Bazı bilim kurgu filmlerde bir icat, yeni teknoloji, hayvan veya yaratık beklenenden farklı şekilde evrilir. Geliştiricisi ne yapacağını bilemez, onu gizler veya erişilmez kılmaya çalışır. Bunlar yetmezse, kendisi uzaklaşmaya çalışır ortaya çıkan mahlûktan, ancak bir süre sonra o mahlûk kontrolden çıkıp herkes için tehlike oluşturmaya başlar… Silikon Vadisi’nde de bize, “Acaba sosyal medya devleriyle benzer bir senaryoya doğru mu ilerliyoruz?” diye düşündüren geliştiriciler, üreticiler var.
Örneğin, Facebook’un ‘Beğen’ düğmesini ve Google’ın G-Chat uygulamasını geliştiren Justin Rosenstein, kendi telefonuna yeni app indirme yetkisini asistanına, ebeveyn kontrolüyle vermiş. ‘Beğen’ ekibinden Leah Pearlman de farklı önlemler alıp teknoloji devlerinde çalışmaktan vazgeçmiş. 2010’da Twitter’ın satın aldığı Tweetie’de aşağı kaydırınca yeni içerikler gelmesini sağlayan arabirimi yaratan ve böylece Instagram’dan Facebook’a hayatımızı değiştiren Loren Brichter da sosyal ağ kullanımını azaltan yazılımlara başvurmuş.
Apple için iOS cihazlarda ‘Uyarılar’ özelliğini geliştirerek sayısız uygulamanın bize sürekli uyarılar göndermesinin yolunu 2009’da açan, tabii bu sayede telefon ekranı kapalı dururken bile çağırdığımız BiTaksi’yi veya Skype’tan gelen sesli aramayı fark etmemizi sağlayan Chris Marcellino da Silikon Vadisi’nden ayrılıp beyin/sinir cerrahı olmak için eğitime başlamış. Henüz cerrah olmasa da bugüne kadar aldığı eğitimde şunu fark ettiğini söylüyor:
Sosyal medyanın bağımlılık yapan, ‘paylaşımlarımı kim beğendi’ şeklinde bilinçaltında ödül algısı yaratan ya da sayfayı aşağı kaydırdığımızda ‘kayda değer yeni bir içerik gelecek mi, yoksa saçma bir şey mi çıkacak’ dedirten kumar benzeri tetiklemesi; beyin ve sinir sisteminde yemek, sıcak ortam ve rahat arayışıyla aynı kanalları aktive ediyor! Bugün pek çok teknoloji şirketi, bizlerdeki sıkıntı, yalnızlık, heyecan arayışı hallerine cevap olan ve beyindeki dopamin/tatmin kurgularını teşvik eden arabirimler ve yöntemleri baz alarak hizmetlerini geliştiriyorlar. Öte yandan, artan sayıda Silikon Vadisi profesyoneli, çocuklarını dizüstü bilgisayar bile olmayan “elit” okullara göndererek ailelerini daha “sağlıklı” tutmaya çalışıyorlar!
Kapitalizm ve reklam odaklı ücretsiz içerik mi suçlu
Sadece bazı Facebook, Twitter, Instagram, Google çalışanları değil, bu şirketlerin yatırımcılarından da uyarı sinyali verenler var. Dünyanın en güçlü kadınları listesinde ilk 5’te olan Sheryl Sandberg’in Google’dan Facebook’a geçişine vesile olan, Zuckerberg’e bir dönem danışmanlık yapmış, zamanında Google ve Facebook’a yatırımlarıyla büyük getiriler elde etmiş risk sermayedarı Roger McNamee de her iki şirketin kuruluşundaki ideallerinden bugün geldikleri noktaya baktığında oldukça mutsuz olduğunu söylüyor ve bugün kullanıcıyı sürekli platformlarında tutmaya odaklanmalarına neden olanın reklam bazlı ücretsiz hizmet sunmak olduğunu belirtiyor. Hâlbuki reklamla geçim sağlamak zorunda kalmaktansa geliri farklı yolla elde edip bir yandan da insani fayda sunacak şekilde kurgulanmış olsalar, mesela Facebook bize her gün enerji tasarrufu, sağlık, toplumsal uzlaşı için tavsiyeler verse nasıl olurdu?
Ücretsiz hizmet aldığımızı sanırken aslında dikkatimizi, zamanımızı [reklamcılara] veriyoruz; dünyanın en değerli şirketlerine dönüşen birkaç Silikon Vadisi devi de hangi reklamın başarılı olduğuna tıkladığımız ‘beğen’ sayısına göre karar veriyor. Mesajın içeriği değil beğeni sayısı odaklı bir sosyal medya kurgusu karşımızda! Örneğin, ABD seçimlerinde bazı sahte haberlerin güvenilir kaynaklılardan daha çok paylaşılıp okunmasına; dolayısıyla seçim sonucunu değiştirmesine kadar giden etkileri artık ürkütücü boyuta geliyor, telefonlarımız ve yeni [sosyal] medya zihinlerimizi yönetebilecek, siyaseti ve gezegeni değiştirebilecek noktaya gelmek üzere ya da geldi bile!
Yorumlar