Skip to main content

3 boyutlu yazıcıların hukukla imtihanı

3D yazıcılar, hukuk alanında birçok problemi beraberinde getiriyor. Hukukçuların karşısına ilk çıkacak problem, fikri mülkiyet alanında

3 boyutlu (3D) yazıcılar, dünya bilim ve teknoloji tarihinde neredeyse matbaanın ve internetin icadı kadar önemli bir kilometre taşı. 3D yazıcılar, 35 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen, fiyatlarının 5 bin dolar seviyesi altına inmesiyle daha popüler oldu. Herkes için kolayca ulaşılabilir olması, sarf malzemelerinin ucuzlaması ve yaygınlaşması popüler olmasında oldukça etken oldu.  3D yazıcıların kullanım alanı da popülerliğe paralel bir şekilde gittikçe çoğalıyor. Sanayide model, kalıp, yedek parça, kabartma haritalar ve maket üretiminde kullanılan 3D yazıcılar, tıp alanında da ortez ve protez üretiminde başarıyla kullanılıyor. Kulağa tuhaf gelse de, sadece 3D yazıcıyla üretilen ev ve otomobil örnekleri haberlere sık sık konu oluyor. Tabi evinde oyuncak, yedek parça veya süs eşyası üretecek şekilde kişisel kullanımları da ihmal etmemek gerek.

İlk problem fikri mülkiyet alanında

3D yazıcılar, hukuk alanında birçok problemi beraberinde getiriyor. Hukukçuların karşısına ilk çıkacak problem, fikri mülkiyet alanında. Patentli ya da endüstriyel tasarım tescilli bir çok ürünün üreticileri, yıllardır sahte ürünlerle mücadele ediyor. Mücadelenin en önemli ayağı, sahte ürün imal edenlerin depoları ve imalathanelerini basmak, üretim araçlarına el koymak, sahte ürün satanların ise işyerini basmak ve sahte ürünlere el koymak şeklinde. Ayrıca, sahte ürünlerin dağıtımı ve pazarlanmasını engellemek için hem kargo firmaları hem de internet pazar yerleri gibi sitelerle sıkı bir işbirliği yapılıyor. Ancak, 3D yazıcılarla evde bile basitçe sahte ürün üretebilmek çok kolaylaşınca, mücadelenin cephesi farklı bir alana kaydı. Artık, patentli ve tasarım tescilli ürünlerin takibini internet üzerinde serbestçe dolaşan 3D grafik modelleri için de yapmak gerekecek. Müzik ve film endüstrisi korsanla mücadele edemedi ancak yepyeni alternatif dağıtım kanalları ve iş modelleriyle korsanlığı büyük ölçüde önledi. Artık, sanayiciler de yeni iş modelleri geliştirerek bunu avantaja çevirebilir. Lojistik ihtiyacı azaltılarak, 3D yazıcıda üretilmeye uygun araç, gereç, cihaz ve yedek parça grafik dosyalarını satacak iş modelleri geliştirilecek.

İkinci önemli mesele ise, belirli standartlarda ve belirli kontroller altında üretilmesi gereken araç, gereç ve yedek parçaların evlerde kolaylıkla yapılacak olması. Örneğin, bir otomobilin veya asansörün yedek parçasının orijinali yerine 3D yazıcıda basılmış standart dışı kopyasının kullanılması, hatalara ve ölümcül kazalara yol açabilir. Bu tip bir durumda, çok çeşitli sorumluluk halleri çıkabilir. Hukuk düzeni, mevcut haliyle bu tip durumları ve sorumlulukları düzenlemiş ancak yine de bu konuda bazı özel çalışmaların yapılması kaçınılmaz. Sahte veya standart dışı üretim, zaten bu konuda çokça sıkıntı yaratmıştı.

3D yazıcılar, dolandırıcılık anlamında yepyeni imkanlar sunabilir

Üçüncü problem, sadece belirli üreticilerin üretmeye izinli ve ruhsatlı olduğu bazı cihazların da kolaylıkla üretilebilir hale gelmesi. 3D yazıcılar, dolandırıcılık anlamında yepyeni imkanlar sunabilir. Mobil POS cihazlarının veya küçük boy ATM’lerin 3D yazıcıyla üretilmiş birebir kopyasıyla insanların banka hesabı ve kredi kart bilgileri ele geçirilebilir. “Tıpkısının aynısı” üretilmiş ama işlevsiz taklit ürünlerle, bir çok kişi rahatlıkla dolandırılabilir.

Diğer dördüncü önemli konu ise, bireysel silahlanma konusunda 3D yazıcıların sağladığı imkanlar. İnternetten çok kolay bir şekilde bulunabilen 3D modellemeli grafik dosyalarıyla, tabanca veya benzeri silahların evde üretimi oldukça basitleşmiş durumda. Sert Plastik sarf malzemesiyle 3D yazıcıdan üretilen silahlar, gerçek bir silah gibi öldürücü nitelikte olmasa da, yaralayıcı, korkutucu ve tehdit edici niteliklerini kaybetmiyor. Dahası bu tip silahlar metal dedektörlerine de takılmayabiliyor. Bir çok havalimanı güvenlik personeli bu konuda özel eğitim almaya başladı.

Mevcut yasalar aslında bu sorunları çözebilecek nitelikte. Belki yasaları biraz teknolojiye uyarlamak gerekebilir, ancak bu uyarlamalar hiç bir şekilde 3D yazıcıların ve sarf malzemelerinin dağıtımının kontrol altına alınması şeklinde olmamalı. Hepimiz biliyoruz ki, teknolojik her gelişme mutlaka hukuki sorunlar doğuracaktır, önemli olan ilhamı, yaratıcılığı ve üretmeyi engellememek.