta taşıyan mikroçipli kan testi alanında çalışmalar yapan dünyanın pek çok yerinden bilim ve tıp insanları arasında çok başarılı bir Türk de var. Tüm dünyanın çalışmalarını hayranlıkla takip ettiği Prof. Dr. Mehmet Toner’den bahsediyorum. Nanoteknoloji, doku mühendisliği ve biyokoruma alanlarındaki çalışmalarını ABD’de sürdüren Prof. Dr. Mehmet Toner, doğum öncesi genetik bozukluklar, bulaşıcı hastalıklar ve erken kanser tanısına yarayan mikroelekromekanik cihazın buluşu ile ABD’nin en saygın kurumlarından Ulusal Mühendislik Akademisi’ne (NAE) seçilmiş bir isim. Kanser üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Eğitim Hastanesi Cerrahi Profesörü, Massachusetts General Hastanesi Biyomikroelektromekanik Sistemleri Merkezi Direktörü olan Prof. Dr. Mehmet Toner, aynı zamanda Boston Shriners Çocuk Hastanesinin Araştırma Direktörü. Prof. Dr. Mehmet Toner’in yaptığı başka bir testin Ar-Ge süreci için doktorlar, küresel sağlık uzmanları, fizikçiler ve mühendislerden oluşan bir ekip ve kaynak sınırlı bölgelerdeki bakım noktasında HIV / AIDS’i izlemek için bir mikroçip geliştirdi. Parmaktan alınan kandan bakılan testin ticarileştirilme çalışmaları halen sürüyor. Nature, New England Tıp Dergisi, Science, Nature Biyoteknolojisi, PNAS ve The FASEB Journal gibi dünyaca ünlü bilimsel dergilerde 300’den fazla yayını bulunan Prof. Dr. Toner’in 50’den fazla patenti mevcut.
Biyomedikal mühendislik katkıları, çok disiplinli araştırmaların veya geniş kapsamlı klinik ve ticarî etkileri olan yakınsama biliminin parlayan örneklerini temsil eden Prof. Dr. Mehmet Toner’ın akademik bilim kariyerine baktığımızda çok ilginç dönüm noktaları karşımıza çıkıyor. Tıp okumak istese de, İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği bölümünü kazanan Toner, üniversite hayatı boyunca laboratuvarlardan çıkmadı, biyomedikal mühendislik üzerine araştırmalar ve deneyler yaptı. Tıbba olan ilgisi, tıp teknolojisinde devrim niteliğinde bir çalışmaya imzasını atmasını sağlayacaktı. Üniversiteyi bitirdikten sonra akademik kariyerini sürdürmek için ABD’ye gittiğinde İngilizce bilmemesine rağmen Yale, Brown, MIT ve Michigan gibi saygın üniversitelere başvurdu. Yale Üniversitesi’nden tam burslu kabul almasına karşılık MIT’de o dönem yeni başlayan biyomedikal mühendislik üzerine araştırma yapmayı tercih etti.
Yardımcı doçent olarak, MIT’nin Tıp Fakültesi’nde göreve başladı. Yaptığı çalışmalar ve başarıları sayesinde 11 yılda tıp fakültesinde profesörlüğe en hızlı yükselenlerden birisi oldu. Profesörlük unvanından sonra kendi adına kürsü açtı. Prof. Dr. Toner, 1994 yılında Biyomühendislik YC Fung Fakülte Ödülü, 1995 yılında Whitaker Vakfı Özel Fırsat Ödülü, 2008 yılında Massachusetts General Hospital Kanser Merkezi Ödülü, 2010 yılında Amerikan Kanser Araştırma Derneği (AACR) Takım Ödülünü aldı. 2012’de Kriyobiyoloji Derneği tarafından düşük sıcaklık biyolojisi alanındaki çalışmalarına Luyet Madalyası verildi. 2013 yılında ise Amerikan Makine Mühendisleri Topluluğu tarafından H.R. Lissner Madalyası ile ödüllendirildi.
Yorumlar