Teknoloji girişimcilik ekosisteminde dengelerin bozulduğu bir yılı geride bırakıyoruz.
Yetenekli girişimlerimize, bunları destekleyen melek yatırımcılara ve hızlandırma merkezlerine bakarsak ekosistem güçlü şekilde büyüyor. Türkiye’de 50 civarı girişim hızlandırma merkezine karşılık Kore’de benzer sayılar, İngiltere ve Almanya’da 100 – 150 civarı hızlandırma merkezi görüyoruz.
Ekosistemi bir piramit olarak düşünürseniz taban oldukça güçlendi ve güçlenmeye de devam ediyor. Fakat bu yapı yukarı doğru çıkarken piramit şeklini maalesef terk ediyor. Türkiye’ye odaklanmış 30’a yakın ‘Venture Capital’ fon varken, Kore’de bu rakam 800 üzerinde, İngiltere 750, Almanya ise 450 civarı.
2020 için daha pozitif bir tablo çizebiliriz
İşte bu noktada ekosistemde dengeler bozuluyor. Piramidin basamaklarını yukarı doğru tırmananlar fon bulmakta çok zorluk çekiyor. Fon arayışları o kadar uzun sürüyor ki, iş odaklarını ve ekiplerini kaybediyorlar ya da ülke olarak biz bu girişimleri yurtdışına kaybediyoruz. 2019 yılında Türkiye’de teknoloji girişimlerine yapılan erken ve büyüme aşaması yatırımlar son 10 yılın en düşük düzeyinde gerçekleşti.
2020 içinse daha pozitif bir tablo çizebiliriz. Hem Hazine’den onay alan fonların 2020 ilk yarısı içerisinde kurulacak olması, hem de kurulma aşamasındaki diğer fonları göz önüne alırsak girişimlerin biraz daha kolay fon bularak işlerine odaklanabileceğini öngörebiliriz.
Böyle bir ortamda aradan sıyrılarak öne geçen oyun girişimleri oldu. Dijital oyun geliştirme ve yayıncılık ülkemizde son 10 yılda hızla gelişiyor fakat özellikle son 3 yılda ivme müthiş hızlandı. 1 milyar doları aşan oyun ihracatı, bilişim sektörünün 2023 ihracat hedefini şimdiden tek başına gerçekleştiriyor.
Oyun şirketleri için de ekosistem şartları aynı fakat oyun geliştiren girişimler aradan sıyrılmanın yolunu buldu. Oyun girişimlerinin hayata geçmesi çok daha az sermaye gerektirmesi, pozitif ya da negatif sonuçların daha hızlı görülmesi ve artan dolar kurunun tüm dünyadan gelir elde eden oyun şirketlerinin lehine çalışması bu alanın hızlı gelişmesinin temel nedenleri oldu.
Geleneksel sermayenin teknolojiye ilgisi artıyor
2018 sonunda Türkiye’de 250 civarında oyun stüdyosu varken bu rakam 2019 itibariyle 500’e ulaştı. Ülkenin her şehrinde oyun geliştiren küçük stüdyolar görmemiz mümkün hale geldi.
Zeki, yetenekli ve yaratıcı girişimcilerimiz hızlı da sonuç görebildikleri projelerde çok başarılı olabiliyor. Oyun geliştirmenin bu özelliklerimize çok iyi uyduğunu söyleyebilirim. 2020 yılında, içinde bulunduğumuz mevcut ortamın avantajlarını ve güçlü kaslarımızı kullanabilecek farklı teknoloji dikeylerinin de güçleneceğini öngörüyorum.
Bir diğer olumlu gelişme de geleneksel sermayenin teknolojiye çok daha fazla ilgi duyması. Bu sayede ağırlık İstanbul’da olmak kaydıyla çok sayıda etkinlik gerçekleşiyor ve ilgi de üst düzeyde. 2020’de geleneksel sermayedarların teknoloji ekosistemine hem yatırımlarının, hem de iş ortaklıklarının arttığını görebiliriz.
Yılı değerlendirirken blok zinciri ve kriptoparalara değinmeden olmaz. Yüzde 75 üzerindeki oranda akıllı telefon penetrasyonuna sahip Türkiye’de dijital ürünlerin yaygınlaşması ve kullanımı da çok hızlı oluyor. Kriptoparalar da buna çok iyi bir örnek oldu. Türkiye, nüfusuna oranla kriptopara sahibi olan kişiler kategorisinde dünyada sıralamasında en tepedeki yerini aldı. Çok sayıda kriptopara borsası, açık fikirli devlet politikaları ve dijital ürünleri seven insanlarımız sayesinde kriptopara dünyasında en önemli pazarlardan biri haline geldik ve ağırlıklı Asya şirketleri olmak üzere pek çok firmanın ilgisini Türkiye’ye çekmeyi başardık.
Türkiye Bilişim Vakfı’nın bir inisiyatifi olarak kurulan Blockchain Türkiye Platformu da 2019 sonu itibariyle farkı sektörlerde 70’in üzerinde üyeye ulaşarak ekosistemin gelişmesine çok önemli bir katkı sağladı. Bu üyelerin birlikte çalışmalarının da yarattığı fark ile 2020 yılında çok daha fazla blokchain teknolojisi kullanan ve hayata dokunan ürünlerin Türkiye’de hayat bulacağına inanıyorum.
Yorumlar