Teknolojik gelişmelere dair tartışmalar genellikle, “Ne,” ve “Nasıl,” soruları ekseninde oluyor. İnternet, mobil, sosyal ağlar, büyük veri ve bulut bilişim kavramları hayatımıza girdiğinde önce onlara aşina olmaya çalıştık daha sonra da dünyayı hangi yönde değiştireceğine baktık. Ancak teknolojinin hızından olsa gerek bu değişimlerin gerekçesini, altında yatan oluşum koşullarını kısacası nedenini – niçinini tartışmaya daha çok vakit ayırmanın faydalı olacağına inanıyorum. Zira hepimiz sonraki büyük teknolojinin ne olacağını da öngörmeye çalışıyoruz. Bilimsel metodoloji uyarınca bir sonraki adımları kestirmek için sıçramaların ve dönüşümlerin altında yatan sebepleri görmek bize fayda sağlayacaktır. Bireyler, kurumlar ve toplumlar yeni teknolojilere hangi gerekçelerle ilgi göstermiştir, düşünmek zorundayız.
Geriye doğru bakacak olursak 90’ların internet devrimi bilginin kapalı kaldıkça değil açılıp paylaştıkça büyüdüğü gerçeğinden ötürü dünyayı sardı. Altındaki ana motivasyon; insanlığın bilgisini birleştirme arzusuydu. Mobil teknolojiler hareket etme, keşfetme arzumuzu doyurduğu için kazandı. Farklı sosyal ağlar farklı güdülerimizi tatmin etse de; esas sebep beğenme-beğenilme, kendimiz gibi insanlardan haberdar olma ve haberdar etme, topluluk oluşturma güdülerinden beslendi. Bulut bilişim kurumlara mobilizasyon ve esneklik sağladı.
Şimdi önümüzde hatta yanımızda duran yeni bir teknolojik atılımı, Blockchain’i anlamaya çalışırken de ne olduğu, dünyayı nasıl etkileyeceği kadar insanlığın neden bu teknolojiye ihtiyaç duyduğunu da düşünmeliyiz. Büyük veri devriminin evrimleşerek oluşturduğu Blockchain’in altında ana gerekçe güven. Zira kişiler ve kurumlar arasındaki birçok etkileşimde güvene ihtiyaç duyuyoruz. Bilgi paylaşımı, iş ortaklığı, alışveriş, finansal iş birliği gibi birçok alanda güvene ihtiyacımız var. Güveni tarihsel olarak sezgilerimizle ölçüyor, insanları tanıyarak güvenmeyi ya da güvenmemeyi tercih ediyoruz. İmza, sözleşme, teminat, noter, yargı sistemi gibi kurum ve enstrümanlar da bu güveni tesis etmeye fayda sunuyor. Ama insanlık olarak güveni suiistimal etme konusunda sicilimiz bir hayli bozuk. Sosyal ağlar sahte profillerle, dolandırıcılık hikâyeleriyle; iş dünyası ihtilaflı ortaklıklar ve alışverişlerle, finansal dünya batık krediler, sorunlu alacak-borç hikâyeleriyle dolu. Hukuk sistemi, finans sistemi, bankalar, devletler insanların bu yöndeki suiistimallerini bir türlü sona erdiremedi. Blockchain, teknolojiyi kullanarak güven duygusunu merkezi bir kurum-regülatör üzerinden değil de; dağınık teknolojik bir zincir üzerinden yapılmasını sağlıyor. Yani aslına bakarsanız, ihtiyacımız güven; Blockchain sadece bir enstrüman.
Blockchain toplumsal yapıları ciddi şekilde değiştirecek
Tüm olayların (bu para alışverişi de olabilir, hukuksal bir süreç, sosyal ağlarda bıraktığımız iz ya da kişisel tüketim/üretim alışkanlıklarımız da) dijital yansımalarını Blockchain adlı dağınık yapı üzerine kaydedersek; bu dijital izlerin gelecekteki güvenilirlik hakkında ciddi bir veri olacağına dayanıyor. Blockchain’i tüm dünyada popular yapan Bitcoin gibi para birimleri harika birer örnek. Düne kadar sadece devletlerin ve merkez bankası gibi yetkili kuruluşların güveniyle ve imzasıyla üretilebilen para birimi; artık teknolojinin sağladığı güven alanı sayesinde de üretilebilir oldu. Bilelim ki bundan sonra; insan, kurum ve toplum hayatında güvene ihtiyaç duyduğumuz her alanda bir Blockchain senaryosu kurgulamak mümkün olabilecek.
Bu alanlara örnek olarak alışverişler, ticarî faaliyetler, kişilerin diğer kişilerle, kurumlarla ve hata devletle olan ilişkileri sayılabilir. Sözleşmelerde olası ihtilaf durumunda nasıl bir hukukî bir süreç izleneceği yazarken; Blockchain sayesinde ihtilafın olasılığını önceden bilebileceğiz. İnsan nasıl ki hayatta yaşadıklarının ve tecrübelerinin sonucu olarak bir karakter ve güvenilirlik kazanıyorsa; yaşantımızın dijital yansıması da bizim güvenilirliğimizi ölçecek. Bıraktığımız izlerin toplamını sembolize eden Blockchain, gerçek bizi tanımakta müthiş bir araç olarak yer alacak.
Özetle; altında insanlığın sahicilik ve güven paradigmasının yattığı Blockchain; birey, kurum ve toplumların güvene ihtiyaç duyduğu her alanda bu ihtiyacını giderecek ve görünen o ki toplumsal yapıları ciddi şekilde değiştirecek.
Yorumlar