Çok eski değil, sadece 100 yıl kadar önce dünya nüfusu 1 buçuk milyar kişiydi. 2019 başı itibariyle ise 7 milyarı geçmiş ve logaritmik artış ivmesine girmiş durumda. Hızla artan nüfusa karşın kaynakların kıtlığı açık bir gerçek. Yapay zeka gibi teknolojilerin gelişmesi ile birlikte işsizlik sorununun büyümesi kaçınılmaz. Gelir dağılımında da giderek artan kutuplaşma ile birlikte son hız duvara doğru gidiyoruz, manzara böyle.
Artan nüfus ile ilgili çözüm olarak konuşulan marjinal öneriler hiç de iç açıcı değil. Nüfusun azalması için savaşların gerekliliğini savunanlardan, biyolojik silahlanmaya çok farklı görüşler duyuyoruz. Bir gerçek var ki, bugünün şartlarıyla devam edeceksek bize bir dünya daha lazım. Onun için nüfus artışının durması lazım.
Daha da karamsar bir bakış açısı çizeyim. Birçok ülke yıllardır biyoteknolojiye inanılmaz yatırım yapıyor. Nükleer enerjide olduğu gibi, yeni bulunan teknolojilerin silah olarak da kullanılmayacağını öngörmek saflık olur.
Genetik kodları hedef alan bir biyolojik silahı, yüzyıllardır birbirine karşı düşmanlık besleyen toplumlar eline alırsa ne olacak? Ya da birilerinin çıkıp dünya nüfusunun hızla artmasına marjinal bir çözüm getirelim deme ihtimali sizce çok mu düşük?
Teknolojinin iyi niyetle kullanılması garanti altına alınmalı
Bu konuların açıklıkla konuşulması, tartışılması ve teknolojinin iyi niyetlerle kullanılmasının garantiye alınması gerekiyor. Düşmanlıklar tamamen öğrenilmiş bir çaresizlik olabilir. Oysa globalleşen dünyada ancak harita üzerinde görülebilen bir sınır çizgisi nedeniyle savaşmak ne kadar anlamlı?
Bugün kıt dediğimiz kaynaklar aslında çok da bol olabilir. İçilebilir su kıt kaynakların başında geliyor. Dünyanın yüzde 75’i sularla kaplı. Bu suları ekonomik şekilde içilebilir hale getirecek teknolojiyi bulduğumuz gün kıt kaynak problemi tamamen ortadan kalkacak. Ekilebilir alanların azlığından bahsediyoruz. Tarım teknolojilerinde çok yakında oluşacak gelişmeler verimliliği hayallerin ötesinde arttırabilir. Bol gıdaya ucuz erişim ve hatta yerinde erişim yakında mümkün olacak. Her ortamda üretilebilen gıdalar ile lojistik ihtiyacının düşmesi, eğitim teknolojileri ile okullara ve öğrenci taşıyan araçlara ihtiyacın kalmaması ya da enerjiyi herkesin evinde üretmesi yakın geleceğimizin konuları. Bu gibi teknolojiler ile birlikte araç, yol, enerji ihtiyacının, hava kirliliğinin azaldığı günler çok yakın.
Enerjisini kendisi üreten, internet bağlantısını doğrudan uzaydan alan, türlü gıdaları evinin yanında kolaylıkla ve ekonomik üreten toplumların merkezî yerlerde toplanmak yerine çok daha dağınık yapıda yerleşmesi pratik şekilde mümkün olabilecek.
Bugün herkesin evine girmiş olan LED ampüller hayatımızda 10 yıl önce yoktu. Yüzde 90 enerji tasarrufu sağlayan bu teknoloji hayatımıza çok yakın zaman önce girdi. Bugün geliştirilmesi için büyük çaba ve para harcanan teknolojiler 10 yıl sonra hayatımızın birer parçası olabilir. Sözün özü, teknolojinin ne amaçlarla kullanıldığı önemli.
Yorumlar