İster girişimci olun, isterseniz bir şirkette sıradan bir çalışan. Eğer günümüzde büyüme odaklı bir zihin yapısına sahip değilseniz sizin için üzgünüm. Ne kadar iyi bir üniversiteden mezun olursanız olun, çalıştığınız şirket ve maaşınız ne kadar yüksek olursa olsun, bilin ki gelecek sizin için pek parlak değil.
Büyüme odaklı zihin yapısının tersi sabit bir zihin yapısı, yani “fixed mindset”. Aslında kimseyi bu şekilde sınıflandıramayız. İçinde bulunduğumuz ortam, stres seviyesi, endişeler, ruh halimiz, hırslar ve amaçlarımız gibi birçok faktöre bağlı olarak zihin halimiz durumsal olarak değişiyor. O yüzden bir kişinin “Growth” ya da “Fixed” zihin haline sahip olup olmadığını olaylar karşısında almış olduğu reaksiyonlar ve aksiyonları genel olarak ele alış biçimine göre söyleyebiliriz.
Bu iki kavram arasında nerede durduğumuzu belirleyen en temel unsur inançlarımız ve odağımız oluyor. Eğer yeteneklerin doğuştan geldiğine inanıyorsanız tamamen sabit akıl yapısına sahip bir insansınız. Büyüme odaklı akıl yapısına sahip kişiler her türlü bilgi ve yeteneğin öğrenilebileceğine, sadece zaman ve efora ihtiyaç olduğuna inanırlar. Diğer taraftan odakları da süreci sürekli iyileştirmek üzerinedir. Sabit zihin hali içinde olanlar ise çok daha defansif, eleştiri gelmesin de ne olursa olsun akıl yapısında olurlar.
Zihin yapınızı değiştirmeye hazır mısınız?
Büyüme zihin yapısındaki kişilerde gördüğümüz ortak özellik öğrenmeye vermiş oldukları samimi önem. Karşılarına yeni bir konu çıktığında duydukları ilk bilgi ile öğrendiklerini sanmıyorlar, araştırıp, detayları anlayıp konunun uzmanı olmak için çaba sarf ediyorlar. Sosyal medya bilgilerini çevresiyle paylaşan çok insan görüyorsunuz. Çoğunluğu, dostlarına sosyal medyadan duyduğu bilgileri hiç sorgulamadan, doğru olduğuna emin bir şekilde anlatıyor. Büyüme odaklı akıl yapısı ise tam tersi çalışır. Her zaman yüksek eforun gerekli olduğuna inanırlar. Karşılarına bir engel çıktığında ise buna büyük bir fırsat olarak bakarlar. Örneğin yasaların net olmadığı alanlarda büyüme odaklı kişiler fırsat görür. Yasal zorlukları aşıp, çözerek ilerlemek ya da gri alanlarda iş yapma riskini almak müthiş fırsat pencereleri açabilir. Ama büyüme odaklı olmayan kişiler hemen köşesine çekilip güvenli sularda oyalanabilir.
Büyüme odaklı kişilerin bir özelliği de geri bildirime müthiş açık olmaları, geri bildirimden öğreniyor olmaları. Birlikte çalıştığım, büyüme odaklı kişilerin hiçbir zaman geri bildirimi kolaylıkla kabul etmediklerini ve ama inanarak, dikkatle dinlediklerini ve tartışmadan sonra ikna olduklarını gördüm. Sebebi, gerçekten anlayıp ikna olmak istiyorlar.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, insan beyni ölene kadar elastikliğini hiç değiştirmiyor. Dolayısıyla her ne deneyim geçirmiş olursak olalım, her yaşta öğrenmek, gelişmek ve değişmek bizim elimizde. Yeter ki kendi beynimize aldanmayalım, doğru perspektiften hayata bakmayı başarabilelim.
Yorumlar