Skip to main content

Bundan tam 9 ay önceydi. Telefondaki ses Asya’nın ne kadar güzel ve ne kadar büyük potansiyelli bir yer olduğunu anlatırken içimden gülümsüyordum. Asya benim için Mars’la aynı uzaklıkta ve başka bir dünyaydı. Aylar geçti ve Asya’ya bir bankacı olarak geldim.

Asya’da bankacı olmak

Singapur’daki işimdeki ilk günümde bana verilen tavsiye şu oldu: “Eğer Singapur’u anlamak istiyorsan mutlaka Hong Kong’u anlaman gerekir.” Tabii ki,  hemen Hong Kong’taki dostları arayarak orayı anlamaya çalıştım; ne duydum dersiniz? “Eğer Hong Kong’u anlamak istiyorsan Çin’i anlaman lazım.” Gördüğünüz gibi kocaman bir kıtadan bahsediyoruz, kültürleri birbirinden tamamen farklı ama birbirine farklı açılardan tamamen bağlı.

Peki, burada dijital bankacı olmak ne demek? Ahkâm kesmek için biraz erken olsa da, unutulmaması ve unutulması gereken iki kural olduğunu söyleyebilirim. Kısaca anlatayım;

Unutulması gereken kurallar

Tüm pazarlar için tek çözüm: Bu Avrupa’da bile mümkün değil ama burada kesinlikle unutun. Örneğin iki komşu ülke ele alalım, Malezya ve Singapur. Öyle ki, Singapur merkezden taksiye bindiğinizde Malezya sınırında geçmeniz yaklaşık 35 dakika sürüyor. Yine de iki ülkenin dinamikleri ve ihtiyaçları o kadar farklı ki, aralarında uygulama kullanımları açısından deneyim farklılıklarına bile rastlanıyor. Bir yerde çok önemli olan işlem, yarım saat ötesinde olmayabiliyor. Dolayısıyla bu kuralı mutlaka unutun ama her ülkeyi de çok sıkı analiz edin.

Bildiğiniz sosyal medya ve arama motorları: Kesinlikle unutun ve yenilerini öğrenmeye hazır olun. Özellikle Kuzey Asya bölgesinde yani Çin, Güney Kore ve Hong Kong pazarlarında hayatınız boyunca belki de hiç duymadığınız, ismini duysanız bu nedir diyeceğiniz platformlarla karşılaşacaksınız. CPD veya CPA’i farklı konuşur hale geleceksiniz. Hele Çin’i Asya’dan ayırırsak, işlem akışlarının bile farklı olduğu bir dünyadan bahsediyoruz. Burada sadece ABD ve Avrupa’dan bildiğiniz firmaları düşünerek müşteri kazanmanız mümkün değil.

Unutulmaması gereken kurallar

Ülkelerin dijitalleşme çabası: Çok detaylarına girmeden şunu açıklıkla söyleyebilirim; Asya’da ülke olarak Fintech olmaya karar veren 3 ülke var: Hindistan, Hong Kong ve Singapur. Bu ülke bankalarının birbirlerinden aldıkları API’lar ile kendileri yeni servisler yaratmayı kafaya takmış durumdalar. Türkiye’deki e-devlet uygulamalarının çok daha ötesinde, vatandaşa en iyi servisi en kolay şekilde sunmak istiyorlar. Yani bu kıtada sadece bankalar ve fintech’ler rekabet etmiyor; farklı oyuncular da çıtayı yükseltmeye çalışıyor.

Büyük işgücü: Asya inanılmaz bir iş gücü barındırıyor, sakın küçümsemeyin. Hindistan, Pakistan ve Çin’i aldığınızda zaten dünya nüfusunun dörtte birine ulaşabiliyorsunuz. Bunun içinde inanılmaz iyi eğitimli bir yüzde 10’luk kısım var ki, nereden baksanız 200 milyondan fazla insan ediyor. Bu insanlar özellikle lider Asya pazarlarına büyük güç katıyor. Bu arada yüksek sayıda batılı expat’tan bahsetmeden de geçmemek gerekir ve ummadığınız kadar çok Türk çalışanla karşılaşma ihtimaliniz var.

Buradaki ilk ayımda sizinle paylaştığım unutulması/unutulmaması gereken kuralların yanında, Kenya’dan Güney Kore’ye kadar yayılmış bir coğrafyada şu an 5 milyonun üzerinde olan dijital kullanıcı sayısını ikiye katlama stratejileri içinde olduğumu da paylaşabilirim. Bunun için gereken stratejileri gelecek yazımda belirteceğim; bununla birlikte WeChat ve Alibaba’nın görünmeyen yüzlerini de aktarcağım. Asya’dan selamlar.