Marvel’s Spider-Man, çok güzel bir hikaye anlatıcısı. Spider Man’in, Peter Parker’ın, Mary Jane’in, Miles Morales’in, ana düşmanlarımızın hikayesini çok güçlü bir şekilde anlatıyor. Evet oyunda birden fazla ana düşman var. Bu zaten artık bir sır değil. Benim Marvel’s Spider-Man’de anlatmak istediklerim biraz daha Spider Man sevgisi, oyundan beklentilerim, oynarken aldığım zevk ve tatmin duygum. Suit’ler, gadget’lar, abbility’leri de ikinci planda bırakıyorum.
Şimdiye dek yapılmış tüm Spider-Man oyunları içerisinde 2 tanesini zevkle oynadığımı hatırlıyorum. Amazing Spider-Man ve Shattered Dimensions. Amazing Spider-Man, kendi çapında yenilikler getiren başarılı bir açık dünya oyunu sayılabilir. New York içerisindeki ağ sistemi zevkli, hikayesi oldukça ilgi çekiciydi. Ama Shattered Dimensions tamamen lineer bir şekilde akıyorken, bize 4 farklı Spider-Man olma imkanı sunuyordu. 4 farklı dünya, 4 farklı Spider-Man, 4 farklı tecrübe. Ben Shattered Dimensions’ı çok sevmiştim. Evet, mekanikleri sınırlıydı, oynanışta Spider-Man özgürlüğü vermiyordu bize ama inanılmaz eğlenceli bir zaman geçirtiyordu. Özellikle Noir Spider-Man tek başına bir oyun olabilecek kadar güçlü bir dünya kurulmuştu.
Peki ya Marvel’s Spider-Man şimdiye dek yapılmış tüm Spider-Man oyunlarının neresinde duruyor? Açık ara en tepesinde. Evet, Marvel’s Spider-Man şimdiye dek yapılmış, en iyi Spider-Man oyunu. Hatta, en iyi ikinci süper kahraman oyunu diyebilirim. İlk sırada tabii ki Arkham serisi var. DC’de Batman ne ise, Marvel’da da Spider-Man oydu aslında. Hatta MCU’yla birlikte Iron Man Marvel’ın poster yüzü olana kadar en büyük ismi Spider-Man’di. Batman için Gotham ne ise, Spider-Man için New York odur. İkisi de düşmanlarını etkisiz hale getirmek için ileri teknolojik aletler kullanır. Her ikisi de maske takar. Batman ne kadar karanlıksa, Spider-Man o kadar aydınlıktır. Arkham serisi, süper kahraman oyunları için çok ilham verici bir yol açtı. Insomniac Games bu yolu çok doğru bir şekilde Spider-Man’e uyarlayabilmiş. Peki neden bu kadar iyi Marvel’s Spider-Man?
Hikaye
Çizgi romanlar dışında Spider-Man külliyatına girmek isteyen her yan sanayi-sinema, oyun vs. öncelikle ‘Peter Parker nasıl Spider-Man olmuştur ‘ sorusunun cevabını bize gösterir. Milyonlarca kez Ben amcanın ölümünü gördük, ev yapımı örümcek adam kıyafetinin nasıl yapıldığını ezberledik, ‘büyük güç büyük sorumluluk getirir’ cümlesini duyduk, acemi kahramanlık hikayelerine şahit olduk. Marvel’s Spider-Man, neyse ki sayısız şahit olduğumuz bu olayları tekrar tekrar ilk kez görecekmişiz gibi anlatmıyor. Hikaye, Spider-Man oluşumuzun 8 sene sonrasında geçiyor. Oh be. Artık gerçekten Spider-Man’iz.
Oyunun hemen başında Wilson Fisk’i alt ediyoruz. New York’ta çeteler arasında yeni bir düzen oluşmaya başlıyor. Burada ön plana çıkan ise Mr Negative. O’nu Spider-Man çizgi romanlarının müdavimleri elbet tanıyacaktır ama Spider-Man’a sinema – oyun dünyasından aşina olanlar için yeni bir isim. Mr Negative kesinlikle 2 boyutlu bir kötü değil. Derdini, motivasyonunu anlayabiliyoruz. Oyundaki diğer kötü adamlar için de aynı şeyi söyleyebilirim. -Halen daha oynamamış insanlar elbet vardır, sürpriz bozmak istemem.-
Görevleri hikayenin ilerleyebilmesi için yapıyoruz. Her bir görev hikayenin bir parçası. Ve her bir görevde illa ki kötü adam pataklayacak değiliz. Bazen May Hala’nın yanına gidip onunla sohbet ediyoruz, bazen kaybolan çantamızı arıyoruz vs. Ama hepsi günün sonunda hikayenin bir parçası. Her bir parça, her bir karakter, her bir olay güçlü bir şekilde sonuca bağlanıyor. Hikaye çok iyi yazılmış. Diyaloglar çok iyi düşünülmüş. Boss dövüşlerinin atmosferi çok iyi hazırlanmış.
Oynanış / Görevler
Arkham serisi ile cümleye başlamak zorundayım yine. Evet Arkham serisi olmasaydı belki de Marvel’s Spider-Man’i hiç oynayamayacaktık. Dövüş mekanikleri, gizlilik öğeleri, düşmanları alt etmek için ya da oyunda ilerleyebilmek için kullandığımız tüm teknolojik ıvır zıvırlar… Hepsini Arkham’dan almışlar ve Spider-Man’in dünyasına kusursuz entegre etmişler. Bize yeni bir deneyim sundukları sürece, Amerika’yı yeniden keşfetmeye hiç gerek yok. Bu mekanikler Spider-Man’e de yakışmış. Üstelik bunu Arkham’dakilerden çok daha geniş bir dünya kurarak başarmışlar.
Oyun inanılmaz akıyor. Ağ atma, gökdelenler arası hatta Central Park’taki ağaçların arasında bile çok rahat süzülebiliyoruz. Binalara toslamıyoruz. Tatsız sürprizlerle karşılaşmıyoruz. Örümcek dostumuzun hareketlerine alışmamız ortalama 5 dakika sürüyor. Sonrasında tam bir Örümcek Adam’a dönüşüyoruz. Dövüşlerde de bu akıcılık devam ediyor. Marvel’s Spider-Man son zamanlarda karaktere hakimiyetimizi en çok hissettiren oyun diyebilirim.
Her oyunda olduğu gibi dövüşler bir yerden sonra tek düzeye geliyor ama bu olumsuz bir durum yaratmıyor. Asla adam pataklamaktan sıkılmıyorsunuz. Bu arada düşmanları hep etkisiz hale getiriyoruz. Ağlarla sarıp polislere servis ediyoruz. –Gökdelenlerden fırlattığımız adamlara ne oluyor çözemedim. Ölüyorlardır herhalde-
Boss dövüşleri ise, mantık olarak birbirlerinin çok benzerleri. Düşmanı sersemlet saldır mantığı üzerinden ilerliyor. Ama bu aynılığı düşman tasarımları ve yarattıkları atmosferle tamamen kırıyorlar. Yani her seferinde farklı bir boss dövüşü içerisinde olduğunuzu hissediyorsunuz. Bazen önceden hazırlanmış animasyon sahneleriyle God of War misali sinematik anlara da şahit oluyoruz. İyi hazırlanmış, zevkli, boss savaşları sizi bekliyor kısacası.
Neler olmamış?
Aslında Marvel’s Spider-Man olmuş. Beklentilerimi büyük ölçüde karşıladı. Peki ne tam olarak beni tatmin etmedi dersem, keşif duygusu oluşturmadı bende diyebilirim. Evet bir dolu yan görev, challenge, toplanacak şey var ama bunların hepsi size haritada sunuluyor. Açık dünyadan beklediğimiz, tatlı sürprizli görevler, karakterler, olaylar, göndermeler o kadar az ki. Yani keşfedebileceğimiz bir dünya yaratılmamış. GTA’daki keşif duygusu ya da Arkham serisindeki sürpriz villian’lar burada yok. Açıkçası benim keşif becerilerime bağlı olayların karşıma çıkmasını çok isterdim.
Birçok yerde oyunun tekrar oynanabilirliğinden bahsedilmiş. Ben buna katılmıyorum. Oyunu yüzde 100 bitirdim ve yakın zamanda tekrar oynayabileceğim hissi yaratmadı bende. Belki ileride, oyunsuz bir zamanda tekrardan oynamak isteyebilirim ama oyun bittikten sonra ‘tekrar oynayayım ben bunu’ demedim.
Son tahlilde, Marvel’s Spider-Man taş gibi bir oyun. PlayStation Exclusive oyunlarında her zaman bir kalite mevcut zaten ve Marvel’s Spider-Man bu kaliteyi göklere çıkarıyor. Üst üste God of War ve Marvel’s Spider-Man gibi iki kalbur üstü oyun çıkartmalarını da ayakta alkışlıyorum. Bu seneki yılın oyunu adayım God of War olmasına rağmen, şu an için onu zorlayacak en güçlü aday Marvel’s Spider-Man. PlayStation sahibi herkesin oynaması gerekir derim.
Yorumlar